Derelerin Kardeşliği Platformu'nun çağrısıyla dün akşam (10 Haziran) saat 19:00'da Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen yüzlerce kişi "Su Haktır Satılamaz" dövizleriyle ve çeşitli sloganlarla Taksim meydanına kadar yürüdü. Eylemde dikkat çeken sloganlardan bazıları, "Hepimiz Hopa'lı hepimiz eşkiyayız", "Her yer Hopa her yer direniş" "İmamın Ordusu Hopa'dan defol!" "Metin Hoca'nın katili AKP'nin polisi" "Dereler akacak Metin hoca yaşayacak!" oldu.
Hopa'daki olaylar sırasında yoğun gaza maruz kalarak hayatını kaybeden emekli öğretmen Metin Lokumcu'nın fotograflarının taşındığı ve tulum ezgilerinin hakim oldugu eyleme Munzur platformu, Hopa Dereleri Koruma Platformu, Gürcü Kültür Merkezi gibi çeşitli sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra İngiltere'den Filistin'e bisikletle 100 günde varmayı amaçlayan PEDAL grubu üyeleri de bisikletleriyle katılarak destek verdi.
Reyhan Aksu'nun okuduğu basın açıklamasında; ülke genelinde doğaya, insana, yaşama dair ne varsa hepsine karşı sırf kar amacı güden azgın ve sistemli bir saldırı sürdürüldüğüne ve bu saldırıların baraj, hidroelektrik ve nükleer santraller, oto yollar gibi projelerle başta Karadeniz olmak üzere ülkenin her yanında yaşam alanlarını tehdit ettiğine dikkat çekildi.
"HES'lere karşı sürdürdüğümüz meşru, demokratik, hukuksal mücadelemizi bütün projeler durdurulup 'Su kullanım Hakları ve Üretim Lisansları' iptal edilinceye, vadilerimizdeki katliamlar durdurulup sularımızın ticarileşmesinin önüne geçilinceye kadar sürdüreceğiz" denilen basın açıklamasında sıralanan talepler şöyle:
- Emir ve uygulamalarıyla tazyikli su, gaz bombaları, cop ve ateşli silahlar kullanılmak suretiyle Metin Lokumcu'nun ölümüne, koruma polisi Servet Erkan da dahil olmak üzere onlarca insanın yaralanmasına sebebiyet verenler yargılansın.
- Hopa'da olağanüstü hale ve gözaltı terörüne son verilsin, anayasa ile tanımlanmış bir hak olan çevreyi savundukları için tutuklanan arkadaşlarımız serbest bırakılsın.
- Başbakan Erdoğan Hopa halkından ve kişilik haklarını çiğnediği Ankara''daki arkadaşımız Dilşat Aktaş'tan özür dilesin.
- HES inşaatları derhal durdurulsun, lisanslar iptal edilsin.
- Çay ve fındıkta kota ve kontenjan uygulanmasına son verilsin.
- ÇAYKUR özelleştirmesi durdurulsun.
- Üreticilerin alın terinin karşılığı verilsin, tarımda özelleştirme ve taşeronlaşmaya son verilsin.
- Fiskobirlik yeniden yapılandırılarak, yönetimi de denetimi de fındık üreticisine bırakılsın.
- Fındık "tüccarları-spekülatörleri"ne devlet desteği kesilsin. (GE/ŞA)