İçişleri Bakanlığı, Van’da kocası tarafından öldürülen bir kadını korumadığı için kadının ailesine tazminat ödemeye mahkum edildi.
Ailenin avukatı Müjde Tozbey, öngörülebilir şiddet vakalarında devletin şiddeti önleme yükümlülüğünü hatırlattı. Tozbey, bu kararla birlikte çok sayıda dava açılacağını düşündüğünü, karar DİHA aracılığıyla medyada yer aldığından beri şiddet mağduru kadınlardan çok sayıda telefon ve e-posta aldığını anlattı.
“Şiddeti bildirdiyse, koruma talep etmesine bile gerek yok”
Avukat Tozbey, ortada sürekli artan bir şiddet ve öngörülebilir bir cinayet varken devletin kadını korumak zorunda olduğunu söyledi.
Tozbey, şiddet gören kadınlar bu şiddeti resmi makamlara bildirdiği anda, devletin kendiliğinden harekete geçerek kadına koruması gerektiğini söyledi. Bunun için koruma talebinin kadından gelmesine gerek olmadığını belirtti.
“Kararla ilgili çok sayıda telefon ve e-posta aldım. Şimdiden iki ağır yaralı kadının ailesi aradı. Annesi ya da kızı korunmayan kadınlar aradı. Bu kişilerin tümü dava açmalılar ve haklarını savunmalılar.
“Benzer durumda olan ve korunmayan birçok kadın var. Dava açmaları için yazılı olarak koruma tedbir kararına başvurmuş olmaları da gerekmiyor. Kadın okuma-yazma bilmiyorsa nasıl koruma tedbir kararı talebinde bulunsun? Önemli olan devletin şiddetten haberdar olması.
“Kadın koruma talebinde bulunmuş ya da açıkça bulunmamış olabilir. Ama defalarca karakola, jandarmaya, savcılığa gitmiş. Şiddet gördüğünü söylemiş. Bu yeterli. Jandarmanın, hakimin, savcının, hastanenin, polisin karar alıp kadını koruması gerekiyor.”
Dava süreci
İçişleri Bakanlığı’nın tazminata mahkum olduğu davada; Van’da bir kadın şiddete maruz kaldığı için kolluk kuvvetlerine başvurmuştu. Birçok kez gördüğü şiddet nedeniyle hastaneye kaldırılan kadın, şikayetçi olmak için polise ya da jandarmaya gittiği her seferde kocasıyla barıştırılmış ya da barışmak zorunda bırakılmıştı. Kadın üç yıl önce kocası tarafından öldürüldü.
Cinayet davası tamamlandıktan sonra avukat Tozbey, kadını korumadığı için İçişleri Bakanlığı’na dava açtı.
Mahkeme, İçişleri Bakanlığı’nın öldürülen kadının ailesine tazminat ödemesine karar verdi. Dosya Danıştay’da.
(Öldürülen kadının ailesinin talebiyle haberde dava detaylarına yer vermiyoruz.)
Danıştay’dan dönerse sırada AYM ve AİHM var
Tozbey, İçişleri Bakanlığı’yla ilgili mahkeme kararının henüz kesinleşmediğini, dosyanın şu an Danıştay’da olduğunu söyledi.
“Danıştay’ın kararı onaylaması, kazandığımızı kabul etmesi gerekiyor. Hem iç hukuka hem uluslararası hukuka göre hakkımız olan bir karar. Ancak siyasal olarak müdahaleye de açık bir karar. Bu nedenle karara müdahale edilmesinden endişeliyiz. Çünkü bu kararda açık olarak iktidarın cinayet tarihinde kadına karşı sorumluluğuna dair bir yargılama söz konusu.
“Gerekirse Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gideceğiz. Ama Nahide Opuz kararını hatırlatarak AİHM’e kadar gitmemize gerek kalmayacağını umuyorum. Bu kararda AİHM de ‘Devletin öngörülebilir şiddet vakalarında şiddeti önleme yükümlülüğü var’ diyor.” (ÇT)