Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan konuşmasında Katar krizi, ABD-YPG ilişkileri, Mescid-i Aksa krizi, Arap ülkeleriyle ilişkiler, Almanya ile Büyükada'da 10 hak savunucusunun gözaltına alınması sonrası yaşananları ele aldı.
Erdoğan Suudi Arabistan, Kuveyt ve Katar'ı kapsayan gezisinin verimli geçtiğini söyleyerek başladı konuşmasına.
Yaptığı ikili görüşmelerde Suriye, Yemen, Irak, Libya, Filistin'de devam eden sorun ve çatışmaların konuşulduğunu ve özellikle Katar krizinin aşılması için neler yapabilecekleri üzerinde durulduğunu söyledi.
Mescid-i Aksa'yı alma girişimidir
Erdoğan, İsrail’in Mescid-i Aksa’nın girişine metal dedektörleri yerleştirmesi ve güvenlik tedbirleri getirerek bir süre giriş çıkışı engellemesi sonrası yaşanan gelişmelere de değindi:
“Eğer bugün İsrail askerleri çok basit hadiseleri bahane edip, pervasızca Mescid-i Aksa'nın bahçesini postalları ile kirletiyor, orada kolayca Müslüman kanı döküyorlarsa, bunun sebebi, bizlerin Kudüs'e yeteri kadar sahip çıkmıyor oluşumuzdandır.
"Buradan tüm vatandaşlarıma ve dünyadaki tüm Müslümanlara bir çağrıda bulunmak istiyorum. İmkanı olan herkes, bulduğu her fırsatta Peygamber Efendimizin tavsiyesine uyarak lütfen Kudüs'ü, Mescid-i Aksa'yı ziyaret etsin. Gidemeyenler de oradaki kardeşlerimize kandil yağı olması babından yardım göndersinler.
“Sayın Cumhurbaşkanlarına söyledim. Mescid-i Aksa'ya ibadete giden Müslümanlara terörist muamelesi yapılmasını asla kabul edemeyiz. Şu andaki iş Mescid-i Aksa’yı Müslümanların elinden alma girişimidir. Metal detektörlerin kaldırılma kararını duyduk ümit ederiz bunun devamı da gelir.”
“Araplar bizi arkadan vurdu yalanı”
Erdoğan, Mescid- Aksa konusu üzerinden Arap ülkeleriyle Türkiye ilişkilerini de ele aldı:
“Müslümanların üç kutsal ibadethanesinden biridir Mescid-i Aksa. 400 yıl boyunca burası bizim kontrolümüzde, “diğer dinlere hayat hakkı vermeyelim” gibi bir düşünceye atalarımız yer vermemiştir.
“İslam’ın kutsal mabetlerine düşman ayağı değmemesi için gözlerini kırpmadan şahadete yürüyen askerlerimizi ve onlarla birlikte savaşan Arap kardeşlerimizi hayırla yad ediyorum. 'Araplar bizi arkadan vurdu' yalanını artık bir kenara bırakma zamanı da gelmiştir.
“Birinci Dünya savaşı yıllarındaki bir takım yanlışlar yüzünden tüm Arapları itham edemeyiz.”
“Sinagoglara yönelik tedbir aldık”
“İşte ülkemizde ne sinagog ne de havralara yönelik buralara yapılmak istenen saldırılara gerekli tedbirleri aldık. Bazı ufak tefek sorunlar dışında hamdolsun bir şey yaşanmadı. Buradaki sinagog ve havralara saldırmanın hiçbir anlamı yoktur. Ve bunlar bizim dinimize göre de yasaklanmıştır yanlıştır. Biz aynı yanlışa aynıyla mukabelede bulunmayız."
ABD ve YPG
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin önerisi üzerine YPG'nin isim değiştirmesi konusunu da açtı.
"Şu ifadeye bak, 'YPG terör örgütü, onun için YPG'yi kullanmayın, SDG'yi kullanın yani Suriye Demokratik Güçleri...' Fakat, artık ne yaparlarsa yapsınlar çuvala sığmıyor. Bunlar bütün açıklığıyla ortada."
Büyükada gözaltıları
Erdoğan, İstanbul Büyükada'da 5 Temmuz 2017’de 10 insan hakları savunucusu’nun gözaltına alınması ve aralarında birisinin Almanya vatandaşı olması ile ilgili şunları kaydetti:
“Bir süredir ABD’si Almanya’sı Hollanda’sı birçok batı ülkesinde Türkiye’ye yönelik anlaşılmaz bir tutumun yaşandığını görmekteyiz. Batılılar istiyor ki onlar ne istiyorsa Türkiye bunları sorgusuz sualsiz yerine getirsin. İstiyorlar ki boynumuz büküp oturalım. İstiyorlar ki kendi ajanları ülkemizde cirit atsınlar biz hiçbir şey yapmayalım. Kusura bakmasınlar artık öyle bir Türkiye yok. Sen Türkiye’nin cumhurbaşkanına bakanlarına ülkende konuşma imkanı vermeyeceksin ama senin ajanların burada cirit atacak ülkeyi parselleyecekler. Yok böyle bir şey.
“Vatandaşlarını suçüstü yakaladığımızda işi diplomatik krize dönüştürenler kendileri. Sizdeki hukuk da bizdeki gukuk mu? Üstelik bu işi delikanlıca da götürmüyorlar hemen işi ekonomi konusuna getirip bel altı vuruşlar yapıyorlar.”
"Kazan kazan ilkesine göre çalışıyoruz"
Erdoğan bu kriz sırasında Türkiye’de faaliyet gösteren Almanya merkezli şirketlerin soruşturulduğuna dair haberler hakkında da açıklama yaptı:
“Biz bugüne kadar hiçbir ülkenin Türkiye’deki yatırımlarıyla ters bir ilişkiye girmedik. Kazan kazan ilkesine göre çalışıyoruz. Ama bizi bunlarla tehdit ederseniz yanılırsınız siz kaybedersiniz. Artık dünyada marka yok markalar var. Bir marka gidiyorsa hemen alternatif bir marka geliyor.”
Almanya İçişleri Bakanlığı sözcüsü Tobias Plate, dün Türkiye'nin, teröre destek verdiğinden şüphelendiği yaklaşık 700 Almanya şirketinden oluşan listeyi geri çektiğini açıklamıştı. Plate Türkiye tarafının, Interpol üzerinden aktarılan listenin iletişim probleminden kaynaklandığını söylediğini belirtmişti.
Müfredat ve cihat
Erdoğan Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) açıkladığı din kültürü ve ahlak bilgisi dersi müfredat taslağında “cihad”ın, zorunlu din dersi kapsamında öğrencilere anlatılacağının basına yansıması sonrası yapılan eleştirilere de yanıt verdi.
“Son günlerde cihat diye bir şey dönüp duruyor. Cihat elde silah dolaşmak değildir. Cihat nefisle mücadele demektir. Nefisle mücadeleyi halledebiliyorsak en büyük cihat budur.” (HK)