Fotoğraf: DİSK / Twitter
İstanbul Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü önünde açıklama yapan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Covid-19 salgınında kritik bir sürece girerken, halkın canını, işini ve aşını güvence altına alması gereken iktidarı bir kez daha uyarmak için buradayız” dedi. Çerkezoğlu, özetle şunları söyledi:
"Sınıf ayrımcılığı"
“Hükümet maalesef sürecin ciddiyetiyle bağdaşmayan, sadece sermayeyi korumaya yönelik politikalarına devam etmektedir. Aklın ve bilimin şart koştuğu önlemler alınmamakta, işçi sınıfının evde kalması engellenmektedir. Hafta sonları sokağa çıkma yasağı koyup, hafta içi işe gitme zorunluluğu dayatmanın akla, mantığa, bilime ve de vicdana dayanan hiçbir açıklaması olamaz. Türkiye sadece hafta sonları bulaşan bir virüs tehlikesi ile mi karşı karşıyadır? Bu nasıl bir ciddiyetsizliktir? Bu nasıl bir akıldır? Bu nasıl bir sınıf ayrımcılığıdır?
"257 üyemizde Covid19"
“Dün itibariyle 257 üyemizde Covid-19 pozitif tespit edilmiştir. 407 üyemiz karantina altındadır.
“Dev Yapı-İş sendikamızın İstanbul Avrupa yakası temsilcisi Hasan Oğuz hemen karşımızdaki Galataport inşaatında çalışıyordu. Şantiyede 3 Nisan günü 3 pozitif vaka çıkmasına rağmen üretim durdurulmamış, işçiler çalışmaya zorlanmıştı. 33 yaşındaki Hasan Oğuz 7 Nisan günü kalp krizi geçirdi ve maalesef kurtarılamadı. Raporunda ölüm şekli "bulaşıcı hastalık” olarak belirtildi. Öfkemiz büyük.
“Tekrar ediyoruz çalışma zorlaması devam ederse pozitif vaka sayısı artacaktır. Kaygımız daha çok yurttaşımızı ve üyemizi kaybetmektir.
Çalışmaktan kaçınma hakkı
“Covid-19 pozitif tespiti yapılan ve gerekli önlemlerin alınmadığı 9 işyerindeki üyelerimiz yasaların kendilerine verdiği çalışmaktan kaçınma hakkını kullandı. Bu hakkımızı kullanmaya devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
"İşçi çıkarmaları yasaklanmalı"
“Sendikalara iletilmeden kamuoyuna açıklanan kanun taslağına göre işten çıkarmalar üç ay yasaklanırken, fesih yasağı uygulanan hallerde işveren, işçiyi tek taraflı ve keyfi olarak ücretsiz izne ayırabilecek. Her şeyden önce işten çıkarma yasağı sırasında ücretsiz izin uygulamasına gerek yoktur. Ücretsiz izin uygulaması meşrulaştırılamaz! Ücretsiz izin işçiler için işten ayrılma yasağıdır. İşçi haklarının gasp edilmesidir.
"Hükümet, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan işçiye daha az ödeme yapmak için yeni bir yol icat etmeye çalışmaktadır. Ücretsiz izne çıkarılan işçilere normal şartlarda hak edecekleri işsizlik ödeneği ve kısa çalışma ödeneğinden çok daha düşük ödeme yapılması amaçlanmaktadır. Taslakta yer alan miktar asgari ücretle çalışan bir işçiye ödenen en düşük işsizlik ödeneği ile aynı miktardır. Covid-19 süresince işçilerin çoğunluğu günde 39 TL'ye, ayda net 1.168 TL'ye mahkûm edilmek istenmektedir.
"İşsizlik ödeneği ve kısa çalışma ödeneğini devreden çıkararak, bunun yerine ayda 1.168 TL ile ucube bir ücretsiz izin uygulaması getirmek, milyonlarca işçiyi sefalete mahkum etmek anlamına gelmektedir. İşçi sınıfı, bu salgın günlerinde kendilerini sefalete mahkum edenleri affetmeyecektir!
“İşten çıkarmalar derhal yasaklanmalıdır. Ücretsiz izin dayatması yasa tasarısından çıkarılmalıdır.
İşsizlik Sigortası Fonu
“15 Mart 2020'den geçerli olmak üzere işini kaybeden, ücretsiz izne çıkarılan ve bu yasa ile işten çıkarılması yasaklanıp çalıştırılmayan tüm işçilere en az asgari ücret düzeyi olmak (2.325 TL) üzere, mevcut ücretleri de dikkate alınarak kısa çalışma ödeneğinde öngörülen düzeye kadar (4.381 TL'ye kadar) ödeme yapılmalıdır.
“Zorunlu ve acil işler dışındaki tüm işler durdurulmalı ve işleri durdurulan işçilere de aynı ödeme yapılmalıdır. Hükümet kayıtdışı olup işini kaybedenler işçilere asgari ücret düzeyinde kamu kaynaklarından destek sağlamalıdır. Tüm bunlar için kaynakların bir bölümü İşsizlik Sigortası Fonu'nda vardır. İşsizlik Sigortası Fonu kaynakları sigortalı işçiler için kullanılmalıdır. O kaynaklar hükümetin değil, işçilerin parasıdır.” (DB)