Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ve Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) Ulusal Kanal'a kapatma cezası vermesi üzerine Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin bir açıklama yayımladı. Açıklamada şu noktalara değinildi:
"İfade özgürlüğü açısından uluslar arası listelerin en alt sıralarında yer alan bir ülkede gazetecilik yapmak her geçen biraz daha zorlaşıyor.
Siyasetçiler sık sık gazetecileri, gazete ve televizyon kuruluşlarını öfkeli kalabalıklara hedef gösteriyor. Yayınlar toplatılıyor, kapatılıyor. Karikatür ve mizah dergileri poşete sokuluyor. İnternet sitelerine erişim engelleniyor. Radyo ve TV kuruluşları hakkında çeşitli yaptırımlar uygulanıyor.
Bu yaptırımların son örneği de Ulusal Kanal'a uygulandı. Üç gece yayını durdurulan Ulusal Kanal'a uygulanan yaptırım adil değil ve basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne aykırı.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ve Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) yayınlarda tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkesinin gözetilmesi ve siyasi partiler arasında taraf tutmaksızın fırsat eşitliğinin sağlanması için yaptığı denetim işlevini iktidara muhalif yayın organlarına baskı unsuru olarak kullanmamakla yükümlüdür.
70 gazetecinin tutuklu olduğu, gazeteciler hakkında 10 bini aşkın dava açıldığı, yayın durdurma kararının bir baskı aracı olarak kullanıldığı, gazetecilerin iş güvencesinden yoksun olduğu, editoryal bağımsızlık üzerinde korku yaratıldığı bir ülkede yaşıyor olmaktan bizim gibi bu ülkeyi yönetenlerin de rahatsızlık duyacağı günlerin gelmesini diliyoruz.
Medyaya karşı yasakçı anlayışların bırakılmasını ve ülkemizi ifade özgürlükleri listelerinde üst sıralara taşıyacak adımların atılmasını istiyoruz." (HK)