Haberin Kürtçesi için tıklayın
Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) 25 Eylül'de yapılacak referandumla ilgili bir yazı yazdı.
Özgürlükçü Demokrasi gazetesinde “Güney'de referanduma doğru” başlığıyla yayınlanan yazıda Demirtaş, Barzani'nin Kürt halkı ve siyasilerinin eleştirilerini dikkate alması gerektiğini vurguladı.
Demirtaş IKBY’de bölge parlamentosunun işletilmesini, seçimlerle yenilemesi, referandum ve benzeri bütün süreçlerin yönetiminin de parlamento tarafından yapılmasını önerdi.
"Parlamento işlemeli"
Demirtaş’ın yazısında şu ifadeler yer aldı:
“Bizlerin, Kürdistan Federal Bölgesi’ne ve halkına dair yapacağımız şey kardeşçe dayanışmayı ve desteği güçlendirmeyi amaçlayan öneri ve eleştirilerdir. Yoksa, kendimizi onların yerine koyarak ne karar alabiliriz, ne de akıl verebiliriz. Ancak hem siyasi, hem tarihi hem de ahlaki olarak bu önerileri yapmak görevimiz ve hakkımızdır. Kürdistan Federal Bölgesi, kendi bölge parlamentosunu işletir, seçimlerle yeniler ve güçlendirir, referandum ve benzeri bütün kararları ve süreçlerin yönetimini parlamento eli ile yaparsa, bu hem iç demokrasiyi güçlendirir ve uluslararası meşruiyeti arttırır, hem de ortaya çıkacak bütün sonuçların, ulusun tamamı tarafından sahiplenilip korunmasını sağlar.
“Kendi parlamentosunu üç yıldır kapalı tutan, seçimlerini yapmayan, parlamento başkanı ve muhalefet milletvekillerinin başkente girişini yasaklayan bir siyasi ortamın, çok da arzulanan, tatmin edici bir ortam olmadığı aşikardır.”
“Tedbirleri Ulusal Kongre almalı”
“Bununla eşzamanlı olarak toplanacak bir Ulusal Kongre’nin de bağımsızlık sürecinin sağlıklı, güven içinde, ayakları yere sağlam basan ve geleceği garanti altına almaya yönelik adımlar atılmasına çok önemli desteği olacaktır.
“Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlığa doğru giderken alması gereken her türlü tedbir, ulusal birlik ruhuyla ve perspektifiyle bu kongre tarafından alınmalıdır.”
“Barzani dostça önerileri dikkate almalı”
“Kürdistan Bölgesi ile eş zamanlı olarak İspanya'da Katalan halkının da bağımsızlık referandumu süreci içine girdiğini izliyoruz. Dikkat edilirse Katalonya'da bağımsızlık referandumu dahil bütün süreci Katalan parlamentosu ile altı yüzden fazla Katalan belediye meclisi birlikte yürütüyorlar. Elbette Katalan Bölgesi ve Kürdistan Bölgesi'nin sosyolojisi ve siyasi tablosu birebir örtüşmüyor. Ancak güncel bir örnek olması hasebiyle dikkatle izlemekte, incelemekte yarar var. Bu çerçevede şunu da belirtmem gerekir ki, KDP Güney Kürdistan'ın güçlü kökleri olan bir hareketi, partisidir. Mele Mustafa'nın öncülüğünde Kürdistan halkının ve peşmergesinin fedakârca, kahramanca mücadelesi saygın, onurlu yerini hep koruyacaktır. Onun mirasını devralan ve mücadeleyi sürdüren Sayın Mesut Barzani de saygın ve onurlu bir Kürt lideridir. Kendisinin de Kürt halkının çıkarlarını korumak için iyi niyetle hareket ettiğinden kuşku yoktur. Ancak kendisinin ve partisinin ulusal birlik çalışmalarına güç ve destek vererek, parlamentoyu aktif ve işlevsel hale getirerek bağımsızlığa doğru gidişin daha iyi olacağı yönündeki dostça ve haklı önerileri, eleştirileri dikkate alması gerektiği kanaatindeyim. Bu öneriler ne kendisinin gücünü ne de saygınlığını zayıflatır; bilakis halk nezdindeki gücüne ve saygınlığına katkı sağlar. Hakeza bağımsızlık fırsatının kaçmasına neden olmaz; tam tersine daha güçlü, hazırlıklı ve kalıcı adımların atılmasını vesile olur.
“Sonuç itibariyle Kürdistan Federal Bölgesi ve Rojava başta olmak üzere, önümüzdeki aylar ve yıllar çok tarihi gelişmelere tanıklık edecektir. Sayın Öcalan'ın gelecek yüzyılın demokratik yaşam, demokratik toplum, demokratik ulus ve demokratik yönetim modellerine dair yaptığı çok önemli tespit, öneri ve perspektiflerin, ön yargılar bir kenara bırakılarak incelenmesi ve anlaşılması sadece Kürt halkı için değil, bütün bölge halkları için bir arada, özgürce, eşitçe, barış içinde yaşamanın da imkanlarına dair geniş bir ufuk açacaktır.
“Kürdistan bağımsızlığa doğru giderken, hem bu sürecin tamamında hem de bağımsızlığın içini doldurarak, Kürdistan halkının hak ettiği güçlü demokrasiyi yaratmada her fikre ve öneriye açık olmamız, yıpratıcı, kırıcı, hakaretvari bir üslup kullanmadan, birbirimizi suçlayıp mahkûm etmeden tartışabilmemiz gerekir.” (ÇT)