Haberin İngilizcesi için tıklayın
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yargılama İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde üçüncü gününde devam ediyor.
Tutuklu sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek ve Ercan Demir duruşmaya getirildiler, başka suçlardan tutuklu Tamer Bülent Demirel, Osman Gülbel, Ali Poyraz, Hamdi Egebatan bulundukları cezaevlerinden görüntülü olarak (SEGBİS) duruşmaya katıldı.
Yasin Hayal ve Ogün Samast da duruşmaya görüntülü olarak cezaevinden katıldı.
RSF: Ağırlığı itibariyle Dink cinayeti insanlığa karşı bir suçtur
Davayı takip eden Önderoğlu bianet'e şu yorumda bulundu:
“Maalesef, devlet merkezinde Cemaat itibariyle çatlak yaşanana kadar Hrant Dink cinayetini aydınlatmakla ilgili zorlu görev üç yıl öncesine kadar mağdur aile, avukatları ve vicdan sahiplerine terk edildi. Ağırlığı itibariyle Dink cinayeti insanlığa karşı bir suçtur.
“Yargı ve iktidardan, 10 yıllık cezasızlıktan sonra, Genelkurmay açıklaması ve tehditlerin ardından gelen cinayetin tüm gölgelerin ortadan kaldırılması ve özellikle cinayetin Cemaat'ı aşan iradenin bütünüyle ortaya çıkarılmasını talep ediyoruz.”
Engin Dinç yine gelmedi
Tutuksuz sanıklardan Celalettin Cerrah, Ahmet İlhan Güler, Reşat Altay, Faruk Sarı, Sabri Uzun, Onur Karakaya, Mehmet Ayhan, Mehmet Ali Özkılıç, Muhittin Zenit ve Özkan Mumcu duruşmadaydı, sanıklardan Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Engin Dinç duruşmaya yine katılmadı.
Duruşmayı Halkların Demokratik Partisi Milletvekili Garo Paylan ile Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu takip ediyor.
Dosyası birleştirilen Mülkiye eski Müfettişlerinden ve halen Ordu Vali Yardımcısı olarak görev yapan Mehmet Ali Özkılıç hakkında kabul edilen iddianamenin okunmasının ardından mahkeme savunmaları almaya başladı.
Altay: Yargılanmaktan hicap duyuyorum
İlk savunmayı Dink cinayeti işlendiğinde Trabzon Emniyet Müdürü olan Reşat Altay yaptı. Altay savunmasında “tertemiz bir sicile” sahip olduğunu ve Dink cinayeti davasında yargılanmaktan “hicap duyduğunu” belirtti.
15 Mayıs 2006'da Trabzon Emniyet Müdürü olarak göreve başladığını aktaran Altay, görevi Ramazan Akyürek'ten devraldığını ve Akyürek'in kendisine devam eden sözlü ve yazılı operasyonlarla ilgili bir bilgi vermediğini ifade etti.
“Başta istihbaratla ilgili olmak üzere aldığım hiçbir brifingde Dink'in öldürüleceğine dair bilgi almadım” diye devam eden Altay, göreve başladıktan sonra Engin Dinç ile sorunlu bir yardıcı istihbarat elemanı üzerine konuştuklarını aktardı.
Dinç'in bu yardımıcı istihbarat elemanının agresif olduğunu, bilgi getimediğini ve “istemedikleri olaya karışabileceğini” aktaran Altay, Engin Dinç ile görüşmelerinde Dink suikastiyle ilgili hiçbir bilgi vermediğini söyledi.
Altay, söz konusu elemanın Erhan Tuncel olduğunu cinayetin işlenmesinin ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde Tuncel'in sorgulanmasından sonra, Celalettin Cerrah'ın kendisine söylemesiyle öğrendiği ifade etti.
