*Manşet görseli: Anadolu Ajansı
Demokrasi İçin Birlik (DİB), Irak'ın kuzeyinde yer alan Gare bölgesinde 13 istihbarat görevlisi, asker ve polisin yaşamını yitirmesiyle ilgili açıklama yayımladı.
Gare operasyonuna ilişkin bir soruşturma başlatılması gerektiği belirtilen açıklamada, "Soruşturmanın etkili olması için bağımsız ve tarafsız kişiler tarafından yürütülmesi, ölüm nedeninin ve ölümden sorumlu olanların ortaya çıkarılmasına ve cezalandırılmasına yönelik olması ve zaman geçirilmeden açılması gerekiyor" denildi. DİB'in açıklaması şöyle:
"Gare operasyonunda rehin tutulan 13 yurttaşın öldürülmesindeki sorumluluğundan kaçan iktidar, başarısız operasyonu tüm toplumsal muhalefeti suçlamaya ve etkisizleştirmeye yönelik bir saldırıya dönüştürdü. Amaç, soygun, talan düzeninin bekası.
"Amacının iktidarın iç siyaseti manipüle etmek olduğu anlaşılan Garê operasyonu, yarattığı sonuçlarla ülkeyi yasa boğarken, AKP- MHP iktidar bloğu, "Operasyonun böyle sonuçlanmasının sorumlusu kim? sorusunu soran muhalefeti terörist olmakla, terörü desteklemekle suçladı.
"Ancak her zamanki oyun bu kez tutmadı, Saray rejimi kullandığı tehdit ve şiddet dolu dile rağmen meclisteki muhalefete kendi arkasında saf tutturmayı başaramadı. Muhalefeti kendi söylem ve hareket alanına sıkıştırma, Halkların Demokratik Partisi'ni (HDP) yalnızlaştırma planı şimdilik boşa çıkmış gözüküyor.
Acil soruşturma
"Ancak operasyon daha uzun süre tartışılacak. Kim yapmış olursa olsun kabul edilemeyecek bu öldürme olayının sorumluların ortaya çıkarılması için acil olarak soruşturmaya ihtiyaç var.
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) yerleşmiş içtihadına göre, ölümle sonuçlanan bir olay varsa devletin etkili bir soruşturma yapma yükümlülüğü bulunmakta. Bir şikayet bulunmasa bile, devlet bu sorumluluğunu res'en yerine getirmek zorunda. Aksi halde Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde güvence altına alınan yaşam hakkı ihlal edilmiş oluyor.
"Soruşturmanın etkili olması için bağımsız ve tarafsız kişiler tarafından yürütülmesi, ölüm nedeninin ve ölümden sorumlu olanların ortaya çıkarılmasına ve cezalandırılmasına yönelik olması ve zaman geçirilmeden açılması gerekiyor.
"Ölüm olayının ilgili makamların ihmali sonucu meydana gelmesi ya da ilgili makamların operasyonun planlanması ve uygulanmasında gereken özeni göstermemeleri ya da operasyonu yapanların eğitimlerinin yeterli olmaması, yaşam hakkının ihlal edilmesi anlamına geliyor ve devletin sorumluluğuna yol açıyor.
Kürt sorununun barışçı yollardan çözülmesi
"Neredeyse kırk yılı aşan savaş, ülkemizde insani, toplumsal, ekonomik, ekolojik tahribata neden oluyor. İnsanlar yoksulluk, işsizlik, açlıkla boğuşurken, salgınla mücadele için aşı bile bulunamazken, ülkenin kaynakları savaşa, operasyonlara iktidarın 'yeni Osmanlıcı', 'İhvancı' hamlelerine harcanıyor. Saray tarafından palazlandırılan bir yandaş savaş sermayesi besleniyor.
"Ölümden ve yıkımdan kurtulmanın tek yolu savaşçı dış politikadan vazgeçilmesi, Kürt sorununun barışçı ve demokratik yollardan çözülmesi, Kürt halkının anadilinde yaşam, yerel demokrasi ve eşit yurttaşlık haklarının sağlanması.
"Bu operasyonun sorumlusu devlettir' diyerek sanki AKP ve MHP iktidarı dışında kalan herhangi bir kurumsal yapı varmış gibi devlet sözcüğünün temsil ettiği meşruiyetin ardına sığınan Saray rejiminin muhalefeti etkisizleştirme hamleleri sürecek. Seçim ve siyasi partiler yasasının değiştirilmesi hazırlıkları, ana muhalefet partilerinin hazine yardımlarını kesme söylentileri, dokuz HDP milletvekili için meclise gönderilen tezkere ve HDP'yi kapatma hamleleri bunun göstergesi.
"Bu koşullarda toplumsal muhalefet iktidarın savaştan ve ölümden başka her yolun kapalı olduğu söylem alanına sıkıştırılmaktan çıkmayı başarabilmeli.
"Dilimizde barış diye çok güzel bir sözcük olduğunu, barışın mümkün olduğunu hatırlamamız, hatırlatmamız gerek.
"Her gün daha çok açığa çıkıyor ki, barışı kurmanın yolu demokrasi güçlerinin birliğiyle halkın bizzat kurucusu olduğu bir halkçı seçeneği yaratmaktan geçiyor."
(DŞ)