“Sözümüz var” sloganıyla bir araya gelen gazeteciler, avukatlar ve akademisyenler tutuklu yargılanan meslektaşları adına basın ve ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına karşı Kadıköy’de buluştu.
Polis, Olağanüstü Hal (OHAL) gerekçesiyle Mehmet Ayvalıtaş Parkı’nda buluşan katılımcıların toplu bir şekilde sloganlarla yürümesine izin vermedi.
Kitle dağınık şekilde ve slogan atmadan Bahariye Caddesi boyunca yürürken “Özgürlük, adalet, barış, hakikat #SözümüzVar” yazılı pankart taşıdı.
Adalet, Barış, Hakikat içinGazeteciler, Akademisyenler, Avukatlar hep birlikte #Yürüyoruz https://t.co/2j0sfOrBBN
— Diren Gazeteci (@pressout) December 2, 2017
Eyleme katılanlar arasında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Barış Yarkadaş ve Mahmut Tanal vardı.
5 Aralık'taki davaya çağrı
Eylem boyunca “Ahmet çıkacak, yine yazacak”, “Devrimci avukatlar onurumuzdur”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Hemen şimdi adalet”, “Barış, adalet, özgürlük” sloganları atıldı.
5 Aralık’ta başlayacak olan akademisyenlerin ve Aralık ayındaki gazetecilerin duruşmasına da özgürlüğe ve adalete sahip çıkmak için katılım çağrısı yapıldı.
Eylemde gazeteciler tutuklu meslektaşlarının fotoğraflarını taşırken akademisyenler “Akademi biat etmeyecek” yazılı dövizler taşıdı.
Eyleme cübbeleriyle katılan avukatlar ise iki yıl önce öldürülen Avukat Tahir Elçi’nin ve tutuklu meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdı.
“Dimdik ayakta kalan gazeteci arkadaşlarımız için yürüyoruz”
Dışarıdaki Gazeteciler, Barış Akademisyenleri ve Adalet Nöbeti adına yapılan ortak basın açıklamasını Ertuğrul Mavioğlu okudu:
“Hakikatin kamusallaşması adına, her türlü tehdide, gözdağına, linç ve tecrit koşullarına rağmen dimdik ayakta kalmayı başaran tutuklu gazeteci arkadaşlarımız için yürüyoruz. Çünkü bizim hakikate sözümüz var.
“Milyonlarca dolarla dönen rüşvet çarklarının, vergi kaçakçılığının, adam kayırmacılığın ayyuka çıktığı bu günlerde; hapse attığınız gazetecilerin ne bayrağın ardına gizleyecek suçları ne de dinin arkasına saklayacak günahları var.
“Terör sanığı yapılmaya çalışılan akademisyenler için yürüyoruz”
“Sadece ve sadece barış istedikleri, çocuklar öldürülmesin dedikleri için önce kanun hükmündeki kararnamelerle işlerinden, öğrencilerinden uzaklaştırılan, şimdi de her biri ayrı ayrı terör sanığı yapılmaya çalışılan akademisyenlerin haksız ve yalnız olmadıklarını anlatmak için yürüyoruz.
“Bilim her zaman itaatsiz olana ihtiyaç duyar! Ve biz, akademiyi yok etmenin, bir ülkenin geleceğini karartmak olduğunu herkes duysun diye yürüyoruz.
“Ağır bir cenderede boğulmaya çalışılan avukatlar için yürüyoruz”
“Gazetecilerin, yazarların, akademisyenlerin ve her dönemin olağan şüphelisi gençlerin kötü gün dostu olan hak savunucusu avukatlar, ağır bir cenderenin içinde boğulmaya çalışıldıkları için yürüyoruz.
“Savunmayı susturmanın, toplumdaki adalet duygusunu yok etmek anlamına geldiğini biliyor, bunun doğurabileceği felakete dikkat çekmek için yürüyoruz.
“İnatçıyız, vazgeçmiyoruz”
“Umudumuz da çaremiz de var. Evet, inatçıyız, vazgeçmiyoruz. Çünkü sözümüz var! Barışa, hakikate, adalete sözümüz var. Gençlere, çocuklara, kadınlara, düne, bugüne, yarına dair sözümüz var. Her daim haksızlıklara karşı feryat ederiz ama sözümüzden feragat etmeyiz.
“Evet sözümüz var! Çünkü biliyoruz: Sözün bittiği yerde faşizm başlar.” (TP)
* Fotoğraf: T24