2006'nın Temmuz ayında sanıklardan Faruk Sarı'nın İstihbarat Şube Müdürü olarak göreve başladığını ve Sarı'nın bu tarihten Dink'in öldürüldüğü tarihe kadar kendisine suikastle ilgili bir bilgi vermediğini söyledi.
mahkeme: Engin Dinç'le ve sonra Faruk Sarı'yla yapmış oldugunuz gorusmede sorumlu haber elemanından bahsediliyor.+
— AGOS / ԱԿՕՍ (@AGOSgazetesi) May 26, 2016
+ Sorumlu sahsın millyetçi gruplarla bilgi sagladıgı bilgisi var. Trabzon gibi bi yerde şu elemanın (Tuncel) dosyasına bakayım demediniz mi?
— AGOS / ԱԿՕՍ (@AGOSgazetesi) May 26, 2016
Altay: İtibar ettiğim insanlar istihbarat sube müdürleri, onlar hiçbir bilgi getirmediğini soylemediler
— AGOS / ԱԿՕՍ (@AGOSgazetesi) May 26, 2016
Bakırcıoğlu'nun “Neden Askeri istihbaratiın da Tuncel'den yararlanmaya çalıştığını sormadınız mı, dosyasını inceleme ihtiyacı hissetmediniz mi?” sorusuna ise Altay şu cevabı verdi:
“Sormadım. Bana gelen bilgiler Tuncel'in bilgi vermediği, davranışları nedeniyle de istihbarattan çıkarılması gerektiğine yönelikti.”
Kayıp F4 raporları
Tuncel'in 21 Kasım 2006'da yardımcı istihbarat elemanlığından çıkarılmasına sürecinde kendisine Tuncel'in Dink cinayetiyle ilgili istihbarat veren kişi olduğunun söylenmediğini belirten Altay, ortaya çıkan ve istihbarat elemanıyla görüşmelere ilişkin F4 raporunun eksik olduğu 11 ve 12 numaralı F3 raporlarıyla ilgili konuştu.
İki raporun da tek sayfadan oluştuğunu, bunun da üst yazıda belirttiğini ifade eden Altay “bu raporları ben tanzim etmedim. Buluşmayı gerçekleştiren elemanların hazırladıkları raporlardı. Buluşmada yardımcı istihbarat elemanından bilgi alınmamıştı. F4 raporlarının olmaması iş yoğunluğu nedeniyle gözümden kaçmış olabilir” diye konuştu.
"Yasin Hayal cinayetten hiç caymadı"
Erhan Tuncel ile ilgili 10 adet F4 raporu olduğunu belirten Altay “İlk 8'inde ne olduğunu ben dahil kimse bilmiyor” dedi.
Sadece dokuzuncu F4 raporunda Dink'in kesin olarak öldürüleceği bilgisinin olduğunu, 10. raporda da Tuncel'in Yasin Hayal'i eylemden vazgeçmeye ikna edeceğine ilişkin olduğunu aktaran Altay, “İlk rapor olayın ciddiyetini ortaya koymasına rağmen sonraki raporda durum gevşiyor. Sonraki süreçte Dink'in öldürüleceğine ilişkin devlet arşivlerine girmiş hiçbir bilgi yok. 11 ve 12. F3 raporları elemanı böyle bir bilgi vermediğini söylüyor” diye konuştu. Altay savunmasında Yasin Hayal'in Dink'in öldürülmesi konusundaki kararlılığından cayma olmadığını vurguladı.
"Sormadım, onlar da söylemedi"
Duruşma Altay'ın savunmasıyla devam ediyor. Duruşmada Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, Altay'a sorularını yöneltiyor.
Bakıcıoğlu'nun, Dinç'in, Reşat Altay göreve geldikten sonra brifing verdiğine yönetlik hatırlatması üzerine Altay söz konusu brifingde Dinç suikastiyle ilgili bilgi verilmediğini söyledi.
Bakircioglu: Engin dinc, Tuncel'in istenmeyen olaylara karisabilecegini soylemis. Bunun ne anlama geldigini ona sormadiniz mi?
— AGOS / ԱԿՕՍ (@AGOSgazetesi) May 26, 2016
Altay: Hayir, somut olarak ne yapabilir diye sormadim, o da soylemedi.
