Haberin İngilizcesi için tıklayın
Eğitim Sen, kaldığı cemaat yurdunda maruz kaldığı baskıları anlattığı videoyu paylaştıktan sonra intihar eden Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara'nın ardından yaptığı açıklamada, "Adları taciz, tecavüz ve katliamlarla anılan cemaat yurtları, bu kez de bir gencin çaresizliğe mahkum edilmesi ve adım adım hayattan koparılmasıyla karşımıza çıkmıştır" dedi.
Eğitim Sen yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"Yaşamla bağları zayıflatılmış çocuklar..."
"Çocuklarımızın ve gençlerimizin hayatta kalması ve demokratik bir eğitim alması, bu dinci döngünün kırılmasına ve kamusal, bilimsel ve laik eğitimin yaşama geçirilmesine bağlıdır.
"Siyasal iktidara çağrımızdır: Çocukların ve gençlerin etrafını çevreleyen hayat çoğuldur, renklidir, kamusaldır, hayat farklı olan kişi ve topluluklarla etkin karşılaşmalara açıktır. Dindar ve kindar bir nesil yetiştirme arzunuzun yaşamda karşılığı yoktur. Ancak oluşturduğunuz kamusal ve toplumsal denetimden uzak yapılar, yaşamla bağları zayıflatılmış çocukların yaşamına mal olmaktadır.
"Geleceğe güvenle bakması gereken, özgüveni ve yaşam enerjisiyle de topluma umut olması beklenen gençlerimizin hayatlarının bu şekilde karartılması, siyasi iktidarın yıllardır izlediği toplum mühendisliğinin bir sonucu olarak görülmelidir.
"Çünkü çocuklarımız ve gençlerimiz, bir taraftan sistematik olarak izlenen politikaların, diğer taraftan da bu politikalara 'rıza' gösteren ailelerin tahakkümü altında, temel hak ve özgürlükleri yok sayılarak ve iradeleri hiçleştirilerek şekillendirilmek istenmektedirler.
"Bu sorunu sadece kamu ya da özel yurt sayılarıyla anlamaya çalışmak gerici, baskıcı, yasakçı, otoriter, cinsiyetçi ve ırkçı bu kuşatmayı sadece bir yönüyle ele almak olacaktır. Halbuki sorun, öğrencilerimizin kamusal, parasız ve nitelikli yurtlarda barınma hakkının sağlanmasının yanı sıra onlara demokratik, özgürleştirici, eşitlikçi ve laik bir barınma ortamının da sunulmasıyla çözülebilecektir. Böylesi bir politika ise mevcut düzenin kökten bir değişime uğratılmasını zorunlu kılmaktadır."
HDP'den araştırma önergesi
Öte yandan Halkların Demokratik Partisi Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç-Koçyiğit ise Türkiye'de kayıt dışı veya kayıtlı olarak faaliyet yürüten adına cemaat/ tarikat yurdu denilen yurtlarda yaşanan sorunların ve can kayıplarının tüm yönleriyle araştırılması için meclis araştırma komisyonu kurulmasını talep etti.
HDP Milletvekili, Cumhurbaşkanlığına sunduğu önerge ile Enes Kara'nın yaşamını yitirdiği olay sonrasında bahsi geçen yurtlarda yaşanan sorunları Meclis gündemine taşıdı.
Kılıç-Koçyiğit önergesinin "Gerekçe" bölümünde şöyle dedi:
"Türkiye'nin hemen her kentinde bilhassa üniversite öğrencilerine yönelik açılan bu yurtların toplam kapasitesi, devlet yurtlarının kapasitesine yaklaşmış durumdadır. Ama denetimin ne şekilde yapıldığı bilinmemektedir. Üstelik soru önergelerimizin yanıtsız kalması sebebiyle cemaatlere/tarikatlara ait olan veya herhangi bir resmi kayıt olmaksızın kaçak faaliyet yürüten yurtların sayısına yönelik kesin bir veri bulunmamaktadır.
Aladağ, Ensar Vakfı ve KAİMDER örnekleri
"Hatırlanacağı üzere Aladağ'da Süleymancılar denilen oluşuma ait bir yurtta meydana gelen yangında 11 öğrenci yaşamını yitirmiş yine Karaman'da Ensar Vakfı ve KAİMDER'e ait evlerde kalan 45 çocuk cinsel istismara uğramış, Konya'nın Taşkent ilçesinde 2008 yılında ruhsatsız Kız Kuran Kursu yurdunda yaşanan patlamada 17 öğrenci yaşamını yitirmişti. Bunlar da denetimlerin yapılmadığının bir başka örnekleridir.
"Açıklanan tüm bu sebepler doğrultusunda cemaat/tarikat yurtlarının kamu yurtlarına dönüştürülmesi, o yurtlarda barınmak mecburiyetinde kalan öğrencilerin olası yaşam hakkı ihlallerinin önüne geçilmesi ve sayıları her geçen gün artan bu yurtların denetimden uzak bir şekilde faaliyet yürütülmesine göz yumulmasının araştırılması amacıyla meclis çatısı altında bir araştırma komisyonu kurulması gereklidir."
Ne olmuştu?
Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. Sınıf öğrencisi Enes Kara (20), kaldığı cemaat yurdunda yaşadığı baskıları ve gelecek kaygısını anlatıp intihar etti.
Kara'nın olay öncesi çektiği bir video sosyal medyadan yayıldı. Arkasında intihar notu da bırakan Kara, Müslüman olmadığı halde cemaat yurdunun kendisini namaz kılmaya ve cemaat derslerine katılmaya zorladığını belirtti. Videoda Kara, "İçinde bulunduğum durumda tüm yaşama sevincimi ve hevesimi kaybettim" diyordu.
"Günlük 1 saat burada olan kitaplardan okuman zorunlu haftanın 3 günü cemaat dersine katılman zorunlu yemekleri yine öğrenciler yapıyor, haftanın 1 günü temizliği yine biz yapıyoruz. Sabah namazıyla uyanıyorum, okula gidiyorum geliyorum, akşam namazı, yemek, okuma, yatsı namazı, cemaat dersi sonra saat 10 zaten ertesi gün tekrar 6.30 gibi tekrar namaza uyanıyorum. Kalan zamanda adam akıllı ders de çalışamıyorum çünkü psikolojik olarak yorgun oluyorum."
(AÖ)