Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem’e Suruç katliamına ilişkin basın açıklamasındaki “kaçak saray delisinin silahlarıyla beslenen örgüt” ifadesi nedeniyle 10 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı.
Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunulan dava dilekçesinde, Eren Erdem’in var olan hükümeti ve Cumhurbaşkanı’nı “terör ve teröristlerle aynı çizgide ve aynı zihniyette olmakla, teröre yardım ve yataklık etmekle, terörü beslemekle” itham ettiği ifade edildi.
Dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“Davalının açıklamalarının içeriği bir süredir kamuoyunda yaratılmak istenen, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin DAEŞ terör örgütüyle bağlantı içerisinde olduğu yönündeki negatif algının bir devamı niteliğinde olup, hem bu negatif algı ve yıpratma operasyonunu perçinlemek, hem de müvekkil Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik negatif algı yaratmak maksadına dayanmaktadır.”
Erdem: Hakaret davaları susturma aracına dönüştü
Erdem, “CHP olarak Suruç katliamından sonra ortaya çıkan ihmaller silsilesini gerek konuya ilişkin raporumuzda, gerek bireysel açıklamalarımızda defalarca anlattık. Hakaret ettiğimi, iftira attığımı söyleyenler her gün milletin aklıyla dalga geçiyor. Her gün insanımız, yurttaşımız, gençlerimiz öldürülüyor. Terör üzerinden iktidar hesabı yapanlara öfke duyanlar ise hakaret davalarıyla susturulmak isteniyor. Hakaret davaları artık bir susturma ve korkutma aracı haline dönüştürülmüştür” dedi.
Ne olmuştu?
Erdem, Suruç’ta 33 kişinin hayatını kaybettiği saldırının ardından yaptığı açıklamada şunları söylemişti:
“Suruç'taki bu katliamın TIR'larla beslenen örgütlerle yapıldığı iddia ediliyor. Bu iddialar doğru ise IŞİD üstlenmişse bunun faili bugün bu terör örgütünü bölgesel menfaat uğruna besleyen, kendisini yatmış olduğu rüyada bölge lideri gören kaçak saray delisinin silahlarıyla beslenen örgütün gerçekleştirmesi halinde bu vahim tablonun da sorumlusunun bu aynı zihniyet ilan edilmesi gerektiğinin altını çiziyorum. Bu zihniyetten hesap sorulmadığı sürece bedel ödettirilmediği, geriletilmediği ve iktidardan uzaklaştırılmadığı sürece bu ülkeye, bölgeye istikrar gelmesi mümkün değildir.” (ÇT)