Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında konuştu.
Suriye iç savaşı, Avukatlar Günü, Ermenistan-Azerbaycan arasındaki Karabağ sorunu, Kürt sorunu hakkında değerlendirmelerde bulunan Demirtaş’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Korku üretenlere karşı kendini savunanların günü”
“Bugün Avukatlar günü ama hepimizin günü. Zorba hükümet anlayışına, korku üretenlere karşı kendini savunanların günü.
“İktidar kendisini mahkeme binasının sahibi, mülkü görüyor. Savunma denilen şey, halkı temsil eder. Savcıların işi devleti korumak değildir, adaleti korumaktır. Bizdeki savcıların ismi cumhuriyet savcısıdır.
“Soruşturma yaparken, devleti nasıl korurum diye hareket ederler. Asla halktan yana bir soruşturma açıldığı görülmemiştir.
“Adil bir yaşam, yargılama konusunda çaba yürüten meslektaşlarımı kutlamak istiyorum. Bu vesileyle meslektaşlarımızı ve katledilen Tahir Elçi’yi rahmetle anmak istiyorum.
“IŞİD’i, El Nusra’yı, Ahrar u Şam’ı desteklediler”
“5 yıl önce Suriye’de savaş ilk başladığında ne söylediysek, aynı noktadayız. Haklı olduğumuz her geçen gün ortaya çıkıyor. AKP hükümeti, stajyer Başbakan o zaman Dışişleri Bakanıydı, üç ay içinde Şam’ın düşeceği hayali kuruyorlardı. AKP yetkilileri hızını alamamış, ‘İki gün sonra Emevi Camisinde namaz kılacağız’ diyorlardı.
“AKP, Şam’daki Şii Baas iktidarından mezhebi nedeniyle rahatsızlık duyuyorlardı. Katliamlarından dolayı rahatsızlık duyduğunu, duymamıştık.
“Suriye’de iç savaş başladı, Şam rejimi yıkılacaksa, mezhep ve ideolojik açıdan AKP’ye yakın iktidar oluşacak diye baktılar.
“Davutoğlu-Erdoğan ikilisi ‘Madem Şam devrilmiyor, diğer güçler asker göndermiyor’ dediler ve IŞİD’i, El Nusra’yı, Ahrar u Şam’ı desteklediler.
“Musul Konsolosluğunu biliyoruz. Aylarca IŞİD elemanlarıyla neyin pazarlığı yapıldı? CHP milletvekili hala anlatmadı. ‘Terörle müzakere olmayacak’ diyorsunuz, en barbarlarıyla yaptınız Musul’da.
“Ermenistan-Azerbaycan savaşını körüklüyorlar”
“Bizler Suriye için bunları konuşuyoruz ama hükümet güney sınırımızın savaş cephesine dönmesinden tatmin olmamış olacak ki, Karabağ’a da sıçraması için körükle gidiyor üzerine.
“1994’ten bu yana ciddi bir soruna dönüşmüş olan özerk Karabağ’daki gerilim çatışmaya dönüştü.
“Dağlık Karabağ özerk bölgeydi. Ermenistan-Azerbaycan sorunu kışkırtarak değil, masada çözmeliydi. Savaş ne oradaki topluma ne de Türkiye’ye yarar getirmeyecektir.
“Ermenistan ve Azerbaycan hükümetlerine çağrı yapıyoruz. AKP’nin savaş kışkırtıcılığına karşı lütfen masaya oturup sorunu diyalogla çözmeye çalışın.
“İlk andan itibaren Erdoğan-Davutoğlu savaşı körükleyen açıklamalar yapıyor. ‘Azeriler ezsin geçsin’ manşetleriyle yeni bir savaş başlatmanın heyecanı içindeler.
“Çünkü etrafımız savaşla çevrilmiş olursa, toplum AKP etrafında, Saray etrafında kümelenecek diye bekliyorlar. Savaştan medet ummak ancak bu kanlı iktidara yakışır.
“Savaşlar bitince bunların hikmeti sona erecek”
“Savaş politikalarına karşı çıkan barış isteyen akademisyenlerin tutuklanmalarının nedeni budur.
“Ankara ve Mimar Sinan üniversitelerinde öğrencilere dönük hükümet terörünün nedeni budur. Panzerler TOMA’larla ‘öğrenciler bir daha üniversiteye girmeyin’ tehdidi savuruyor.
“Barış diyen sanatçıdan futbolcudan siyasetçisine kadar herkesin vatan haini ilan edilmesi, linç arenasına atılmasının nedeni budur. Savaştan besleniyorlar.
“Savaşların durduğu gün bunların hikmeti sona erecektir. Katliam ve ölümle iktidarı ayakta tutan, Türkiye’yi yangın yerine çeviren anlayışa karşı biz geri adım atacak değiliz.
“Savaş isteyenler haindir”
“Bizler güven içinde işimize evimize gidebilmeliyiz. Güven içinde yaşamak vatan hainliği değildir.
“Böylesi bir ortamda savaşı dayatanlar vatan hainleridir, hain bu mikrofonlarda savaş naraları atanlardır.
“Bundan dolayıdır ki ABD’de üç beş muhalefet karşısında böğürebiliyor. Almanya’da kendisini eleştiren klip için büyükelçiyi çağırıyor, ‘o klip yasaklanacak’ diyor.
“Keşke bu duyarlılığı çocuklar cinsel istismara uğradığında, kadınlara şiddet uygulandığında gösterseydi.
“Çocuklara değil vakfa sahip çıkıyorlar”
“Kadın vekillerimizin AKP için verdiği gensoru karşısındaki tutumlarını izlemişsinizdir. Aileden sorumlu kadın bakan, ‘Bu vakfı karalayamazsınız’ demekle yetindi.
“Çocuklara değil vakfa sahip çıkmak kutsal geldi. ‘Sizin amacınız AKP’yi Sarayı yıpratmak’ deyip, aileleri, çocukları değil, Saraya biat etmenin antrenmanı yaptılar.
“Çakma milliyetçi Çin malı partinin desteğiyle gensoru reddedildi. 7 Haziran’dan beri ‘AKP’nin kuyruğu’ diyordum, düzeltiyorum. AKP’den daha AKP’li olmuştur.
“AKP-MHP savaş konusunda işbirliği yapıyor”
TIKLAYIN - BAHÇELİ: NUSAYBİN'DE TAŞ ÜSTÜNDE TAŞ, BAŞ ÜSTÜNDE BAŞ KOYMAYIN
“Bunlar savaş konusunda işbirliği yapıyor. Çin malı çakma milliyetçi koltuğunu kaybetme kaygısıyla ‘Nusaybin’de taş üstünde taş koymayın’ diyor. Buradan katliam çağrısı yaptı.
“Zaten orada beyefendinin çağrısına uygun şeyler yapılmıyor mu? Yapılıyor. Taş üstüne taş konmuyor, kan istiyorsanız, kan gördükçe kendilerinin yanaklarına can geldiğini sanıyor.
“İçin rahat etsin, yeterince kan dökülüyor. İnsandan yana olanların içi ise hiç rahat değil.” (EKN)
* Fotoğraf: Volkan Furuncu / AA