Cumhurbaşkanı Adayımız Selahattin #Demirtaş'ın seçim mitingi konuşması: pic.twitter.com/OqvaY53TEG
— HDP (@HDPgenelmerkezi) June 6, 2018
Haberin İngilizcesi için tıklayın
HDP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın telefondan yaptığı konuşma bugün HDP Genel Merkezi’nin Twitter sayfasından yayınlandı. Demirtaş konuşmasını, eşi Başak Demirtaş’ı aradığında yaptı.
Demirtaş konuşmasına şöyle başladı: “Öncelikle sesimin ulaştığı her yere, herkese yürek dolusu selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. 20 aydır burada yasa dışı bir şekilde, hukuksuz, kanunsuz bir kararla adeta siyasi bir rehine olarak tutuluyorum. Bugüne kadar benim ve arkadaşlarımın hakkında hiçbir şekilde adil yargılama yapılmadı. Bütün mahkemelere siyasi baskılar uygulanarak hukukun üstünlüğü ilkesi açıkça ihlal edildi.”
“Hükümet yetkilileri iftira kampanyalarına hız kesmeden devam ediyorlar”
Demirtaş, devlet yetkililerince kendisine yöneltilen ağır suçlamalara işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Elim kolum bağlıyken her gün televizyonlarda, gazetelerde Hükümet yetkilileri bana yönelik iftira kampanyalarına hız kesmeden devam ediyorlar. Cevap hakkımı kullanmam bile mümkün değilken, her türlü karalamayı yaparak siyasi tezgâhlarını sürdürüyorlar. Ancak sizler bütün gerçeklerin farkındasınız."
“Adaletsizlik sadece adalet saraylarında yaşanmıyor”
Konuşmasında Türkiye'nin tamamında yaşanan adaletsizliklerin altını çizen Demirtaş, “Benim durumum sadece bir örnektir. Bugün artık ülkenin tamamı, yurttaşlarımızın tümü adaletsizliğin mağduru haline gelmiş durumdadır. Adaletsizlik sadece adalet saraylarında yaşanmıyor. Hastanelerden üniversitelere, tarlalardan fabrikalara, devlet dairelerinden sokaklara kadar her gün, her yerde herkese karşı adaletsiz uygulamalara tanıklık ediyoruz. Türkiye bir bütün olarak yarı açık cezaevine dönüştürüldü maalesef. Bununla tam bir korku toplumu, korku imparatorluğu oluşturmak istiyorlar “dedi.
“Umutsuz olmanın, yılgınlığın, korkmanın zamanı değil”
“Hiçbirimiz böylesi kötü bir yönetimi hak etmiyoruz“ diyen Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu bizim kaçınılmaz kaderimiz değil, buna mecbur ya da mahkûm değiliz. Şimdi hep birlikte el ele verip geleceğin demokratik Türkiye’sini, yeni yaşamını, mutlu ve özgür bir yaşamı inşa edebiliriz. Bugün umutsuz olmanın, yılgınlığın, korkmanın zamanı değildir. Ülkemizin bütün sorunlarını barışarak, dayanışarak, birlik içinde çözebiliriz. Hiçbir yurttaşımızı düşman gibi görmeden, ötelemeden, örselemeden yürek yüreğe verip büyük bir kardeşlik ülkesi olacağız. İnsanlarımızı partilerine göre, kimliğine, mezhebine, cinsiyetine göre ayırmayacağız. Devlette tam demokrasi ve hukukun üstünlüğünü egemen kılacağız. Devlet hepimizin devleti, ülke hepimizin ortak vatanıysa herkese adil ve eşit davranan bir yönetim oluşturmak da bizim boynumuzun borcudur.” (ŞA)