Haberin İngilizcesi için tıklayın
Gezi eylemlerinde rol aldığı gerekçesiyle ve kendisine verildiği iddia edilen “etki ajanlığı görev ve faaliyetini yürüttüğü” gerekçesiyle hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkartılan gazeteci Can Dündar yazılı açıklama yaptı.
Dündar, bu yakalama kararının Özgür Gündem davası, Diyarbakır’da yaptığı barış konuşması, MİT TIR’ları davası ve Cumhuriyet davasının ardından hakkındaki beşinci yakalama kararı olduğunu hatırlatarak “hepsini gururla savunurum” dedi.
Dündar iktidara şu soruyu yöneltti:
“Peki, AKP Özgür Gündem’i kapatmasını, barışı dinamitlemesini, Suriye’de kafa kesenlere silah yollamasını, Cumhuriyet’i ele geçirmesini, Gezi’de polise ateş açma emri verip yedi genç cana kıymasını savunabilir mi?”
TIKLAYIN - Can Dündar Hakkında Tutuklamaya Yönelik Yakalama Kararı
Dündar’ın ozguruz.org’taki yazısı şöyle:
Ne olduysa 5 yıl sonra aniden Gezi direnişini hatırlayan savcı, yeni bir cadı avı başlatmış. Gezi'de önplanda görünen insanlar, saçma sapan iddialarla gözaltına alınıyor. Haberler doğruysa savcı beni de "insanları galeyana getirmeye" ve "olay yerindekilerin direncini artırmaya çalışmak"la" suçlamış. Yanılmıyorsam bu, hakkımdaki 5. yakalama kararı... Biri Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma amacıyla yaptığım bir günlük sembolik yayın yönetmenliğimden (Aralık 2016), Bir diğeri, Diyarbakır'da yaptığım "Barış" konulu konuşmadan (Eylül 2017), biri MİT TIR'ları haberinden (Nisan 2018), biri Cumhuriyet davasından (Ekim 2018), şimdiki de Gezi soruşturmasından... Eskiden mahallede bir hırsız yakalayınca işkencede bütün soygunları ona yıkarlardı. Şimdi asıl hırsıza ilişemedikleri için, kendilerini korkutan bütün eylemleri bana yıkmaya çalışıyorlar. Suçlamaların hepsi de ifade ve basın özgürlüğünün alanına giriyor. Peki, itiraf edeyim o zaman: Evet, baskı altındaki Özgür Gündem'e dayanışma için gittim. Evet, Diyarbakır'da barıştan söz ettim. Evet, MİT'in yetkisi olmadığı halde, uluslararası bir suç işleyerek komşu ülkeye gizlice silah kaçırdığını deşifre ettim. Evet, Cumhuriyet gazetesini yönettim. Evet, Gezi'yi, Türkiye tarihinin en büyük, en barışçıl direnişi olarak gördüm, milyonlarca insanın isyanına katıldım ve kalemimle destekledim. Hepsini gururla savunurum. Peki AKP, Özgür Gündem'i kapatmasını, barışı dinamitlemesini, Suriye'de kafa kesenlere silah yollamasını, Cumhuriyet'i ele geçirmesini, Gezi'de polise ateş açma emri verip yedi genç cana kıymasını savunabilir mi? Hakkımızdaki soruşturmalar, yakalama kararları, tehditler, iftiralar, suç işlediğimiz için değil, bu soruları sorduğumuz, baskıya boyun eğmediğimiz, ne yapsalar susmadığımız, mücadeleden vazgeçmediğimiz içindir. Ve o mücadele, asıl suçlular için yakalama kararı çıkana dek sürecektir. |
TIKLAYIN - Zaman Tüneliyle Gezi Direnişi
(EKN)