Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) parti başkan vekillerini ziyaret ederek “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Raporu”nu sundu.
Görüşmelerde TGC Başkanı Turgay Olcayto, gazetecilerin sorunlarının çözülmesi için yasalarda yapılması gereken değişikliklerle ilgili bir çalışma yaptıklarını ve en kısa sürede parti grup başkan vekilleriyle paylaşacaklarını söyledi.
TGC ve TGS’nin hazırladığı Türkiye’de gazetecilerin yaşadığı zorluklara ilişkin raporda 10 Ocak 1961’de ilk kez çalışan gazeteciler için 212 Sayılı Kanun’un düzenlendiğini hatırlatılarak “Buna karşın sendikasız ucuz emekle çalıştırma yöntemlerine göz yumulmuş, bu konuda gazetelerin sermaye sahiplerine arka çıkılmıştır” deniyor.
"Gazetecilerin yüzde 1'i sendikalı"
Rapor özetle şöyle:
* Özgür bir medya ortamının yolu gazetecilerin örgütlülüğüyle mümkündür. Ancak Türkiye’de basın sektöründe çalışanların sendikalaşması çeşitli yollarla engellenmektedir. Nitekim günümüzde sendikalı çalışan gazeteci oranı yüzde birdir.
* Türkiye’de son on yılda gazeteciler üzerinde baskı giderek yoğunlaşmıştır. İşsiz gazeteci sayısı büyümüş, gazeteciliğin temel hakkı olan eleştiri hakkını kullanan muhabir ve yazarlar kendilerini kapı önünde bulmuşlardır. Sermaye, siyaset, medya sarmalında emek göz ardı edilmiş, sansür ve oto sansür gazetecileri mesleklerini yapamaz hale getirmiştir.
"Gazeteci maaşı yoksulluk sınırının altında"
* Medya sektöründe ucuz emeğin kullanılması patronaj kesimine bağımlı ve niteliksiz bir gazeteciliği beslemektedir. Gazetecilerin aldığı ücret ortalaması Türkiye’de yoksulluk sınırının altındadır.
* Sahada çalışan gazeteci toplumsal olaylarda polisin şiddet uygulamalarına maruz kalmakta ve bu konuda gazetelerinden de destek görmemektedir. Yazılı ve görsel medyanın çoğunluğu savaş bölgelerine gönderdikleri gazetecilerin eğitimini, can güvenliğini, sigortalanmasını sağlayacak koşulları oluşturmamaktadır. Polisler basın kartını göstermesine rağmen toplumsal olaylarda sistemli bir biçimde gazetecileri gözaltına almakta ve çalışmasını engellemektedir.
"Çoğu gazeteci Basın Kanunu'na bağlı değil"
* Son Gezi olaylarında yaralanan 100’e yakın gazeteciyle ilgili TGC ve TGS’nin yaptığı suç duyurularına rağmen hiçbir polis hakkında işlem yapılmamıştır.
* Gezi olayları basın sektöründe yeni bir kıyımın da başlangıcı olmuştur. Gezi olaylarıyla beraber muhabir, foto muhabiri, kameraman, köşe yazarı ve pek çok meslektaşımız çalıştığı kurumlardan çıkarılmıştır.
* Günümüzde fiilen çalışan gazetecilerin sayısına karşı hukuken gazeteci olanların sayısı çok küçük bir rakam olarak ifade edilebilir. Gazetecilerin çoğunluğu Basın Meslek Yasası dışında kaçak çalıştırılmaktadır.
* Türkiye'de yerel basın üzerinde siyasal baskılarla örgütlenmeler parçalanmakta, gazeteciler birbirine düşürülmektedir. Ana medyanın yerel ekleri, bölgelerdeki yerel gazetelerin satış tirajını olumsuz etkilemekte, yerel basının gelişmesindeki önemli engellerden birini oluşturmaktadır.
"Gazeteciler hala tutuklu"
* Gazeteciler Koruma Komitesi'nin raporunda cezaevlerinde en çok gazeteci bulunduran ülkeler arasında bu yıl birinciliği Türkiye almıştır.
* Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’ndaki iyileştirmeler yapılamamıştır. Çıkarılan paketler de cezaevindeki gazetecilerin tutuksuz ve adil bir biçimde yargılanmasını sağlayamamıştır.
* Türkiye’de haber akışının engellendiği, ana medyada haberlerin gizlendiği, istenmeyen haberlerin üzerinin örtüldüğü, görmezden gelindiği bir ortamda halkın gerçekleri öğrenemeyeceği, bilgilenemeyeceği açıktır.
* Dileğimiz; bu 10 Ocak’ın çalışan gazetecilerin sorunlarının parlamentoda ele alınacağı, özgür, bağımsız gazeteciliğin koşullarının oluşturulması için milat olmasıdır. (EA)