Öldürülen gazeteci Hrant Dink'in ailesi adına İstanbul başsavcılığına başvuran avukatları, cinayetle ilgili dava, soruşturma ve incelemelerin yoğunluğu gözönüne alınarak sadece bu olay üzerine çalışacak savcılar görevlendirilmesini talep etti.
Avukat Fethiye Çetin, "halen iş yükü ve yoğunluğu ağır olan sayın savcılardan dilekçede belirtilen kapsamda bir soruşturmanın kısa sürede ve gereği gibi sonuçlandırılmasının beklenemeyeceğini" vurguladı.
"Hrant Dink cinayeti planının ekli dilekçede ayrıntıları ile belirttiğimiz kapsamda soruşturulabilmesi için zamanının ve mesaisinin mümkün olabildiğince çoğunu bu soruşturmaya ayıracak savcıların görevlendirilmesini, görevlendirilecek savcılara bu soruşturmanın dışında başka görev verilmemesini talep ettik."
Dilekçede, cinayet sürecinin "hazırlık safhası", "kamuoyu oluşturma safhası", "eylem safhası" ve eylemden sonra "manipülasyon safhası", "delillerin yok edilmesi, karartılması" safhalarından oluştuğu vurgulandı.
Dilekçede Hrant Dink aleyhine kamuoyu yaratmak amacıyla medyada yapılan haberler, tek tip dilekçelerle hakkında yapılan suç duyuruları ve hiçbir hukuki dayanağı olmamasına rağmen hazırlanan iddianamelerin "hazırlık safhası"nın unsurları olduğunu ve süreci ve tetikçileri yakından izleyen MİT, Jandarma İstihbarat ve Emniyet İstihbaratı görevlilerinin de hiçbir önlem almayarak eylem ya da eylemsizlikleriyle bu sürecin parçası olduğu dile getiriliyor.
"Eylem aşamasının" cinayetin işlenmesi ve eylem sonrasında dikkatlerin başka yöne çekilmesinin de "manipülasyon" aşaması olduğu, bu süreçte yapılan açıklamalar ve soruşturmanın tüm ayrıntılarının basına sızdırılmasının dikkatleri cinayetin kendisinden uzaklaştırmayı hedeflediği, delillerin karartılması, kaybedilmesi ve sahte evrak düzenlenmesinin de bu sürecin son parçası olduğu ayrıntılarıyla açıklanıyor.(EÜ)