* Fotoğraf: Anna Shvets / Pexels
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) COVİD-19 Sempozyumu İstanbul, Şişli’de düzenlendi.
Sempozyum kapsamında basın mensuplarıyla bir araya gelen dernek üyeleri, pandemi sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
KLİMİK Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, COVID-19 salgınında tünelin ucunda ışık görüldüğünü ancak salgına dair toplumda bir kanıksama yaşandığını ve farkındalığın çok azaldığını söyledi.
“Salgın olabildiğince baskılanmalı”
Bilimsel verilerin, salgının bu şekilde hızla yayılmaya devam etmesi halinde virüsün de değişmeye devam edeceğini gösterdiğini aktaran Azap, artık aşıların da etkisinde kaçabilen yeni varyantlarla karşılaşılabileceğini, bu nedenle bütün dünyada pandemi kontrol altına alınana kadar salgının olabildiğince baskılanması gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Azap, belki salgının ilk çıktığı zamanlardaki kadar sıkı önlemler alınamayabileceğini, aşılama devrede olduğu için bunlara gerek de olmadığını belirterek, durumlara ve kişilere özel önlemler almanın artık daha doğru olduğunu ifade etti.
“Önümüzdeki 6-9 ay içerisinde”
Mutlaka önlem alınması ve hastalığın toplumlarda, insanlar arasında dolaşmasının olabildiğince azaltılması gerektiğinin altını çizen Azap, şunları söyledi:
“O yüzden geçen seneyle karşılaştırdığınızda vaka sayıları çok benzerlik gösteriyor, aşılamaya rağmen. Bu aşıların etkisiz olmasından kaynaklanmıyor. Bu, önlemlerin fazla gevşemiş olmasından, kişilerin bireysel önlemlere uymamasından kaynaklanıyor.
“Aslında gerçekten tünelin ucunda ışık görüldü. Eğer aşıdan kaçan bir varyant ortaya çıkmazsa beklentiler -iyimser tahmin olsa da gerçekçi olduğunu düşünüyoruz-önümüzdeki 6-9 ay içerisinde pandemik dönemin sona erip, artık hastalığın bir endemik hastalık olarak, grip gibi tıpkı, insanlar arasında dolaşmaya devam edeceğini ve bizim bir miktar daha sosyal ve toplumsal yaşantıya dönebileceğimizi gösteriyor. Yani az zaman kaldı. Biraz daha dişimizi sıkmamız gerekiyor.”
“Enfeksiyon yayılmaya devam ediyor”
KLİMİK Genel Sekreteri ve Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz da Maltepe'de aşı karşıtlarının yapacağı mitingin salgının seyrine ilişkin etkisinin ne olacağının sorulması üzerine “Şu an Türkiye'deki enfeksiyonların yayılımına baktığımız zaman belli sayının üstündeki gruplaşmalar akılcı değil” dedi.
Test ve aşı uygulamalarıyla ilgili de “Çok tepki aldığını biliyorum test zorunluluğunun. Biz sonuna kadar destekliyoruz. Biz zorunlu aşıyı da öneriyoruz. Toplumsal bir iş yapıyorsanız, zorunlu aşı olması gerektiğini düşünüyoruz, sağlık çalışanları, öğretmenler gibi” diye konuştu.
Prof. Dr. Yavuz, toplantının ardından AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, salgında gelinen noktanın aşılar nedeniyle umulduğundan çok daha iyi olduğunu çünkü aşılarla ölüm ve hastaneye yatışların engellenebildiğini söyledi.
Türkiye'de ve dünyada henüz yeterince aşılama yapılamadığını, aşı dağıtımında eşitsizlikler olduğunu bu nedenle hala aşılanmamış ve hastalanabilecek milyonlarca insan bulunduğunu, enfeksiyonu azaltacak diğer önlemler de kaldırıldığı için enfeksiyonun yayılmaya devam ettiğini anlatan Yavuz, aşının bütün dünyada hızlıca yapılıp, bir taraftan da enfeksiyonun yayılmasını engellemek için kontrollü sosyal yaşama devam etmenin önemini vurguladı.
“Endişe yaratan dört varyant var”
Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, ilk kez Kolombiya'da tespit edilen ve Türkiye'de de 2 kişide görülen “Mu” varyantına ilişkin şu bilgileri verdi:
“Delta şu ana kadar gördüklerimiz içinde en becerikli olanı. Çok hızlı yayılabiliyor diğerlerine göre. En büyük becerisi bu. Dolayısıyla dünyada da en baskın varyant haline geldi. Yani bir varyantın becerisi esas olarak ne kadar yayılabildiğiyle ölçülüyor. Tabii aşıdan kaçabilmesi de ayrı bir becerisi oluyor.
“'Mu', Deltanın 'ülkelerde çok yayılabilme' başarısını gösterebilmiş değil. Ama tamamen de bırakılabilecek, ilgilenilmeyecek bir varyant da değil. Endişe yaratan dört varyant var. Bu da 'yakından izlenmesi gereken', 'her an sıkıntıya ulaşabilecek' kategorisinde.
“'Mu' için kaygılanıyoruz ama şu anda Delta kadar bize sıkıntı yaratmadığını söyleyebiliriz. Yaratacak mı ileride göreceğiz ama beklenmiyor. Deltayla 'Mu'nun birlikte olduğu yerlerde Delta genelde 'Mu' varyantını da baskılıyor gibi görünüyor.”
“Varyant çıktıkça aşının içeriği değişecek”
Yavuz, aşıların "Mu" varyantı üzerindeki etkisine de değindi:
“Aşılardan daha fazla kaçabilir. Aşılar varyantlardan da koruyor aslında. O nedenle bu ek dozlar gündeme geldi. Bağışıklığınız biraz hatırlatıcı dozlarla arttırıldığında bütün varyantlara etki eden, yeterince bir bağışıklık yanıtı oluşuyor.
“Varyant çıksa da aşıların içeriği değişecek sadece. Aşıların platformları aynı olduğu için çok da kaygı duymuyoruz. Eğer çok büyük bir değişiklik olursa virüste, eski aşı hiç koruyamazsa o zaman içeriği değişecek.
Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, BioNTech aşısı için özellikle bağışıklığı baskılanmış ve 65 yaş üstü olanlarda 3. dozun ne zaman gerekeceğine, 6-8 ya da 12 ay içinde mi gerekli görüleceğinin 1-2 ay içinde ortaya çıkacağını, Türkiye'de BioNTech olanların henüz 3. aylarında olduklarını, bu nedenle 2 doz BioNTech olanlarda öyle bir ihtiyacın henüz olmadığını sözlerine ekledi. (AS)