Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin anma töreninde konuştu.
Cmhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, adı “15 Temmuz Şehitler Köprüsü” olarak değiştirilen eski Boğaziçi Köprüsü'nde düzenlenen anma törenine katılmak için Nakkaştepe'den yürüyerek alana geldi.
Konuşmasına “Özgürlüğüne, ezanına, bayrağına, vatanına, devletine, geleceğine sahip çıkan milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum” diye başlayan Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Ödediğimiz bedel ağır”
* Ödediğimiz bedel ağır. Anaların, babaların, eşlerin, kardeşlerin, evlatların gözyaşlarına, yürek yangınlarına değer biçmek asla mümkün değildir ama bu fedakarlıkların karşılığında elde ettiğimiz istiklalimize ve istikbalimize de değer biçemeyiz.
* Köprüyü kapatan darbeciler kendilerince tüm İstanbul'a, Türkiye'ye, dünyaya artık kontrol bizim elimizde mesajı vermek istiyorlardı.
* Aynı saatlerde İstanbul ve Ankara'dan da benzer işgal girişim haberleri geliyordu. O saatte ben Dalaman'dan bu tarafa doğru hareket etmiştim.
* Milletimiz anında bu darbe girişiminin arkasında FETÖ ihanet çetesinin bulunduğunu anlamıştır.
* Televizyondan yaptığımız çağrı ile milyonlarca vatandaşlarımız sokakları, havalimanları doldurdu. En kanlı saldırılar İstanbul ve Ankara'da yaşanmıştır. Diğer illerimizde darbeciler harekete geçmeden milletimiz ve vatansever askerlerimiz, polislerimiz tarafından derdest edilmiştir. İstanbul'da en çok kan dökülen yer burası, Şehitler Köprüsü'dür.
* 15 Temmuz ilk değil, son saldırı da olmayacaktır. FETÖ'nün, PKK'nın, DEAŞ'in arkasında kimlerin olduğunu biliyoruz. Terör örgütlerini piyon olarak kullananların kuyruk acılarının çok iyi farkındayız. Terör örgütlerinin sadece görünen yüzlerinden ibaret olmadığını, arkalarında kimlerin olduğunu çok yii biliyoruz. Ama piyonları ezip geçmeden kaleleri de, veziri de, atı da alamaz; şahı mat edemeyiz. Ondan önce bu hainlerin lafasını kopartacağız.
* Rastgele bir araya gelmiş insan topluluklarıyla milletler arasındaki fark, işte budur. Topluluklar sadece anlık çıkarları için bir arada bulunurlar, milletlerin ise ortak geçmişleri, ortak değerleri, ortak hayalleri vardır. Bunlar uğrunda gerektiğinde canlarını vermeyi göze alırlar. Türk milleti, 15 Temmuz'da binlerce yıllık tarihinde defalarca yaptığı gibi kutsallarını korumak uğruna canını vermekten çekinmeyeceğini göstermiştir.
“İdam” sloganları
Kitleden “idam” sloganlarının yükselmesinin ardından:
* Tüm Güneydoğu'da, dağlarda askerimiz, polisimiz, komandolarımız ve güvenlik güçlerimiz bunları tek tek temizliyorlar. Diğer mesele ise Parlamento'nun meselesidir. Parlamento bu kararı verdiği halde, bu bana geldiğinde ben bunu onaylarım.
* Biz dirileri şerefli ölüleri şanlı Türk milleti olarak coğrafyamızın, bölgemizin, dünyanın tüm geleceğine talibiz. Biz bu ruhu kaybettiğimiz gün biteriz. Allahın ziyle o gün asla gelmeyecektir. Gerekirse bir ölecek ama bin dirileceğiz.
