* Fotoğraf: Anadolu Ajansı / Arşiv.
Altıparmak Hukuk Bürosu'nun pro bono (toplum yararına hukuki hizmet) kapsamında takip ettiği, zeytinlikleri madenciliğe açan yönetmelik değişikliğinin iptali için açtığı davada Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (DİDDK), çevre hakkını ilgilendiren davalarda birden fazla davacının birlikte dava açamayacaklarına yönelik Danıştay 8. Dairesi'nin kararını kesin olarak bozdu.
8 Mayıs 2023 tarihli DİDDK kararı, benzer nitelikli uyuşmazlıklar açısından emsal niteliği taşıyor. Karar, yurttaşların mahkemelere erişimi ve adil yargılanma hakkı açısından tespitlerde de bulunuyor.
Değerlendirme
Büronun hukukçularından Avukat Cem Altıparmak, DİDDK'nin kararını özetle şöyle değerlendirdi:
"01.03.2022 tarihli Resmi Gazete'de, zeytinlik sahaları madencilik faaliyetlerine açmak için Madencilik Yönetmeliğinde değişiklik yapan yönetmeliğin yayınlamasıyla birlikte, kamuoyunda ciddi bir tepki ortaya çıktığı, birçok kişinin, çiftçi/tarım örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının davalar açtığı kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Açılan bu davalar sonucunda Danıştay 8. Dairesi'nce, değişiklik yapan yönetmeliğin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
"Bu davalardan bir tanesi de hukuk büromuzca dokuz dernek, yedi kooperatif ve 11 gerçek kişi adına açtığımız davaydı. Ne var ki Danıştay 8. Dairesi bu davada davacıların ortak dava açma ehliyeti açısından oldukça sorunlu bir karar vererek, açılan davada davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunmadığı gerekçesiyle, her bir davacı tarafından ayrı ayrı dava açılmak üzere dava dilekçemizin reddine karar verdi.
Hukuksuz karar
"Bu gerekçeyi kabul edip her bir davacı için ayrı ayrı davalar açmamız halinde, bundan sonra Türkiye'nin herhangi bir yerinde iki kişinin bir araya gelip de çevre, doğa ve insan hakları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda, birlikte dava açamaz hale geleceğini gördük.
"Bu yüzden Danıştay 8. Dairesi'nin bu hukuksuz kararının genel bir uygulama, bir içtihat haline dönüşmesine izin vermemek için, aynı 'hatayı' bile isteye tekrarlayıp tüm davacılar adına yine tek bir dava açtık ve davamızın bir kez daha reddedilmesi üzerine kararı temyiz ederek, davamızı DİDDK'ya taşıdık."
Emsal niteliği
DİDDK'nin bu kararının "emsal" niteliğinde olduğunu söyleyen büro ise kararı şöyle değerlendirdi:
"Sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrede yaşamanın evrensel bir insan hakkı olduğu ilkesi de birlikte değerlendirildiğinde, bu karar, doğanın ve doğa ile uyumlu bir yaşam sürdürmek isteyen tüm canlıların haklarının korunup savunulmasında, tüm yurttaşların, meslek odalarının, birliklerin ve sivil toplum kuruluşların ortak hareket etmek ve birlikte dava açmak noktasında ortak bir kamusal menfaate sahip oldukları gerçeğini bir kez daha teyit etmektedir."
(TY)