Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, Ergenekon soruşturması kapsamında aralarında gazeteci Nedim Şener ile Ahmet Şık ve Ergenekon sanığı Yalçın Küçük evlerinin de bulunduğu 16 ayrı adrese yapılan polis baskına tepki gösterdi. Arama kararının "hukuka aykırı" olduğunu söyleyen Feyzioğlu, "Hiçbir gazetecinin, sokakta yaşayan kişilerin mesken özgürlüğü kalmamıştır" dedi.
Feyzioğlu şöyle konuştu:
* Arama kararında hiçbir somut gerekçe gösterilmedi. Kimin ne ile suçlandığının yazmadığı bir arama kararı olamaz. Soyut gerekçelerle çıkarılan bu kararlar hukuka aykırı.
* Arama kararında somut fiil yazmıyorsa bundan böyle hiçbir gazetecinin sokakta yürüyen hiç kimsenin mesken özgürlüğü kalmadı. Çünkü böyle bir kararın alınması son derece kolay, iki dudak arasında.
* Oysa bir Ceza Mahkemesi uygulaması evinde huzur içinde oturan kişilere daha da huzur vermek zorundadır, gelecek güvencesi sağlamak zorundadır. Böyle bir arama kararı, kimin ne ile suçlandığının yazılmadığı bir arama kararı sanmayın ki sadece "soyadı Küçük olanların" başına gelir.
* Böyle bir olay herkesin başına gelmeye adaydır. Bu toplumun adil yargılanma hakkında sahip olması en temel haktır.
"Özgürlüğe müdahale ediliyor"
* Bu korku, bu gelecek güvencesizliği, endişe ne zaman bitecek? Ne zaman insanlar sabahları "Polis mi, savcı mı kapıma dayandı?" diye endişe etmekten kurtulacak?
* Kimse benim bu sözlerimi "darbe savunuculuğu" olarak algılamasın. Ankara Barosu, darbenin karşısındadır. Benim amacım herkesin özgürlüğüne yapılan müdahaleyi ortaya koymak.
* "Benim başıma gelmedi" demeyin. Neden sadece sizin başınıza geldiğinde haksızlık oluyor? Bir başkasına haksızlık yapıldıysa, eğer buna demokratik tepkinizi ortaya koymuyorsanız, sizin başınıza aynı şey geldiğinde kim tepki verecek? (AS)