Kuzey Kıbrıs'ta askerlik yaparken "Disko" olarak tabir edilen disiplin koğuşunda gördüğü yoğun işkence sonucu geçtiğimiz Çarşamba günü (12 Ekim) hayatını kaybeden Uğur Kantar'ın akrabaları saldırıya uğradı.
Cumartesi gecesi İstanbul Emniyet Mahallesi'nde yaşanan olayda Uğur'un ailesine saldıran 20-30 kişilik grup, Uğur'un babası Aydın Kantar'ın yanı sıra, 85 yaşındaki dedesi ve 75 yaşındaki büyük dayısını da yaraladı.
Olaylarda, saldırganlardan sadece bir kişi gözaltına alınırken, o da savcılık tarafından serbest bırakıldı.
"Yaşlı insanlar tekme tokat dövüldü"
Olayın tanıklarından Uğur Kantar'ın akrabası Gülden Çatalbaşı, bianet'e konuştu. Cumartesi akşamı Uğur için mevlit okuttuklarını ve mevlidin ardından misafirler gittikten sonra aile bireyleri olarak yalnız kaldıklarını söyleyen Çatalbaşı, yaşananları şöyle anlattı:
* Komşumuzda kına gecesi düzenleniyordu. Bizim hiçbir şeyden haberimiz yoktu. Gençler kına gecesinden çıkıp, "Bu araba kimin, hemen çeksinler" diye bağırıp aracı tekmelemeye başlamış. Komşuların cenaze olduğu ve sakin olmaları yönündeki uyarılarını dikkate almayan gençler çevreye küfredip aracı tekmelemeye devam etmişler.
* Biz yaşananlardan habersiz evimize gitmek için dışarı çıktığımızda bize ve cenazemize ağza alınmayacak küfürler ederek üstümüze yürüdüler. Yaklaşık beş, on kişi kadın erkek, yaşlı genç demeden darp etti. Uğur'un 85 yaşındaki dedesi ve 75 yaşındaki dayısı yerlerde sürüklendi. Daha sonra sesleri duyup aşağı inen babası da dövüldü.
* Sonra ben polisi aradım. 14 ekip aracıyla 50 civarı polis olay yerine geldi. Bize saldıran kişiler başta beş, on kişiyken telefonla akrabalarını da çağırdılar ve 20-30 kişi oldular. Bu kadar insan ellerinde bıçak ve sopalarla bize saldırdığında nedense polis bunları görmedi. Bu kadar kişi arasından sadece bir kişi gözaltına alındı. O da savcılık tarafından serbest bırakıldı.
"Faşizan saldırı olduğu düşüncesindeyim"
Yaşananların tesadüf olduğunu düşünmediğini söyleyen Gülden Çatalbaşı, faşizan bir saldırıya maruz kaldıkları düşüncesinde.
Olayların tüm misafirler gittikten sonra, sadece kadın ve yaşlılar kaldığında yaşanmasına dikkat çeken Çatalbaşı, Uğur askeriyede işkenceyle öldürüldüğü için askeri tören ve tabuta Türk bayrağı konmasını istemediklerini söyledi.
Ayrıca cenaze töreninde Uğur'un annesi ve anneannesinin Türkçe bilmediği için Kürtçe ağıtlar yaktığını da dile getiren Çatalbaşı, bunların mahallede duyulduğunu ve bu nedenle kendilerine saldırıldığını düşündüğünü ifade etti.
"Polislerden de şikayetçiyiz"
Kendilerine saldıranlar hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyleyen Çatalbaşı, ayrıca olay karşısında yeterli tedbiri almayan polisten de şikayetçi olacaklarını ifade etti.
21 yaşındaki oğullarını işkencede kaybettiklerini ve kaybedecek bir şeyleri kalmadığını söyleyen Çatabaşı, bu işin sonuna kadar takipçisi olacaklarını söyledi ve ekledi:
"Eğer sesimizi çıkarmazsak bizi de kaybedecekler. Cenazemize ağza alınmayacak küfürler eden, 85 yaşında bir dedeyi tekme tokat döven kişiler her şeyi yapabilir. Bizim üç kız çocuğumuz var. Onlar okula giderken ya onlara da bir şey yaparlarsa, kim verecek bunun hesabını?"
"Tesadüf mü siyasi mi bilmiyoruz"
bianet'e konuşan Kantar ailesinin avukatı Teoman Özkan ise olayın arkasında siyasi bir mesele olup olmadığını henüz bilmediklerini söyledi.
Kına gecesinden çıkan gençlerin alkollü olduğunu ve park yeri sorunu nedeniyle sinirlendiklerini ifade eden Özkan, mahallelinin ikaz etmesine rağmen grubun saldırgan tavrını sürdürdüğünü ve olayda aralarında Uğur'un babası ve dedesinin de bulunduğu beş kişinin yaralandığını söyledi.
Polisin saldırı karşısında etkisiz olduğunu dile getiren Özkan, saldırganların başını çeken sekiz, on kişinin gözaltına alınması gerekirken sadece bir kişinin gözaltına alındığını, onun da hemen serbest bırakıldığını ifade etti. (EKN)