Ercan, "Hukuk dışı fişleme uygulamasının ve dayanak yapılan protokolün iptalini ve sorumluların tespiti ile kamuoyuna da açıklanmak suretiyle gereğinin yapılmasını bekliyoruz" dedi.
Bazı hususlar "düzeltilecek", yanlış devam edecek
"Hiç kimse bütün toplumu ilgilendiren bir uygulamayı kendi iç meselesi olarak takdim ederek sorunun unutulmasını istememelidir. Ve hiç kimse yapılan yanlışı eğitim zafiyetine bağlayarak sorumluluktan kaçmamalıdır" diyen Ercan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
* Hürriyet gazetesinde 10 Mart 2004'te yayımlanan, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın bazı kaymakamlıklardan fişleme istediğine dair haberlerin ardından; Genelkurmay Başkanlığı haberi doğruladı. Genelkurmay, fişleme işinin İl İdaresi Kanunu'na dayandığını ve yasallığını açıkladı.
* Fişlemede yer alan bazı hususların düzeltileceği belirtilerek, yanlışta ısrar edileceğinin işaretleri de verildi.
* 16 Mart 2004 tarihli açıklamada da, fişlemeden vazgeçilmediği, yapılan işin büyük oranda doğru olduğu ve devam edeceği belirtildi.
* Açıklamada, "Sadece üç maddesinde yer alan ve basınca yansıtılan amacını aşmış istekler ise, bu konudaki eğitiminde zafiyet olan karargah subaylarının kusurudur" denildi. Böylece, üç madde dışındaki uygulamanın yerinde olduğu savunuldu.
Hukuka aykırılık sürüyor
* Açıklamada en önemli noktalardan birisi, 5442 sayılı yasanın olaylar için öngördüğü düzenlemenin, mecrasından çıkarılmış olmasıdır. Olayların araştırılması ile insanların fişlenmesi aynı şeyler değildir.
* Fişlemenin yasal dayanağı olarak iki bakanlık bürokratı arasında imzalanan bir protokolün gösterilmesi ise başka bir yanlış. Hak ve özgürlüklerin özüne yasa yani yasama organının dahi dokunamaması açık bir anayasa hükmü iken iki bürokratın bunu yapabiliyor oluşu kabul edilemez hukuk dışı bir durumdur.
* Açıklamaların aksine yapılan iş bütünüyle yanlıştır ve açıkça bir yetki aşımı ve hukuk dışılık söz konusudur. Anayasada, kanunlarda ve diğer mevzuatta Kara Kuvvetleri Komutanlığının, istihbarat yetkisi yada halkın fişlenmesi için talimat verme yetkisi bulunmamaktadır.
* Hiçbir kurum kaynağını anayasadan ve hukuktan almayan bir yetki kullanamaz. Kurumlara tanınan yetkiler dahi hukuk sınırlarında, insanların temel hak ve özgürlüklerin özüne zarar vermeyecek şekilde kullanılmalıdır. Netice itibariyle bu hakların özüne dokunan, kullanımına engel olan bir uygulama hukuk korumasından yararlanamaz. (BB)