Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Uluslararası Medeniyet Şurası'nda konuştu.
ABD Başkanı Trump'ın Müslüman saldırganlara “terörist” demesine tepki gösteren Erdoğan, “Peki Budistlerle ilgili aynı şeyi söyleyebiliyorlar mı? Yok. Niye? Onlar yoga yapıyor. Hıristiyan teröristler için, Yahudi teröristler için böyle bir şey söylüyorlar mı? Yok. Varsa yoksa İslami terör diyorlar” dedi.
Konuşmasında ABD ile Avrupa ülkelerine eleştirilerde bulunan Erdoğan, özetle şunları söyledi:
“Biz de bu tuzağın içine düştük”
“Biz bir medeniyet mücadelesi içindeyiz. Medeniyetimizin inşası değil ihyası hareketi içindeyiz. Batı medeniyeti ve İslam medeniyetinin ölçüleri farklı.
“40 kat, 100 kat bina yapmak sizi medeni yapmıyor. Fakat biz bu tuzağın içine düştük onu da söyleyeyim.
“Sayın Trump bana göre medeniyet olayını şekil olarak değerlendiren bir tipolojidir. Bizim anlayışımızda bir farklı düşünce insanlarına kapıları kapatmadık. Şu anda eğer Amerika'da Müslümanlar oradan kovulmanın hesapları içine mahkum edilmişse, Amerika'da bir sıkıntı var demektir. Trump'ın önce bunu masaya yatırması gerekir.”
“Böyle adalet, böyle medeniyet olur mu?”
“Bizim medeniyetimizde insan yaratılmışların en şereflisidir. Görüyorum ki, Amerika'da durum böyle değil. Amerika'daki gidiş sıkıntıyadır.
“Benim 13 tane korumam kendi davetine gittiğim bir ülkede, eğer kalkıp da daha Amerika'da görmeden, tanımadan, bilmeden, haklarında, gıyaplarında gözaltına alma kararı çıkıyorsa, kusura bakmasınlar ben bu ülkeye medeni demem.
“Beni davet edeceksin, yanımda korumalarım, ben bir ülkenin Cumhurbaşkanıyım; orada teröristlere adeta bizi dövdürmeyle karşı karşıya bırakacaksın... Kendi korumalarım tedbir alacak ve iki tanesi orada hiç yok; eşimin korumaları. Savcı bunlarla ilgili gözaltı kararı alacak. Böyle adalet, böyle medeniyet olur mu?”
“Onlar da tabii şirk içinde”
“Medeniyetimizin tüm insanlığın gönlünde ve kafasında yeniden hak ettiği yere gelmesi için öncelikle mecramızı doğru belirlememiz gerekiyor.
“İslam medeniyetinin tasavvuf, ilim ve tefekkür olarak ifade edebileceğimiz mecralarını sağlıklı bir yola koymadan diğer alanlarda arzu ettiğimiz mesafeyi kat edemeyiz. 'Allah'ın hepimize şah damarımızdan daha yakın olduğu' gerçeği, gerçi birileri, kendisini 'şah damarından bize daha yakın' diye tanımlıyor ama bunu da bilmemiz lazım. Onlar da tabii şirk içinde.
“Ama bu da Pensilvanya'da, o da ilginç. Neler, nerede, nasıl tezgahlanıyor, nasıl üzerimizde oyunlar oynanıyor bunu çok iyi bilmemiz lazım. İşe biraz da buradan başlamamız lazım.”
“Olur mu böyle bir şey ya…”
“İtirazımız adalete çağrı boyutuyla aynı zamanda bir medeniyet çığlığıdır. Ne demek dünya beş... Olur mu böyle bir şey ya. İkinci Dünya Savaşı'nın şartları bir kenarda, bugünün şartları bir kenarda.
“Beş ülke dünyanın kaderini belirliyor. Onların dudaklarından ne dökülürse netice o. Böyle bir şey olamaz. İkinci Dünya savaşı geride kaldı, bugün başka bir dünya var. Bütün hadiseler güncellenirken, siyasetin bu noktadaki kaderinin güncellenmesi gerekir.
“Bu beş ülkenin kimlerden oluştuğuna baktığınız zaman orada bir tane Müslüman ülke yok. Niye orada Müslüman ülke yok. Orada dünyadaki tüm kıtalar temsil edilmiyor. Asya, Avrupa, Amerika. Niçin diğer kıtalar yok?”
“Niye? Onlar yoga yapıyor”
“Amerika'da sayın Trump bakıyorsunuz, Müslümanlara 'terörist' ifadesini kullanıyor. 'Böyle bir şey yok' dediğimizde de savunamıyor.
“Hadi buyur, Myanmar'da bazı Budistler terörist olarak Rohingya Müslümanlarını öldürdüler. Peki Budistlerle ilgili aynı şeyi söyleyebiliyorlar mı? Yok. Niye? Onlar yoga yapıyor. Hıristiyan teröristler için, Yahudi teröristler için böyle bir şey söylüyorlar mı? Yok. Varsa yoksa İslami terör diyorlar.
“Paramızla silah istiyoruz, vermiyorlar”
“Defaatle anlatıyoruz. Olamaz. DEAŞ'a karşı en büyük mücadeleyi veren biziz. Bu mücadeleyi verirken de DEAŞ'ın İslamla alakası olmadığını söylüyoruz. Ama bunlara bunu anlatamıyorsunuz ve ne yazık ki, Müslümanı Müslümana bunlar kırdırıyor.
“Ücretsiz silahları da veriyorlar. Biz savunmak için paramızla silah istiyoruz bize silah vermiyorlar. Böyle garip bir dünyanın içerisindeyiz. Adalet... Ben de adaleti arıyorum, yok. Merhamet bunlar da hiç yok.” (AS)