17. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin İstanbul ayağı bu pazar günü, 25 Şubat’ta sona eriyor.
Festival daha sonra 1-4 Mart tarihleri karasında Ankara ve İzmir’de devam edecek.
Sizler için Festival’in İstanbul ayağının son üç gününde izleyebileceğiniz 10 filmi özetledik.
Halepli Berber (Mr. Gay Syria)
Halepli Berber, iki eşcinsel Suriyeli mültecinin, hayatlarını yeniden yaratmaya çalışırken yaşadıklarını anlatıyor.
24 yaşındaki Husein, Avrupa'da bir ülkeye gitmek için gereken yerleşme iznini beklerken İstanbul'da berberlik yapıyor. Hem evli hem de küçük bir kızı var. Muhafazakar ailesi ile eşcinsel kimliği arasında ikili bir yaşam sürmek zorunda.
Mahmoud, Suriye LGBTİ hareketinin kurucularından ve Berlin'de yaşıyor. İkisini bir araya getiren şey ise bir hayal: Uluslararası bir güzellik yarışmasına katılmak istiyorlar, hem yaşadıklarını hissetmek hem de var olduklarını hissettirmek için. Ama Husein ve Mahmoud, bunun hiç de kolay olmadığını çok iyi biliyor. Halepli Berber; beklemekle, umut etmekle ve sevmekle ilgili bir film.
* Ayşe Toprak’ın Saraybosna’da İnsan Hakları Ödülü’nü kazanan, Chicago’da ise En İyi Belgesel seçilen belgeseli “Halepli Berber”, bugün saat 19:00’da Cinemaximum City's Nişantaşı Salon 7’de gösterilecek. Filmin gösterimine yönetmeni de katılacak ve seyircilerin sorularını yanıtlayacak.
Ateşlere Doğmak (Born in Flames)
ABD'de barışçıl bir devrimden 10 yıl sonra, sosyalist bir hükümetin iktidara geçtiği bir dönemde, distopik bir dünyanın içine gireriz.
Her ne kadar görünürde sorunlarla ilgileniliyor olsa da; hala işsizlik, cinsiyet ve şiddetle ilgili sorunlar devam etmektedir.
Bu gelecek zamanda, New York'ta, bir grup kadın mobilize halde, erkeklerin devrimini bir adım ileri götürmek ister.
Film, geçtiğimiz yıl yenilenmiş kopyasıyla karşımıza çıkan, gerilla usulü çekilmiş, saklı bir hazine. Lizzie Borden'ın birçok tekniği bir araya getirdiği, feminist devrimci bilimkurgusu; hem sinemasal vizyonuyla hem de zamansız politikliğiyle kült bir film.
* Lizzie Borden'ın çığır açan feminist bilimkurgusu “Born in Flames / Ateşlere Doğmak”, bu akşam 21:30’da Cinemaximum City's Nişantaşı Salon 3’te.
Cano
Her şeyi bırakıp ortalıktan yok olmak, bir çok insanın aklından geçen bir fantezi. Fakat çok azı gerçekten yapar. Bir sabah İbrahim'e telefon gelir, yakın arkadaşı Cano kaybolmuştur. İbrahim başta gündelik hayatına devam eder. Fakat konuyu araştırmaya başlayınca, etrafındakilerin umursamazlığı, onu, arkadaşının yok oluşuyla daha yakından ilgilenmeye iter.
Bu arada sevdiği kadınla arası bozulmuş, ancak kafasındaki sorular yüzünden bir türlü durumu düzeltememektedir. Arkadaşını bulmak ve ilişkisini kurtarmak arasında cebelleşir durur.
Şehirde arkadaşını bulamayan İbrahim, Cano'nun doğup büyüdüğü köye ve kasabaya gitmeye karar verir. Bu arayış, pek çok sorunu olan İbrahim'in hem kendini hem de Cano'yu arayışına dönüşür.
