Görsel: Kaos GL
Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği yarın 11:30’da Ankara 30 Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek Eryaman-Esat davası için basın açıklaması yayımladı.
2006’da Ankara’da trans kadınlara saldıran çeteden dört kişinin yargılandığı Eryaman-Esat davasının zaman aşımı tehlikesine karşı uyaran açıklamada Dernek, bu akşam (16 Şubat Salı) 20:30 etiket çalışmasına çağırıyor.
Açıklamada, “Bazı şeyler zamanı aşıyor. 16 Şubat saat 20:30’da #zamanabırakmıyoruz hashtagı ile hep beraber neleri zamana bırakmadığımızı, bırakmayacağımızı, nelerin zamanı aştığını paylaşarak taleplerimizi ve çizgimizi bir kez daha herkes ile paylaşıyor, herkesi de bu çağrıya katılmaya ve hashtag kampanyamıza destek olmaya davet ediyoruz” denildi.
Dava yarın
Dernek'ten yapılan açıklamada davaya dair bilgiler detaylıca paylaşıldı.
Ankara Eryaman ve Esat semtlerinde yaşanan translara yönelik sistematik şiddet ve saldırılara dair devam eden davanın duruşması 17 Şubat 2021 tarihinde görülecek. Peki, Eryaman ve Esat’ta neler olmuştu:
“2006 Nisan ayında, KC Grup adlı bir inşaat firmasının Eryaman’ı “soylulaştırma” çalışmalarıyla orada iskân eden 30 seks işçisi trans kadınlara yönelik ilk saldırılar başladı. Daha sonra pompalı tüfekle katledilen arkadaşımız Bahar Dilek İnce’nin arabası taşlandı ve sopalarla camları kırıldı. Sokak ortasında kurşunlamalar, ev baskınları ve fiziksel saldırılarla şiddet sistematikleştirildi. Saldırılarla ilgili Şehit Osman Avcı Karakolu’na 24 kişi şikâyetçi oldu ve bilinen isimler, plakalar ve Şammas Taşdemir şikâyet edildi. İlk yargılamaya Bahar Dilek İnce’nin arabası yönelik yapılan saldırı ile ilgili başlandı. En başından beri bunun sistematik bir çete saldırısı olduğu vurgulanmasına rağmen bu davadan Şammas Taşdemir ve yanındaki iki kişi yalnızca mala zarar vermeden ödül gibi cezalar aldılar. Eryaman’da başlayan yerinden etme ve imha amaçlı saldırılar insanların Eryaman’ı terk edip Esat’a kaçması ile Esat’a taşınmış oldu.
“Saldırılar 2017 Ocak ayında Esat semtinde tekrardan görülmeye başlandı. Yol kesmeler, sopalar ve taşlarla saldırmalar, transların yoğunluklu olarak kullandıkları kuaförlerin ve mekanların basılması, gasp ve yağmayla başlayan süreç, saldırılara ve ayrımcılığa karşı bir araya gelme ve örgütlenme ihtiyacı ile doğan Pembe Hayat LGBTİ+ Derneği’nin Ayhan Günay tarafından aranarak “Kişi başı 5000tl öderseniz sizi Şammas Taşdemir’e karşı korurum, benim arkamda A takımı var devlet var.” denilerek haraca bağlamaya çalışma çabalarıyla devam etti. Verilen mücadeleler nihayetinde Şammas Taşdemir ile Ayhan Günay’ın beraber çalıştığı ortaya çıkarıldı. Pembe Hayat Derneği’nin dosyaya müdahillik talebi reddedildi.
“Dava süreci uzadıkça uzadı. 17 Ekim 2020 tarihinde yaralama suçlarından dolayı yürütülen adli süreç zamanaşımından dolayı sona erdi. Davadaki diğer dosyaların yakında zaman aşımına uğrama riski var! 17 Ekim 2023 tarihinde ise dosya tamamen zamanaşımına uğrayacak.
