Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 102. yıldönümü dolayısıyla Çanakkale'de düzenlenen törende konuştu.
Konuşmadan sonra Lapseki'de bulunan tören alanına bağlandı ve 1915 Çanakkale Köprüsü'nün temelini attı.
Erdoğan, beş yıl sonra köprünün açılışına geleceklerini belirterek, köprünün bedelinin 10 milyar 500 milyon TL olduğunu, 17 yıl işletilip devlete bırakılacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan özetle şunları söyledi:
Anayasa değişikliği referandumu
“Yıllar gelip geçiyor ama şehitlere tepesi boş kalmıyor. Annelerimiz dün çocuklarını Çanakkale'ye gönderiyorlardı. Bugün terör örgütlerinin üzerine gönderiyorlar. Suriye'ye gönderiyor.
“En yenilikçi reformlara, projelere imza atmış kadro olarak milletimize tarihi bir değişim sistemi teklif ediyoruz. 16 Nisan'da halk oylamasına sunulacak anayasa değişikliğiyle, Türkiye yönetim sistemini değiştiriyor.
“Madem en büyük 10 ekonomi arasına girmeyi hedefliyoruz, öyleyse bu ülkelerle rekabet etmemize imkan sağlayacak yönetim sitemine ihtiyaç var.
“Darbelerin, krizlerin, kaosların sebebi olan mevcut sistem yerine dünyanın en gelişmiş ülkelerindeki yönetim sistemine geçiyoruz. Bunun adını da Cumhurbaşkanlığı sistemi olarak koyduk. Milletimizin önüne getirdik.
“Bu sistem öyle tercüme değil, yerlidir, millidir. Cumhurbaşkanlığı sistemini, milli, yerli demokrat olan herkes sahiplenmiştir.
Operasyonlar ve Fırat Kalkanı
“2013 yılından itibarin yaşadığımız her olay, artık köklü bir değişikliğin habercisiydi. 17 - 25 Aralıkta emniyet yargı darbesinde, gücü milletten almayan bir çetenin ürünüydü. Milletin desteğiyle darbecileri tasfiye ettik.
“Güvenlik güçlerimiz çukurlara ülkeyi böleceğini sananları o çukurlara gömdü. Güvenlik güçlerimize teşekkür ediyorum. Onlar, o çukur kazanları, kazdıkları çukurlara onları gömüyor.
“Sınır ötemizdeki teröristlere ise Fırat Kalkanı operasyonuyla gittik. Bulundukları yerde imha ettik.
“Her fırsatta ne diyoruz tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.
Avrupa ile gerilim
“Avrupa ülkeleri benim Dışişleri Bakanımın uçağına iniş izni vermiyor. Hollanda da atlarını itlerini benim oradaki vatandaşlarımın üzerine salıyor. Almanya'nın şansölyesi de onun yanında yer aldığını söylüyor.
“Yazıklar olsun size. Bunların birbirinden farkı yok. Al birini vur ötekine. Ne yaparsanız yapın bu milleti yolundan çeviremeyeceksiniz.
“16 Nisan'da benim milletim batının bu yanlış tavırlarına karşı en güzel cevabı inşallah sandıklarda demokratik şekilde verecektir.
“Hayır diyenlere sonuna kadar açtıkları kapıları, evet için gelenlere sık sıkıya kapattılar. Bakanlarımız sürekli salonlarını iptaliyle sudan bahanelerle dışlandılar. Kendi konsolosluk binamıza giremedik.
“Siz bakana kapıları kapatamazsınız. Uluslararası hukukta yeri yok. Ha böyle gidersiniz bunun karşılığını Türkiye'de bulacaksınız. Onlar da bu değişimin ne anlama geldiğini iyi biliyor.” (AS)