Meclis’teki torba yasa görüşmelerinde, Cumhurbaşkanına örtülü ödenek olanağı getiren madde kabul edildi.
Mevcut örtülü ödenek yasasıKamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Madde 24- Örtülü ödenek; kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, Devletin millî güvenliği ve yüksek menfaatleri ile Devlet itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ve olağanüstü hizmetlerle ilgili Hükümet icapları için kullanılmak üzere Başbakanlık bütçesine konulan ödenektir. Kanunlarla verilen görevlerin gerektirdiği istihbarat hizmetlerini yürüten diğer kamu idarelerinin bütçelerine de örtülü ödenek konulabilir. Örtülü ödenek, bu amaçlar dışında ve Başbakanın ve ailesinin kişisel harcamaları ile siyasi partilerin idare, propaganda ve seçim ihtiyaçlarında kullanılamaz. İlgili yılda bu amaçla tahsis edilen ödenekler toplamı, genel bütçe başlangıç ödenekleri toplamının binde beşini geçemez. Başbakanlık ve diğer ilgili idare bütçelerinde yer alan örtülü ödeneklerin kullanılma yeri, giderin kimin tarafından yapılacağı, hesapların tutulma ve kapatılma yöntemi, gideri yapanın değişmesi halinde yeni yetkiliye hangi belgelerin aktarılacağı Başbakan tarafından belirlenir. Örtülü ödeneklere ilişkin giderler Başbakan, Maliye Bakanı ve ilgili Bakan tarafından imzalanan kararname esaslarına göre gerçekleştirilir ve ödenir. |
Anayasaya aykırı olduğunu söyleyerek düzenlemeye tepki gösteren muhalefet, oylamaya katılan AKP’lilere Başbakan Davutoğlu’nun önergeden haberi olup olmadığını sordu.
Seçim döneminde görev yapmak üzere atanan İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk’ün verdiği, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrolü Kanunu’nun “örtülü ödenek” maddesinde değişiklik öngören önergenin gerekçesinde “Kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, devletin milli güvenliği ve yüksek menfaatleri ile devlet itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ile olağanüstü hizmetlerle ilgili devlet icapları için kullanılmak üzere Cumhurbaşkanlığı bütçesine de örtülü ödenek konulması” ifadelerine yer verildi.
MHP: Anayasal darbe
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Anayasa gereğince Cumhurbaşkanı'na tanınan görevler içinde istihbarat yapmanın olmadığını belirtti. “Bu anayasal darbedir” diyen Vural şöyle konuştu:
“Anayasa gereğince Cumhurbaşkanı'na tanınmamış bir görevi ifa etmek amacıyla bir ödenek konulması mümkün değil. Yürütmeyle ilgili yapacağı görevleri Anayasa'da tadat edilmiştir. Tadat edilen bu görevler içerisinde istihbarat yapmak, kapalı istihbarat, kapalı savunma hizmetleri gibi birtakım şeyler yazılı değildir. Yazılı olmayan bir görevi ifa etmek üzere kaynak vermek mümkün değildir. Bu, filli olarak Cumhurbaşkanı'nın görevlerini farklı bir şekilde yaptırma eğilimidir. Cumhurbaşkanı istihbaratçı mı, MİT'çi mi ya?"
CHP: Üçlü sistem terk ediliyor
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de Anayasa gereği tarafsız olması gereken bir Cumhurbaşkanına istihbarat hizmetleriyle, doğrudan yürütmeyle, devletin gizli istihbarat faaliyetleriyle ilgili bir işlemi, görevi vermenin mümkün olmadığını söyledi.
Hamzaçebi “Bir sistem kurulmuştur; başbakanın örtülü ödenekten kullandığı rakamlarla ilgili olarak başbakan kimseye hesap vermez. Bu sisteme göre oradan yapılan harcamalar başbakan, maliye bakanı ve ilgili tarafından imzalanan kararname esaslarına göre gerçekleştirilir; üçlü bir sistem vardır. Şimdi, Hükümetin vermiş olduğu önergeyle bu üçlü sistem terk ediliyor; bunun nereye harcanacağı, kime verileceği konusunda Cumhurbaşkanı hiç kimseye hesap vermeyecek" diye konuştu.
AKP: Devletin başına ödenek gerekli
AKP Grup Başkanvekili Ahmet Aydın ise Cumhurbaşkanının devletin milli egemenliğinden sorumlu olduğunu söylerken “Devletin başı olması sıfatıyla, aynı zamanda bu ülkenin başkomutanı sıfatıyla kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, yine devletin milli güvenliği ve yüksek menfaatleriyle devlet itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ve olağanüstü hizmetlerle ilgili devlet icapları için kullanılmak üzere Cumhurbaşkanlığı bütçesine de bu ödeneğin konulması gerekli durumdadır " dedi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz da yasal değişikliğin “Cumhurbaşkanın anayasal yetkileri neyse, o yetkileri kullanırken bu örtülü ödenek imkanının da kullanılması şeklinde” anlaşılması gerektiğini söyledi. Yılmaz şöyle konuştu:
“Kanunlarda her zaman yeni birtakım unsurlar devreye girebilir. Ancak bir taraftan da şunu değerlendirmek durumundayız. Bugüne kadar Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmiyordu. Halk tarafından seçilen bir Cumhurbaşkanı'ndan beklentilerin de daha fazla yükseldiğini, halkla ilişkilerinin, toplumla ilişkilerinin daha farklı bir düzeye geldiğini de görmemiz gerekiyor. Bu yetki kişiye verilen bir yetki değildir, bir makama verilen bir yetkidir. o Makam da devletin başıdır ve sorumluluk içinde bu yetkisini kullanacaktır. Cumhurbaşkanlığımızın daha aktif bir şekilde görev icra etmesi, halk tarafından doğrudan seçilen bir kişilik olarak hakla ilişkilerinin daha da yoğunlaşması normal bir durumdur ve bunda hiçbir yadırganacak durum yok.” (ÇT)