Oral Çalışlar, "Medyada kadınlara yönelik taciz tabii ki var. Olmaması mümkün mü? Erkek egemenliğinin en güçlü olduğu yerlerden medyada olmaması mümkün mü?" sorusunu, yine kendisi işte böyle yanıtlıyor.
Sadece Cumhuriyet'ten Çalışlar değil, Sabah'tan Umur Talu, Radikal'den Tuğrul Eryılmaz, Hürriyet'ten Yurtsan Atakan ve Yüksel Şengül, Vatan'dan Ateş Çelik Salı günü bianette Kadın gazetecilerin "medyadaki taciz" tartışmasına katıldılar.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti(TGC) Bakanı Orhan Erinç' Cemiyete taciz konusunda hiç şikayet gelmediğini açıkladı.
"Medyada cinsel tacize dair bir veri olduğunu söylemek zor. Taciz boyutunda bir yaklaşım olduğunu pek sanmıyorum. Kadın-erkek ilişkileri doğaldır."
Çalışlar: Medya erkek egemenliğinin güçlü oldu yer
Erkeklerin "taciz etme yetkisini kullandığını tekrarlayan Çalışlar kadınların başlattığı mücadelenin tacizle ilgili tepkileri de arttırdığını ve konuşulur kıldığını söylüyor.
"Bir gazeteci olarak tacizin oldukça ileri düzeylerde olduğunu biliyorum."
Ve aklına hemen Duygu Asena geliyor: "Duygu bu meseleyi ilk ortaya koyan gazetecidir. Tacize engel olmak için hem kadınların, gazetecilerin, örgütlerin birlikte hareket etmesi gerekiyor."
Talu: Medya hiyerarşisinde taciz vardır
Umur Talu, "mutlaka vardır," diyor ama bire bir yaşamadığını ve görmediğini de ekliyor.
"Medyada hiyerarşinin içinde taciz vardır. Bir kısmı cinsiyetçidir, bir kısmı da makro sınıf ilişkilerin mikro ölçekte uygulanmasıdır.
"Yalnız cinsel anlamda değil onur ve haysiyete yönelik tacizler de vardır. Bundan da en çok kadınlar zarar görür."
Talu da tacizi otoriteyle ilişkilendiriyor ve otoritenin katmerli bir taciz ortamı yarattığını düşünüyor: "Sonuçta taciz otoritenin, erkek otoritesi olarak tecilli olduğu her yerde taciz vardır."
Medyada taciz daha yaygın olması da mesleki anlamda istismarla ilişkili. Yani, "Haberin girmesi, kariyer beklentisi olduğu için medyada daha baskın görülüyor".
Talu'ya göre, örgütsüzlük, cesaret sorunu, genel rehinelik durumu sürdükçe taciz de sürecek. "Taciz"i dillendirmede karşısında kadınların mesleki aforozdan korkması da Talu için anlaşılır bir durum.
"Çok kişi bu sorunlara boyun eğmeyerek de aforoz ediliyor. Baskı biçimi yalnızsa cinsel değil ki. Sırf Türkiye medyasında da değil, demokratik ülkelerde bu sorunlar var."
Eryılmaz: En tehlikeli taciz erkek egemenliğidir
"Ben tacizden erkek gazetecinin erkeklikten gelen konumuna güvenerek iş yaptığı insanları rahatsız etmesini anlıyorum" diyor Tuğrul Eryılmaz.
"Tacizi ille de cinsel anlamda ele almamak gerek. Her alanda olduğu gibi basında da taciz var. Aslında en tehlikeli taciz medyadaki erkek egemenliğidir. Medyada kadın yönetici o kadar az ki bu bile başlı başına tacizdir. Bütün gazetelerin başında erkek var."
30 yıldır yöneticilik yapan ve taciz şikayeti almadığını söyleyen Eryılmaz, gereğinden fazla sert davranarak tacizde bulunmuş olabileceğini söylüyor.
Kadınların cinsel tacizle bireysel olarak başa çıkabileceklerini kanısında Eryılmaz "Ama bütün yöneticilerin erkek olmasının getirdiği acz ve tacizle başa çıkmak zor" diyor.
Atakan: Erkek tacizin farkında değil
Yurtsan Atakan hem kadınlara, hem de erkeklere taciz olduğunu açıklıyor. "Erkekler rahatsızlığın daha az farkında sadece" diyor.
"Yani kadın tacizi bilinçaltında daha çok etki bırakıyor. Öte yandan çalışan erkek sayısı, kadın sayısına göre daha fazla olduğu için kadına yönelik tacizin sayısı erkeğe yönelik tacizden çok daha fazla."
Atakan tacizin ataerkil kültür sonucunda benimsenen düşünce yapısından kaynaklandığını düşünüyor. Tacizi flört dozunun kaçırılmışı olarak nitelendiriyor:
"Sorun ilk yakınlaşma denemesinde alınan ret cevabının algılanmamasından ya da yanlış algılanmasından doğuyor. Erkek, geleneksel önyargılarıyla bu reddedilmeyi bir naz olarak kabul ediyor ve yakınlaşma denemelerinde ısrarcı olarak kadını rahatsız ediyor. "
"Kadının da erkeğin de şöhrete giden yolu medya"
Erkeğe yönelik tacizi de geleneksel düşünce kalıplarına bağlayan Atakan "Kadın erkeğin cinsel dürtülerini uyaracak hareket ve davranışlarının erkeği rahatsız edici etkilerinin olmayacağını düşünüyor" diyor.
Atakan, çalıştığı yerlerden birinde tacizle ilgili bir şikayet aldığını aktarıyor. Olay kadın gazetecini istifasıyla sonuçlanmış.
"Bu gibi durumlarda ispat zor olduğundan, yapılabilecek en iyi şey hakkında şikayet olan kişiyi yakın takibe almak olur. Bu arada şikayetçi tarafın da kısa bir süre sabırlı davranması, hemen pes edip işten ayrılma yolunu seçmemesi doğru olur."
Çelik: Taciz erkeğin zafiyetidir
Ateş Çelik "Tacizin gerekçesi hoşlanmak olabilir. O zaman tacize girer mi?" diye soruyor. Yönetici konumundaki erkek gazetecilerin yanındaki kadın gazetecilere ve sekreterlerinden hoşlandıkları, ilgi duyduklarını duydum" diyor.
"Taciz, sana boyun eğmek zorunda olan birine gösterilen zafiyettir. Çok çirkin bir şeydir."
Çelik çalıştığı yerlerden birinde bir pikajörün, bir kadın çalışana tacizini anlatıyor: "O zaman olay oldu. Erkek kovuldu. Kadın da kovulabilirdi ama patronun uzaktan yeğeni çıktı."
Şengül: Gazetecilik de ilişkiler çok girift
Yüksel Şengül de tüm gazeteciler gibi tacizin her yerde olduğu kanısında:"Ama dozu ve yaklaşım farklılaşıyor. Türkiye'de çalışan kadın olarak gerçekten çok zor" diyor.
Gazetecilikte ilişkilerin çok girift olduğunu, bazen tacizin nerede başlayıp nerede bittiğinin bilinemediği söylüyor Şengül: "Şikayet de gelmiyor. Kadınların kendi aralarında konuşmalarında dile getiriliyor. Yapılacak şey ikaz etmek, tekrarlanmamasını istemektir. Uygar davranış bu. Çim hokeyi takımında bile taciz varsa neden medyada olmasın" diyor.
Şengül kadınlara sesleniyor: "Susmayın. Anlatın. Gizli saklı kalmasın. Sessizlik ve kabullenmek olayı büyütüyor." (AD/BA)