Yapılanlarda sadece o an için yarar sağlaması hedeflendiğinden daha sonra ortaya çıkabilecek zararların hiçbir zaman önemi de olmuyor. Demokrasi geleneğinin olmayışı, düşünce dünyamızın kısırlığı gibi sayılabilecek bir çok faktör her geçen gün artan oranda örneklerle karşılaşmamıza neden oluyor.
Her dönem en kötüsü bu dememize karşın gelen her zaman istisnasız gideni aratıyor. Özellikle siyaset üstü kalması gereken çocuklara yönelik bu dönemde yapılanlar gerçekten endişe uyandırıyor.
Her dönemde karşılaştığımızdan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'ndaki kadrolaşma çalışmalarının çok da bizi şaşırtmadığını söylemem gerekiyor. Ama burada da meslek elemanı olarak en temel işlevi yürüten sosyal hizmet uzmanlarının yok sayılması ve buradaki görevlere dışarıdan çok sayıda atamanın yapılması gerçekten bugüne kadar yapılanlardan daha uç bir hareket olarak dikkati çekiyor.
Ancak bunun faturasını güç koşullardaki çocuklar öncelikli olarak ödüyorlar. Eskiden de çok parlak olmasa da hizmet vermeye çalışan bu kurumlarda hizmetin durma noktasına gelmesinin dışında, toplum gözünde Malatya ve diğer yerlerde yaşananlar sonucunda güvenirliği de çok düştü. Bugün en sık karşılaştığımız sorulardan birisi olan, "İstismara uğramış bir çocuğu ailesinden almak gerekirse ne yapacağız, bu kurumlarda yaşananlar sonucunda çocuğu oralara götürmek çocuğa zarar vermez mi?" sorusudur ki bu sorumlu devlet bakanı başta olmak üzere tüm idarecilerin bu konuya duyarlılıkları varsa üzerinde düşünmelerini gerektiren bir soru.
Tasarı halinde olan yeni sosyal hizmetler kanununda var olan ancak niteliği belirtilmeyen, ihtisaslaşmanın aranmadığı özel işletmelerden kurum bakımı alma gibi çok büyük ve riskli maddesi vardır ki bu tamamen bu hizmetlerin çökmesi sonucunu getirecektir. Bunu gelecek haftalarda tartışacağımı belirterek başka konuya dikkat çekmek istiyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) son haftalarda ilköğretim okullarından öğrencileri parti toplantılarına getiriyor. Bu durum hiçbir yasal izni olmamasına karşın sürekli tekrarlanıyor. Küçücük çocuklar ne olduklarını bilmedikleri ortamlara sürükleniyor ve burada parti lehine ve konuşmacılar lehine tezahürat yapmaları isteniyor.
Eğer buradaki amaç küçükken çocuklar etkilenirse büyüdüklerinde bizden yana olurlar gibi bir düşünceyse, bunu kim düşünmüşse biraz daha iletişim ve etkilenme konularında bilgilenmesi gerekiyor. Başka amaçlar varsa da onlar için çocukların seçilmiş olması en hafif deyimiyle aymazlık.
Bu yapılan suçtur. İktidarda olmak demek hesap vermemek demek değildir. Yapılanlar içinde çocukların içinde olduğunu ve çocuklara zarar veren eylemlerin affedilmeyecekler listesinde ilk sırada olacağını unutmamak gerekiyor. (OP/KÖ)