Fotoğraf: AA / Arşiv
Haberin İngilizcesi için tıklayın
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, FOX TV'deki Çalar Saat Programı'nda İsmail Küçükkaya'nın sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından önemli satırbaşları özetle şöyle:
"309 milyon lira nerede "
TIKLAYIN - KHK'yle Kurulan ve 309 Milyon Bağış Topladığı Söylenen Vakıf, Adresinde Bulunamadı
“(15 Temmuz'un ardından kurulan Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı) 15 Temmuz'da en çok kim konuştu? Erdoğan konuştu. 15 Temmuz şehitlerinin ailelerine ve gazilere yardım edeceğiz diye kampanyayı kim açtı? Erdoğan açtı. Hesaplar açıldı mı? Açıldı. Vatandaş dişinden, tırnağından keserek bu vakfa bağışta bulundu mu? Bulundu. Bakan iki yıl önce dedi ki 309 milyon lira para toplandı. Şimdi soruyoruz kaç lira bu para? Bu parayla ilgili cevap alamıyoruz. Vakfın adresine baktık, gittik. O adreste böyle bir vakıf yok. Bu adres nerede geçiyor? Mahkeme kararında geçiyor. Mahkemeye yanlış bilgi veren kim? Siyasi iktidar. Ben hakim olsam bana yanlış bilgiyi vereni tutuklarım. Bu paranın açıklanması lazım.
Soruyorum, 309 milyon lira nerede? Vatandaşın parası. Vakıflar Genel Müdürlüğü yayınladı Resmi Gazete'de, adresi de bulduk, gittik ama böyle bir şey (vakıf) yok. Diyorlar ki bu para Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının hesabında. Ne arıyor o hesapta? Vakfın hesabında olması lazım. Resmi Gazete'de yayınlanmış vakfın mal varlığı 10 milyon lira diyor. 299 milyon nerede?
"Vicdanınız kabul ediyorsa... "
(TBMM'ye sunulan yeni torba kanun teklifinde yer alan "Cumhurbaşkanı yardımcıları ile kabine üyeleri ve ailelerinin sağlık giderlerinin Cumhurbaşkanlığı bütçesinden karşılanması) AK Parti'ye oy veren vatandaşların vicdanına sesleniyorum. Hiçbir yorum yapmayacağım. Eğer sizin vicdanınız bunu kabul ediyorsa söyleyecek bir lafım yok. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını kime veriyorsunuz? Tüyü bitmemiş yetim, emzik alırken, altına bez alırken, süt içerken vergi veriyor. Ne için, atanmış olan beyler ömür boyu aileleriyle sefa içinde yaşasınlar diye.
"Bütçede para var"
(Emeklilikte yaşa takılanlar) Vatandaş diyor ki 'Beni işimden attılar, iş bulamıyorum. Gidiyorum, özel sektöre, diyorlar ki 'Kusura bakma sen yaşlısın, çalışamazsın.'. Gidiyor devlete, ben aç kalacağım. Emekli edin beni. 'Sen daha gençsin, seni emekli edemiyoruz.' Nasıl geçinecek bu insanlar. Biz bunu çözeceğiz.
Bütçede para var. Bütün mesele şu, parayı kimin için kullanacağınız önemli. Yandaş için mi, vatandaş için mi?
"Dünyayı kendimize düşman ettik"
(Erken seçim) Erken seçimin olabilmesi için bir kişinin karar vermesi lazım, tek adam rejimi var çünkü Türkiye'de. Erdoğan 'Erken seçim olsun' dediği andan itibaren zaten MHP ile AK Parti bir araya gelecekler, parlamentoda erken seçim kararı alacaklar. Böyle bir talebi getirirlerse biz de 'Olur, erken seçime gidelim' diyebiliriz, deriz de yani. Esnafa, çiftçiye sorun, perişan vaziyette, sanayici 'Önümü göremiyorum.' diyor. Dış politika tıkandı, Suriye bataklığından bir türlü çıkamıyoruz, bütün dünyayı kendimize düşman ettik. Böyle bir ortamda, bugün mü, yarın sabah mı, bir hafta sonra mı, zamanında mı seçim olur bilmiyoruz. İstiyorlarsa yarın sabah getirsinler, biz de 'Evet' deriz erken seçime.
TIKLAYIN - Kılıçdaroğlu'ndan Beştepe'ye Giden CHP'li Yorumu: İsim Vermek İstemiyorum
"Öz eleştiriyse, öz eleştiri"
"Bizim, bir kabahatimiz oldu, CHP'nin, onu da söyleyeyim rahatlıkla. Öz eleştiriyse, öz eleştiri. Biz, bir başörtüsü meselesini Türkiye'nin bir numaralı sorunu haline getirdik. Ben, dönemin YÖK Başkanına telefon ederek, başörtülü kız öğrencilerin üniversitelere alınmamasının doğru olmadığını söyledim. O da bir genelge yayımladı, açıklama da yaptı, 'Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklama üzerine biz bu yasağı kaldırıyoruz.' diye. Bunu herkes biliyor üç aşağı beş yukarı.
TIKLAYIN - HDP'den Erken Seçim Çağrısı
"Bütün bu sorunlar çözülmüşken, başörtüsü olayı Türkiye'nin gündeminden çıkmışken, bazı provokatörler ortaya çıkmaya başladı. Hiç gereksiz, caddede yürüyor bir kadın, başı açık bir kadın başörtülü bir kadına vurmaya çalışıyor. Neden? Hangi gerekçeyle? Onun için dedim, 'Üzülmeyin, üzülürseniz provokatörün ekmeğine yağ sürersiniz. Asla üzülmeyin ve moralinizi bozmayın.' Kadın kardeşlerimiz nasıl giyinirlerse giyinsinler, onlara saygı göstermek bizim görevimizdir. Ben ve benim partim, onların sorunlarına çözüm bulmak için onların emrindedir." (DB)