* Fotoğraf: Ankara Tabip Odası
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Ankara Tabip Odası (ATO) İnsan Hakları Komisyonu, cezaevinde bulunan çocuk tutuklu ve hükümlülerin durumuna dikkat çekmek için bugün basın açıklaması yaptı.
Ankara Tabip Odasında yapılan basın açıklamasına, ATO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ali Karakoç, Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ayşe Uğurlu, ATO İnsan Hakları Komisyonu üyeleri Dr. Korel Yalman, Dr. Nihat Bulut ve İnsan Hakları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Nuray Çevirmen katıldı.
- NOT: İHD’nin tespitine göre, Türkiye hapishanelerinde 604'ü ağır olmak üzere 1605 hasta mahpus bulunuyor. 2020 yılı başından beri 7'si infaz ertelemelerinden kısa bir süre sonra olmak üzere en az 59 hasta mahpus yaşamını yitirdi.
“Hasta mahpuslara öncelik verilmeli”
Basın açıklamasının okunmasından önce söz alan ATO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ali Karakoç, COVID-19 pandemisi nedeniyle AKP ve MHP iktidarının ceza infaz yasasında bir değişiklik yapmayı planladığını, eğer bir değişiklik yapılacaksa riskli grupta yer alan hasta tutuklu ve hükümlüye öncelik verilmesi gerektiğini kaydetti.
Bağımsız hekim heyetinin ceza erteleme raporu verdiği hasta hükümlü ve tutukluların raporlarının mahkemelerce kabul edilmediğini vurgulayan Dr. Karakoç bu sebeple ağır hasta mahpusların cezaevinde tutulduğunu aktardı.
Dr. Karakoç, “Son bir ayda 7 mahpusun hayatını kaybettiğini, cezaevlerinde 600’ün üzerinde ağır hasta olduğunu ısrarla vurgulamak istiyorum” diyerek sözü basın açıklamasını okuması için ATO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ayşe Uğurlu’ya bıraktı.
“Çocuğun hakları ve ihtiyaçları gözetilmiyor”
Basın açıklamasını okuyan ATO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ayşe Uğurlu, cezaevlerinin çocuk olmanın ve çocuk gelişiminin doğasına uygun mekanlar olmadığını söyledi.
Dr. Uğurlu, 31 Aralık 2021 itibariyle 1941 tutuklu-hükümlü çocuk bulunduğunu, 566 hükümlü çocuğun ceza infazının ise COVID-19 nedeni ile cezaevi dışında uygulandığı bilgisini verdi.
Ceza infaz sisteminde çocuğun çocuk olmaktan gelen hakları ve ihtiyaçları gözetilmeksizin yapılan çok sayıda düzenleme bulunduğunu söyleyen Dr. Uğurlu, yeterli risk ve ihtiyaç analizi yapılmadan ve etkin önlemler alınmadan çocukların tutuklandığını aktardı.
“Pandemi tedbirleri tecride yol açtı”
Dr. Uğurlu yine pandemi nedeniyle ortak alan etkinlikleri ile kursların iptal edildiğini, acil durum olmadıkça hastane ya da başka hapishaneye sevklerin durdurulduğunu, sivil toplum örgütleri ve öğrenci kulüplerinin düzenlediği sosyo-kültürel etkinlerin askıya alındığını duyurdu.
Dr. Uğurlu bu kapanma halinin tecrit koşullarına yol açtığına dikkat çekti.
Öncelikli olarak suça iten koşulların düzeltilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Uğurlu “hapsetme çocuklar için başvurulması gereken bir uygulama olmamalı” dedi.
Sosyal izolasyon ve disiplin suçları
Cezaevinde olan çocukların fiziki koşulların kötülüğü, sosyal izolasyon ve disiplin suçları nedeniyle ikincil olarak cezalandırıldığını belirten Dr. Uğurlu sözlerine şöyle devam etti:
“Cezaevlerinde kameraların görmediği noktalar, rıza dışı sevk, psikologların yetersizliği, yabancı uyruklu çocuklara yönelik tercüman eksikliği, çocukların ihtiyaçları için ayrı bir ödenek olmaması, disiplin cezaları, çıplak arama, incelemeye muhtaç işçi koğuşları, çocuklara yönelik akran şiddeti ve cezaevi görevlileri tarafından uygulanan şiddet ve cinsel istismar bu cezalandırmaların başında geliyor.”
“Fiziksel ve ruhsal sağlığı koruyacak adımlar atılmalı”
Kısa vadede yapılması gerekenleri, cezaevi koşullarının iyileştirilmesi, tecrit etkisini azaltacak, çocukların fiziksel ve ruhsal sağlıklarının bütüncül olarak korunmasını sağlayacak adımlar atılması olarak sıraladı.
Dr. Uğurlu “cezaevinde çocuk olmaz” diyerek çocukları suça iten koşulların düzeltilmesi gerektiğini belirtti. (AS)