“Yıllar geçmiş olsa da her şey dün gibi tazeliğini korumakta. LGBTİ+’ların trenlerle toplanıp sürgüne gönderilmesi, nezarethanelerde transların uğradığı işkenceler, Bahar Dilek İnce’nin, Hande Kader’in katledilmesi, Ülker Sokak’ta yaşanan sistematik saldırılar ile transların yerinden edilmesi, Şammas Taşdemir’in o dönem Sabah gazetesine “ben Eryaman’ı bunlardan temizledim” diye verdiği röportaj ile kahramanlaştırılması suçun ve suçlunun övülmesi dün gibi tazeliğini bugün de koruyor.
“Bugün Cuma hutbelerinde LGBTİ+’ların hedef gösterilmesi, meclis kürsülerinden sapkın ve suçlu ilan edilmeleri, devlet görevlileri tarafından terörist ilan edilmeleri ilk ve yeni değil.
“Tüm yaşananlar zamanaşımına bırakılarak bizden bu yaşananlara sessiz kalmamız ve aşmamız gerektiği salık veriliyor. Kahramanmaraş’da katledilip yerinden edilen aleviler gibi Eryaman’da saldırılara uğrayıp transların yerinden edilmesi, güpegündüz onlarca insanın ve basının önünde polis tarafından öldürülen Kemal Kurkut’un katilinin beraat ettirilmesi gibi onlarca faili meçhul cinayet hakkında soruşturma dahi yürütülmemesi gibi Bahar Dilek İnce ve onlarca LGBTİ+’nın katilinin beraat etmesi ve birçoğunun yakalanmaması ve soruşturmaların yürütülmemesi aşmamızı istedikleri şeylerden yalnızca birkaçı.
“Cezasızlık bu ülkede bir gelenek olarak ne yazık ki devam etmektedir. Kadın cinayetleri, faili meçhuller, LGBTİ+’ların maruz kaldıkları sistematik şiddetler ve ayrımcılık, yerinden etmeler, anayasal hakların gaspı maalesef ya cezalandırılmamakta ya da faillere hukuk da katledilerek ödül mahiyetinde cezalar verilmektedir.
“Toplumsal barış ve birlikte yaşam, ancak adalet sadece bizden olan için değil herkes için tesis edildiğinde inşa edilebilir.
“Her fırsatta toplumu bozacağımız, böleceğimiz, hatta depremlerin salgınların sorumlusu olduğumuz söyleniyor. Bizler yalnızca insanca yaşamak, adalet ve eşitlik talep ediyoruz. Talebimiz birilerinden bir takım hakların alınıp bizlere verilmesi değil, herkesin eşit haklara sahip olması. LGBTİ+’ları hedef göstermekten bir an önce vazgeçin. LGBTİ+’lara karşı işlenen suçlarda etkin ve etkili soruşturmalar yürüterek faillere hak ettikleri cezaları verin. LGBTİ+’lara yönelik uygulanan ayrımcılıkla mücadeleyi bir devlet politikası haline getirerek eşitlik ilkesi gereği eşit yurttaşlık hakkımızı tanıyın. Eşitlenmekten neden korkuyorsunuz? Eşitlenmek yalnızca imtiyazlı olanlara zulm gelir.
“Bazı şeyler zamanı aşıyor. 16 Şubat saat 20:30’da #zamanabırakmıyoruz hashtagı ile hep beraber neleri zamana bırakmadığımızı, bırakmayacağımızı, nelerin zamanı aştığını paylaşarak taleplerimizi ve çizgimizi bir kez daha herkes ile paylaşıyor, herkesi de bu çağrıya katılmaya ve hashtag kampanyamıza destek olmaya davet ediyoruz. Bu zamana kadar yaptığımız gibi bundan sonra da hak arayışımızı ve adalet talebimizi sesimizi örgütlülüğümüzle ve haklılığımızla yükselterek sürdürmeye devam edeceğiz. Bir kez daha herkesi adalet arayışımıza destek olmaya ve davanın takipçisi olmaya çağırıyoruz.
Duruşma 17 Şubat 2021 (yarın) saat 11:30’da Ankara 30 ağır ceza mahkemesinde görülecek