Fotoğraf: Mezopotamya Ajansı
Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen) Genel Başkanı Ali Bülent Erdem ve Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu ‘yetki belgesi’ şartına karşı eylem yaptığı için tutuklanan Adıyaman, Batman ve Bingöllü üreticilerle ilgili açıklama yaptı.
Tüm sorumluluğun hükümette olduğunu belirten Erdem ve Çobanoğlu "Üretme haklarını savunan tütün üreticilerinin tutuklanması kabul edilemez” dedi.
Üreticinin 2000’den sonra başlayan özelleştirmelerle mağdur edildiğini belirten Erdem ve Çobanoğlu 2000'de 583 bin 474 olan üreticilerin sayısının bugün 50 bine düştüğünü ifade etti. "Şark tütünü, üretildiği son bölgeden de kovulacak" dedi.
"IMF'ye verilen söz tutuldu"
Erdem ve Çobanoğlu'nun açıklaması şöyle:
IMF’ye 18 Aralık 2000’de verilen niyet mektubunda TEKEL’in özelleştirileceği, Tütün Yasası’nın Ocak 2001’e kadar çıkarılacağı sözü verilmişti. Verilen söz tutuldu, 20 Haziran 2001’de Tütün Yasası Meclis’ten geçti. Cumhurbaşkanı’nın vetosuna rağmen 3 Ocak 2002’de Meclis’ten tekrar geçirildi. Yasayla beraber, daha sonra özelleştirilecek olan TEKEL piyasadan el çektirildi. Tütün ve tütüncülüğümüz çokuluslu sigara ve tütün kartellerine teslim edildi.
2002’den itibaren tütün üretiminde sözleşmeli üretim dönemi başladı. Örgütsüz tütün üreticilerine tek tek sözleşmeler dayatıldı. Artık TEKEL’in destekleme alımları olmadığı için, sözleşmelerle verilen fiyatlar üreticinin maliyetlerini karşılayamaz noktadaydı. Bu nedenle binlerce tütün üreticisi aile çiftçiliğini bırakmak zorunda kaldı.
"583 binden 50 bin üreticiye"
2000’de 583 bin 474 olan üreticilerin sayısı bugün 50 bin civarlarına düştü. Kıraç topraklarında bugün çaresizlikle üretime devam edenlerse toprağını, üretim araçlarını, ailesinin ve kendinin emek gücünü şirketlere kiralayan emekçilere dönüşmüş durumdadır. Tütün üretiminde olduğu gibi, uygulanan tarım politikalarıyla gıdanın ve tarımsal üretimin kontrolü hızla şirketlerin kontrolüne girmekte, girmeye devam etmektedir.
Tütün Yasası kapsamı dışında kalan Adıyaman ve çevresinde, kendi küçük bahçelerinde kıymalık tütün üreten üreticilerin varlığına şirketlerin göz dikmemesi düşünülemezdi, öyle de oldu.
1 Temmuz 2021’den itibaren, ürettiği tütünü kıyıp iç pazarda satmaya çalışan tütün üreticilerine dönük yasak ve cezalar yürürlüğe sokuldu. Üretmek ve satmak için 'yetki belgesi’ almayan, alamayan binlerce tütün üreticisi aile olumsuz etkilenecek. Şark tütünü, üretildiği son bölgeden de kovulacak.
"Kamuyı soyanlar serbest"
Yürürlüğe giren 'yetki belgesi” uygulamasının kaldırılmasını isteyen binlerce tütün üreticisi, Anayasal haklarını kullanarak uygulamayı protesto ettiler. Kimsenin canına, malına zarar vermeden, yasaya karşı tepkilerini dile getirdiler. Ancak, şirketlerin kontrolündeki bir tarımsal üretim sistemini oturtmaya çalışan anlayış bundan rahatsız oldu. Çiftçilik yapma hakları için mücadele eden çiftçilerden bazıları gözaltına alındı, 10 kişi 'toplantı ve gösteri yasasına muhalefet etmek ve suç işlemeye azmettirmek' iddiasıyla tutuklandı.
"Sokak ortasında insanlara saldıranlar, kamu mallarını soyup soğana çevirenler ortalıkta serbestçe dolaşırken, hak mücadelesi verdiklerinden dolayı çiftçilerin tutuklanmaları vicdanları sızlatmaktadır. Bu yanlıştan dönülmeli, tutuklanan tütün üreticileri serbest bırakılmalı, yasa geri çekilerek tütün üreticilerinin mağduriyetleri giderilmelidir.”
Ne olmuştu?
Tütün üreticilerinin yetki belgesi almadan ve bildirimde bulunmadan ticaret yapması 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda yapılan düzenlemeye 1 Temmuz'dan itibaren yasaklandı.
Düzenlemeyle göre tütün üreticileri ve satıcılarının Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan yetki belgesi alması istendi. Yasa belgesiz ticaret yapanlara 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası verilmesi öngörüyor.
Yasayla birlikte Adıyaman, Malatya ile Bingöl'de tütün üreticileri ve satıcıları eylem yapmaya başladı. Seslerini duyurmaya çalışan tütün emekçileri yasanın geri çekilmesini isterken 9 ve 10 Temmuz’da evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı. Adıyaman Sulh Ceza Hakimliği gözaltına alınanlardan 10'unu tutukladı. (HA)