*Manşet fotoğrafı: MA
İstanbul’da "Newroz ateşiyle direnelim, özgürleşelim" sloganıyla Yenikapı Meydanı’nda yapıldı. Binlerce kişinin alana sloganlarla giriş yapmasının ardından meydanda Newroz ateşi yakıldı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, HDP İstanbul İl Eş Başkanları Erdal Avcı ile Elif Bulut, Barış Anneleri ve HDP eski milletvekili Sırrı Süreyya Önder de kutlamaya katıldı. Ayrıca, Boğaziçi üniversitesi öğrencileri de etkinlikte konuşma yaptı.
Demirtaş: Özgür yarınlarda buluşmak dileğiyle
Newroz’da Edirne Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın mesajı okundu. Demirtaş’ın mesajında “Çok değerli arkadaşlarım, sevgili halkımız! Partimize ve sizlere yönelik akıl almaz baskıların artarak devam ettiği bu günlerde, hepinizi Newroz’un direniş ve özgürlük ruhuyla selamlıyor, özgür yarınlarda buluşmak dileği ile Newroz’unuzu kutluyorum. Newroza we, cejna we pîroz be!” dedi.
Buldan: Karanlık gidişata diyeceğiz
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise konuşmasına tutuklu HDP vekilleri ve belediye başkanlarına selam göndererek başladı.
“Newroz sadece bir bayram değildir” diyen Buldan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Newroz sadece bir bayram değildir, sadece baharın müjdecisi de değildir, Newroz bizim kimliğimizdir, Newroz onurumuz, Newroz bizim kültürümüzdür.
Sevgili halkımız, bugün içerisinde bulunduğumuz süreç çok karanlık, çok sancılı, çok sıkıntılı bir süreç. Önemli bir dönüm noktasından geçmeye hazırlanıyoruz. Türkiye halkları ya karanlığı ya da aydınlığı seçecek. Türkiye halkları ya faşizmi ya da demokrasiyi, Türkiye halkları aydınlıktan, çoğulculuktan, demokrasiden yana olan tüm halklarımız biliyor ve inanıyoruz ki bu karanlık gidişata dur diyecek.
Fotoğraf: Twitter
"Yan yana yürümek zorundayız"
Bu ülkeyi yönetenlere bizlerin en kısa zamanda önümüzde konulacak ilk sandıkta bu tercih yapmak zorunda olduğumuzu bir kez daha hatırlatmak isterim. Elbette tercihimizi aydınlık, demokrasi, özgürlükten yana yapacağız ve bu ülkenin barışından yana yapacağız.
Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Bizlere dayatılan bu yaşam biçimini asla kabul etmediğimizi, ilk sandıkta bu ülkeyi yönetenlere elbette gösterecek. Halkları dışlayan demokrasiyi ortadan kaldıran, bu talebimiz, bu vicdansız düzenin yok olmasına seçime gitmesine elbette etki edecektir.
Bu ülkede Türküyle, Kürdüyle, Alevisiyle, Sünnisiyle, Lazıyla, Çerkesiyle, Ermenisiyle, Süryanisiyle, Arabıyla ve Pomağıyla tüm halklar, tüm inançlar, tüm mezhepler, kadınlar ve gençler hepimiz hep birlikte omuz omuza yan yana yürümek zorundayız. Seçimlerde bu ülkeyi yöneten AKP ve küçük ortağına özellikle ders vermek zorundayız. Elbette bu söylediklerimi gerçekleştirecek cesaretimiz de ferasetimiz de inancımız da var. İşte bizleri yan yana getiren bu inanç, bu moral bu coşku ve kararlılıktır.
"Geleceğimize dair kararlar alamaz"
Hiç kimse bizim geleceğimize dair kararlar alamaz. Türkiye tarihinde böyle bir gelişme yoktur. AKP hükümetine bizim geleceğimizle yarınlarımızla ilgili gençlerimizin hayatıyla ilgili kararlar almasına izin vermeyeceğiz.