— AGOS / ԱԿՕՍ (@AGOSgazetesi) May 26, 2016
Akyurek av.:yargılananlar dışında cinayette sorumluluğu olan kamu gorevlileri oldugunu düşünüyor musunuz?Altay: Evet düşünüyorum #dinkdavası
— AGOS / ԱԿՕՍ (@AGOSgazetesi) May 26, 2016
Yasin Hayal ise cinayette sadece silah tedarikini sağladığını belirterek "Ogün'ün ne yapacağını bilseydim silahı vermezdim" dedi ve tahliyesini istedi. Hayal "kasten öldürmeye azmettirme" ve yazar Orhan Pamuk'u tehdit suçlarından mahkum edilmişti.
Sanık Yunus Yazar hakkında yakalama kararı
Avukatların taleplerini vermelerinin ardından karar veren mahkeme heyeti;
* Tuncel'in Erhan Tuncel'in yurtdışı çıkış yasağının kaldırılması talebini reddetti,
* Sanıklar Ahmet İskender ve Coşgun Çakar hakkındaki yakalama kararlarının infazının akıbetinin sorulmasına,
* Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı'na müzekkere yazılarak 1 Ocak 2004-19 Ocak 2007 tarihleri arasında azınlıklara yönelik tehditlere ilişkin yazılan ve tüm illere dağıtılan uyarı yazılarının onaylı bir örneğinin istenmesine,
* Trabzon Emniyet Müdürlüğü'ne de müzekkere yazılarak Altay'ın atanması ve göreve başlaması sonrası İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından kendisine brifing verilmesine ilişkin sunumlar (dijital kayıtlar dahil) ve brifing evrakının bir örneğinin istenmesine,
* Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi'nin Teknik Şube Müdürü sanık Yunus Yazar hakkında "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yakalama kararı çıkarılmasına hükmetti.
Heyet, ayrıca, suçtan zarar görme ihtimallerine binaen, şikayetçi Dink ailesinin "Tasarlayarak adam öldürmek" ve "İhmali davranışla kasten adam öldürmek" suçları yönünden de davanın tarafı olarak duruşmaya kabullerine karar verdi.
Davaya 20-21-23 Haziran tarihlerinde devam edilecek.
Reşat Altay |
Reşat Altay, 15 Mayıs 2006 tarihinde Trabzon İl Emniyet Müdürü olarak göreve başladı. Cinayetin işlendiği tarihte bu görevini sürdürüyordu. Dava iddianamesinde hakkında kasten öldürmenin ihmali davranışıyla işlenmesi, resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme, ve görevi kötüye kullanma iddiasıyla 31 yıla kadar hapis cezası isteniyor. |
Kamu görevlileri davası
Savcı Gökalp Kökçü’nün hazırladığı, aralarında Engin Dinç, Ahmet İlhan Güler, Celalettin Cerrah ve Reşat Altay’ın da bulunduğu 26 sanığın yargılanmasının istendiği kamu görevlileri iddianamesi 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiş ve ana davanın devam ettiği 5. Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.
İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyayı kabul etmemesi üzerine iki mahkeme arasındaki uyuşmazlık Yargıtay’a taşınmıştı. Yargıtay 5. Ceza Dairesi de, kamu görevlileriyle ilgili açılan davayı ana davayla birleştirmeye karar vermişti.
Birleştirilen Dink cinayeti davasının ilk duruşmasında sanıklar Yılmaz Angın ve Ali Fuat Yılmazer mahkeme heyetinin tarafsız olamayacağı gerekçesiyle redd-i hakim talebinde bulunmuştu.
Redd-i hakim taleplerinin reddedildiği davada Ordu Vali Yardımcısı eski Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç hakkında hazırlanan iddianame de 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın ilk duruşmasında tutuklu sanıklar Muhittin Zenit ve Özkan Mumcu’nun tahliyesine karar vermiş, mahkeme savcısı tahliye talepleriyle ilgili olarak itirazda bulunmuş ve karar düzeltmesi istemişti. Savcının talebini değerlendiren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi karar düzeltme talebini de reddetmişti. (EA)