Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış - Beştaş Meclis'te yaptığı basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Türkiye yalnızlaşıyor”
Danış-Beştaş, şunları söyledi:
Dış politika: Biliyorsunuz daha önce AKP hükümeti İhvancılarla iş tuttu, Trablus hükümeti vardı, şimdi onun yerine geçici birlik hükümeti yerini almış durumda. Bu tezkerenin görüşüldüğü dönemde AKP iktidarının bölgesel barışa ve istikrara dair hiçbir şey yapmadığını gördük. Diğer taraftan İsviçre Finlandiya meselesi gündemdeki yerini koruyor.
Türkiye uluslararası standartlara uymak yerine kendi "terör" algısını ve yaklaşımını dış dünyaya kabul ettirmeye çalışıyor. İsveç ve Finlandiya’ya hak ve hukuka yaklaşımınızı, adalet anlayışınızı kırpın kesin, bunların yerine bizim algımızı kabul edin diyorlar. Tabii ki İsveç ve Finlandiya'nın ya da bir AB ülkesinin bunu kabul etmesi mümkün değil. Bu yaklaşım Türkiye’yi NATO içinde de yalnızlaştırmaya devam ediyor.
Kaşıkçı davası: Bunun haricinde Saray rejimi ile Suudi Arabistan yönetiminin demokrasi karşıtı tüm konularda birbirlerine ne kadar benzediklerini yakından izliyoruz.
İstanbul'un göbeğinde işlenen Kaşıkçı cinayetinin Suudilerle ortaklaşa nasıl sümen altı edildiğini ibretle ve dehşetle gördük. Yargının iktidarın hizmetinde olduğunu her zaman söylüyoruz. Burada bir kez daha somut bir şekilde ispatlandı. Kaşıkçı davası paket edildi ve faillere cinayet dosyası teslim edildi. Bu da siyasi ve hukuki olarak ne kadar ilkesiz ve omurgasız olduklarını ilan etmelerinin başka bir yoluydu.
"Akaryakıtta ÖTV kaldırılsın"
Ekonomik sorunlar: Ulaşım sektöründe tam bir vahamet var. hiç kimse bu yaz tatile gidemeyecek, bayramda ailesini ziyaret edemeyecek, bir yıl içinde akaryakıt fiyatları yüzde 300 artmış durumda, motorin 30 TL oldu. İstanbul-Diyarbakır arası otobüs fiyatı 600 TL, 4 kişilik bir ailenin gidiş dönüş masrafı için 4800 TL para ödemesi gerekiyor. İstanbul-Diyarbakır arası uçak bileti fiyatları 1500 TL, dün uçakla geldim.
Sözde vekillere bir standart belirleniyor her havaalanına gittiğimde uçak bilet fiyatları 100 TL artmış oluyor. En son 680’e uçmuştum, dün 800 TL’ye uçtum. Bu bize yapılan ayrıcalığı da yapmasınlar. Vatandaş 1500’e uçuşuyorsa bizde uçalım. 200’den 800’e gelmişse vatandaş 300’den 1500 TL'ye gelmiş bir uçuş fiyatı var. Bu rakamları karşılayabilecek bir tek kesim var o da AKP eliyle yaratılan yüzde 1’dir. Artık otobüs firmaları, nakliyeciler, taksi esnafı, okul servisleri kontak açmak bile istemiyor. Akaryakıtta ÖTV’nin kaldırılmasını istiyoruz, asgari ücretin mutlak suretle belirlenmesini istiyoruz.
"Bu ek bütçe değil iflas bütçesi"
Bir ek bütçe var yarın Genel Kurul'a gelecek hakikaten ne desek az kalır! Aralıkta görüştüğümüz temel bütçede 1 trilyon 750 milyar TL idi bütçe tutarı, ek bütçe 1 trilyon 83 milyar TL. Ne kadar fark, sapma var? Yüzde 73. Bütçe görüşmeleri ve kanunun kabulü Meclis'in en önemli çalışmasıdır.
Daha önemli bir iş yoktur. Bütçeler hükümet düşüren kanundur. Halka hesap vermenin temel göstergesidir. Şimdi iktidar ilk 6 ayda yüzde 73 açık vermiş vaziyette halkın vergileriyle. 1 trilyon 83 milyar TL’ye dair ek bütçe yapıyor. Bunu yaparken içtüzük, Anayasa, yasa dinlemiyor, siyasi etik dinlemiyor. 3 ayda gece gündüz kabul edilen bütçeyi 1 günde bir torba kanun olarak Plan Bütçe Komisyonunun önüne getirdiler.
Nasıl olabilir? Bu irade hırsızlığıdır. Milletvekilleri yok, bakanlar yok, sadece Nebati var Hazine ve Maliye Bakanı. Diğer bakanlar orada yok, Saray temsilcisi yok. Bütçe kanunu olarak görüşülüyor, torba kanun olarak görülüyor adına ek bütçe deyip alelacele geçirmeye çalışıyorlar. Saray’ın yarattığı kara deliği kapatmaya yönelik olduğunu biliyoruz. Bunun bir iflas bütçesi olduğunu söylememe gerek yok. İflas bayrağını çektiler.
Ekonominin çökmesine dair Genel Kurul'a her hafta farklı konularla önergeler getiriyoruz, hepsini reddediyorlar. Peki, Meclis ekonomik buhranın nedenlerini araştırmayacak da ne iş yapacak hakikaten? Hiçbir iş yapmayacak. İktidarın günlük ihtiyacına göre önümüze getirdiği kanunları kabul ettiriyorlar oy çoğunluklarıyla. Ek bütçe usulsüz Anayasaya aykırı ve tamamen irade hırsızlığının ve bakanların, Meclis'in gaspı anlamına geliyor. Bu yöntemin yenilir yutulur bir tarafı yoktur. Biz Genel Kurul'da en net ve sert muhalefeti yapacağımızı söylüyoruz. Bu şekilde kabulünü kesinlikle kabul edemeyiz, karşısında duracağız.
Diğer yandan bu ekonomik modellerinin de nasıl iflas ettiğini ilan ettiler. Güven veren bir iktidar olmadıklarını bu bütçe açığı ile ilan etmiş oluyorlar. Ülkede sadece bütçe açığı yok ki; hukuk açığı var, demokrasi açığı var, hak ve özgürlük açığı var. Her konuda bir batış var ve ekonomi bunların başında geliyor.
17 Aralık’ta bütçe görüşülürken bu bütçe bu enflasyon karşısında kesinlikle bu yılı götüremez dedik, daha biz konuşurken kadük hale geldi. Şimdi söylediklerimizin altına imza atmış oldular. Bu sürede kur korumalı mevduat, GES ve birçok yeni düzenleme yaptılar kendilerince ama düzeltmediler. İktidarın iflasından sonra konkordato ilanına az kaldı sırada o var. İktidar bunu da ilan edecek. Halkın şunu bilmesini istiyoruz. Şu anda iktidar yönetemediğini ilan ediyor. Biz ilk seçimde onları göndereceğiz, bu süre içerisinde halkın acı çekmesini kabul edemiyoruz.
(EMK)