* Fotoğraf: Murat Kula - Ankara / AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi Açılış Töreni’nde konuştu.
Erdoğan, “Rönesans'ın ardından fikri ve teknolojik olarak atak yapan Batı dünyasının hak ve adalet tanımadan hızla yükselen baskın gücünün, sorunun sağlıklı bir şekilde tartışılmasına imkan vermediğini” söyledi.
“Şahsen kendimi biraz mahzun hissediyorum”
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
“Ülke ve millet olarak kendimizi kontrolsüz bir Batılılaşma fırtınasının içinde bulduk. Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmek için çıkılan yolun en sığından, en bayağısından, en çarpığından bir Batı taklitçiliğine dönüşmüş olması, Cumhuriyetimizin en büyük kaybıdır.
“Her dönemde elbette bu fikri sancıyı yaşayan, tartışmayı ve arayışı sürdürmeye çalışan dava insanları çıkmıştır. Ama bunların sesi ve üretimi devlet gücünü de arkasına alan kayıtsız şartsız Batıcılığı savunan zihniyetin faşist dayatmaları karşısında yetersiz kalmıştır.
“Gerçek iktidarın, fikri iktidar olduğunu da gayet iyi biliyoruz. Tek tek bireylerden başlayarak toplumun tamamına ve oradan da insanlığa uzanan fikri iktidar yolu gerçekten zor ve zahmetli bir süreçtir.
“Şahsen bu konuda kendimi biraz mahzun hissediyorum. Samimi bir muhasebe ile geçtiğimiz 18 yılda her alanda tarihi eserlere ve hizmetlere imza attığımızı ama eğitim ve öğretimde, kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum.”
“Fikri iktidarımızı hala tesis edemedik”
“Bunu iddialı söylüyorum bugün Batı'nın üniversitelerinde bizim ulaştığımız bu kemiyete onlar ulaşamadılar. Bunun yanında hele hele orta öğretimde hiç mi hiç ulaşamadılar. Biz bunları aştık. Şimdi burada keyfiyet üzerindeki süreci bizim hızlandırmamız gerekiyor.
“Eğitim-öğretim görüyorlar ama çoğu alanda hepimizi mutmain edecek düzeyde yetişmiş insan gücüne sahip değiliz. Genç bir nüfusa sahibiz hamdolsun ama medeniyet tasavvurumuzu layıkıyla hayata geçiremiyoruz.
“Medyamız en modern altyapıya sahip ama bizim sesimizi ve nefesimizi yansıtmıyor. İlimde, sanatta, kültürde hep benzer sıkıntılarla karşı karşıyayız. En haklı olduğumuz konularda bile dünyaya kendimizi anlatamıyoruz.
“İşte bunun için de fikri iktidarımızı hala tesis edemediğimiz kanaatindeyim. Hiç kimsenin bu fikri iktidar arayışından rahatsız olmaması gerekir. Bu arayışın sona ermemesi bir ülkenin ve toplumun felaketi demektir. Tam tersine bu arayışa herkesin destek vermesini, katkı sağlamasını özellikle bekliyoruz.”
“Atı ulaşım vasıtası haline getirmeyiz”
“Bir şekilde önüne konan çerçevenin körü körüne fanatikliğini yapanın kendine de ülkesine de medeniyetine de hayrı olmaz. Taklitçilik mevcudun ardından gitmek demektir. Halbuki bize lazım olan ilhamını gelenekten alan yenilikçiliktir.
“Elbette dünyanın bilimde, teknolojide, kültürde, sanatta geldiği yeri toptan reddedecek, görmezden gelecek kadar gerçeklerden kopuk değiliz. İletişim mecralarının böylesine geliştiği tüm dünyanın adeta küçük bir köy hükmünü kazandığı günümüzde başka türlü hareket etmenin mümkün olmadığını da gayet iyi biliyoruz.
“Günlük hayatımızda otomobili bırakıp atı ulaşım vasıtası haline getirmek gibi bir düşüncemiz tabii ki yok. Bilgisayarın getirdiği kolaylıkları bir kenara bırakıp taşa, tahtaya, parşömene yazarak konvansiyonel yöntemlerle işlerimizi yürütmek gibi bir saplantımız da bulunmuyor.
“Bu tür hayattan ve fıtrattan kopuk düşünceler peşinden koşanlara baktığımızda mücadele ettikleri sistemin tam da merkezinde yer aldıklarını görüyoruz. Bizim derdimiz ve arayışımız başkadır.”
“Sapkın akımların önleri bilinçli şekilde açıldı”
“Türkiye, kuru kuruya Batıcılık saplantısı yanında, yine aynı kaynağın ürünü pek çok sapkın ideoloji ve akımın zehrine de maruz kalmış bir ülkedir.
“Fikri iktidarımızı kökü ve ruhu itibarıyla bize ait olmayan bir medeniyete kaptırmamızın sebebi, bu sapkın akımların önlerinin bilinçli bir şekilde açılmasıdır.
“Medyanın etkisiyle aile dahil geleneksel eğitim öğretim yapılarının gücü azalırken, yerine daha iyisi konulamamıştır. Evlatlarımızın zihin ve gönül dünyalarındaki boşluk da Batı merkezli popüler kültür ürünleriyle veya sapkın akımların hezeyanlarıyla doldurulmuştur.
“Okul öncesinde ve ilkokulda tek ihtiyacımız olan, değerlerini iyi bilen, inancına, kültürüne, tarihine, diline sahip çıkan, ailesine ve toplumuna karşı sorumluluklarını özümsemiş insanlar yetiştirmektir.” (AS)