“Kaçtığını bilsem Kılıçdaroğlu'nu Yenikapı'ya çağırmazdım”
* Bazıları ne diyor ısrarla; kontrollü darbe. Milletimizin bu şanlı direnişine kara çalmaya çalışıyorlar. Bu terbiyesizliktir, bu ahlaksızlıktır. Doğru, doğru o gece 23.15, havalimanına iniyor, Atatürk Havalimanı ve benim İstanbul havalimanında on binlerce kardeşim orada. Tanklar VIP'nin önünde ve geliyor. Bu tanklar orada duruyor ya, dışarı çıkamıyor bu beyefendi. Önce korkuyor ve gidiyorlar görüşüyorlar. Görüşmeyi yaptıktan sonra tankların koruması altında bu Kılıçdaroğlu denilen zat oradan çıkıyor Bakırköy Belediyesi'ne gidiyor.
* Biz Yenikapı buluşmasına bu beyefendiyi de davet ettik. Bilseydim etmezdim. Bunları sonradan öğreniyoruz. Önce davetime olumsuz cevap verdi. Son anda cumartesi Yenikapı, cuma günü gelebileceğini bildirdiler. Fakat Yenikapı ruhundan da hiçbir şey alamamış ki ne dedi; 'kontrollü darbedir.' İnsan utanır utanır. Bu 250 şehidimize saygısızlıktır, hakarettir, 2 bin 193 gazimize saygısızlıktır, hakarettir, bu millete saygısızlıktır, hakarettir. Bunu nasıl söylüyorsun. Bu millet senin gibi ürkek, korkak değil, bu milletin yüreği var yüreği. O yürek sende yok. Bu mücadele ödleklerin mücadelesi değildir, vandalların mücadelesi değildir.
* 15 Temmuz kontrollü bir darbe değildir fakat CHP'nin başındaki bu zat kontrollü bir şekilde oraya getirilmiştir ve o koltuğa getirenlere sadakatla görevini sürdürmektedir. Sen CD ile o makama gelmişi birisin. 15 Temmuz'da ne olduğu açıkken darbeciler için yola düşen bu zat için ne desek boştur.
“Guantanamo'daki gibi tek tip elbiseyle yargılansınlar”
* Darbe girişiminin bastırılmasının ardından bu örgütün üstüne şiddetle gittik. Kamuda çalışan ve tespit edilen tüm üyelerini uzaklaştırdık. Kamu kurumlarıyla ilişiği kesilen kişi sayısı 111 bini buldu. Açığa alınmış olan 38 bin kişiyle ilgili araştırma devam ediyor. Biz bu teröristlere hala para mı vereceğiz? Kusura bakmasınlar. 134 bin kişi gözaltına alındı ve sorgulandı. 50 400'ü tutuklandı. Kaçak durumda olan 8 bin 500'e yakın örgüt üyesiyle ilgili yakalama kararı bulunuyor. FETÖ ile bağlantısı tespit edilen dernek, vakıf, okul, dershane, sendika, üniversite, medya organı gibi 5 binin üzerinde kuruluş kapatıldı, mal varlıkları da Hazineye yani millete devredildi. Yine bu ihanet örgütüyle bağlantısı olduğu belirlenen ve sayıları bine yaklaşan özel şirket de kayyum ataması yoluyla kontrol altına alındı. Sadece FETÖ değil, madalyonun iki yüzü gibi onunla aynı yolu yürüyen PKK t için de benzer tedbirlere başvuruldu.
* Bu darbeye teşebbüs edenlerin yüzünde en küçük pişmanlık emaresi göremezsiniz. O hainlerin cezaevlerinin duvarları arkasında çürüyüp giderken bunları düşünecek çok vakti olacak. Geçen gün Sayın Başbakanımızla da konuştum. Artık bunlar mahkemeye çıkarken Guantanamo'da olduğu gibi bunları da tek tip elbise ile çıkaralım.
Erdoğan, konuşmasının ardından darbe girişimi sırasında öldürülen her bir kişi için dikilmiş olan 249 selvili alandaki “Şehitler Makamı”nın açılışını yaptı.
Erdoğan, İstanbul'daki törenin ardından Ankara'ya geçecek. 02.36'te TBMM'deki törende konuşacak. Ayrıca bu gece 00.13'te okunacak selalarla "demokrasi nöbeti" başlayacak. (EA)