Oysa şunu çok iyi bilsinler ki bu bedel ağır bir bedeldir. Türkiye halkları da size bu bedelin sonucunda seçim sandıklarında cevabını verecektir. Biz biliyoruz ki kendileri şatafat içerisinde saraylarda yaşarken, bu ülkenin emekçilerini, işçilerini, kadınlarını, Türkiye halklarını, Türkiye toplumunu sefalete sürüklüyorlar. Bu ülkede işsizlik sorunu var. Bu ülkede açlık sorunu var. Bu ülkede sefalet sorunu var. Bu ülkede ekonomik kriz var.
Fotoğraf: Fatma Erdoğan
"Tecrit sorunu var"
Bu ülkede Kürt sorunu denen devasa bir sorun var. Bu ülkede tecrit sorunu var. Bu ülkede kadınların emeğine saldırı var. Bu ülkede kadınların özellikle eşitlik ve cins mücadelesine büyük bir saldırı var. İşte yaptıkları bütün yanlışları Türkiye halkları üzerinden onlara acımasızca davranan AKP hükümetine buradan sesleniyoruz: Hiç bir şey, kimse halkın iradesinin önüne geçemez. Ne yaptılar, ne yapıyorlar şimdi halkların iradesini gasp etmeyi kendilerine bir yöntem ve anlayış olarak önlerine koydular.
Şimdi aynı güne denk gelen hem Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi hem de HDP’ye açılan kapatma davası gündeme geldi. Bu kapatma davası iktidarın bittiğinin, tükendiğinin resmidir. Herkes bunu böyle bilmelidir, onların kapatması davası varsa bizim de demokrasi ve adalet davamız vardır. Bundan asla vazgeçmeyeceğiz.
Bu kapatma davasını bizden intikam almak için yaptıklarını biliyoruz. Çünkü 7 Haziran’ı unutamıyorlar. Onlar 31 Mart’ı unutamıyorlar. 23 Haziran seçimlerini unutamıyorlar. Ankara’yı, İstanbul’u, Adana’yı, Mersini bir türlü unutamıyorlar. Bizler bugünlere kazana kazana, çoğala çoğala geldik ama onlar bölüne bölüne gidiyorlar, bitiyorlar daha da bitecekler, daha da bölünecekler.
Fotoğraf: Jinnews
"Sözleşmenin iptalini kabul etmiyoruz"
Sevgili kadınlar, bir kararname ile İstanbul Sözleşmesinin kaldırıldığına dair bir haberle uyandık bugün. Buradan seslenmek istiyoruz. Beyler, efendiler son sözü kadınlar söyler. İşte o yüzden İstanbul Sözleşmesi kadınlar bitirmeden asla bitirilmeyecek bir anlaşmadır.
Bu sözleşme TBMM’de bütün partilerin ortak kararı ile çıkarılmış bir sözleşmedir. Tek bir kişinin bir adamın ‘bunu iptal ediyorum’ diyerek bitirilemeyecek olan bir sözleşmedir. Bu ülkede her gün kadınlar öldürülür, tacize, tecavüze uğrarken, bu sözleşmenin iptal edildiğine dair çıkarılan yasayı asla tanımıyoruz, hükümsüzdür diyoruz ve kabul etmiyoruz.
"Herkes barış istemeli"
Barışı istemek sadece bize bırakılmamalı, barışı istemek herkesin sorunu olmalı, barışı talep etmek hepimizin tek amacı olmalı. Bu ülkeye barış gelirse inanıyoruz bu ülkede yaşanan bütün krizler biter. Ben bir kez daha hepinizin tüm halklarımızın kadınlarımızın gençlerimizin Newroz bayramını bir kez kutluyorum. Newroz’un barışa, kardeşliğe, özgürlüğe ve demokrasiye vesile olmasını temenni ediyorum. Newroz pîroz be.”
Buldan’ın konuşmasının ardından sanatçılar sahne aldı. Newroz çekilen halaylarla son buldu. (PT/RT)