* Salih Demir’in yönettiği, Diyarbakır merkezli bağımsız sinema ekolünün son örneği “Cano”, yarın (24 Şubat) 11:00’de Cinemaximum City's Nişantaşı Salon 3’te… Filmin gösterimine yönetmeni de katılacak ve seyircilerin sorularını yanıtlayacak.
Yüzleşme
Ebru'nun meme kanseri olduğunu öğrenmesi ile açılıyor Yüzleşme. Sonrasında hastanede, sayısız testler, ameliyat ve kemoterapi seansları arasında savrulurken, yolu yeni teşhis konulmuş ya da hali hazırda hastalığı atlatmış diğer hastalarla kesişiyor.
Teşhis konulduğunda hamile olan Nuray, milli kaleci Nurcan ya da binde birden biri erkek meme kanseri hastası Sergun. Hastalıkla yüzleşme süreçleri, bunu çevreleriyle paylaşmaları, vücutlarındaki değişimi karşılamaları ve nihayetinde güçlü bir dirence dönüşen mücadelelerini ve dayanışmalarını izliyoruz.
Yüzleşme, umut veren bir belgesel; hepimizin sık sık ihtiyacını duyduğu bir güçlenme hikayesi.
* Nejla Demirci’nin 2017 TRT Belgesel Ödüllü filmi, yarın (24 Şubat) 16:00’da Cinemaximum City's Nişantaşı Salon 7’de… Filmin gösterimine yönetmeni de katılacak ve seyircilerin sorularını yanıtlayacak.
Kahramanın Sonu
Ara Güler’in I. Dünya Savaşı’nda ölüme mahkum edilen Yavuz zırhlısının hikayesini anlattığı, 16mm çektiği 1975 yapımı film bugüne kadar çok az gösterilme şansı bulabildi.
Oyuncuların; pas, ışık, güneş, demir, çelik, tahta ve çivi olarak tanımlandığı ve İlhan Mimaroğlu’ndan Ruhi Su’ya eklektik bir müzikle arka planın belirlendiği kurgusal yapı; arşiv fotoğrafları ve gerçeküstücü canlandırmalarla kendine özgü bir sinema diliyle harmanlanıyor.
* “Kahramanın Sonu”, yarın (24 Şubat) 19:00’da Cinemaximum City's Nişantaşı Salon 7’de gösterilecek. Film gösteriminin ardından Güler, rol aldığı “Otel”, “İz” ve “Güneşe Yolculuk” filmlerinin yönetmeni, dostu Yeşim Ustaoğlu ile “Kahramanın Sonu”nun hikâyesini konuşacak.
Mom and Dad
Selma Blair ve Nicolas Cage, başta çocuklarıyla birlikte mutlu yaşamlarını süren ideal anne baba olarak karşımıza çıkar. Buraya kadar birçok filmde gördüğümüz ideal Amerikan yaşamı ve banliyö hayatı portresidirler. Ta ki, 24 saatliğine bütün dünyada anne babaların çocuklarına karşı saldırtan bir salgın baş gösterip, çocuklarını öldürmeye çabalayana kadar.
Mom and Dad, Crank (2006) ve Gamer (2009) filmlerinin arkasındaki yönetmenlerden biri olan Brian Taylor'ın, çekirdek aile ve anne babalık kavramlarını en absürt şekilde sorguya çektiği muazzam bir kara komedi.
Her karesi aksiyonla bezeli, bu komik ve sıradışı film, Blair ve Cage'in çılgına dönmüş anne baba rolündeki çok konuşulan performaslarıyla, senenin en dikkat çekici korku filmlerinden.
* Brian Taylor’ın yönettiği “Mom and Dad”, yarın (24 Şubat) 23:59’da Cinemaximum City's Nişantaşı Salon 7’de.
The Breadwinner Pervane (Kabil Sokaklarında Bir Kız: Pervane)
Yılın en çok konuşulan animasyonlarından olan Kabil Sokaklarında Bir Kız: Pervane, güçlü ve etkileyici bir kadın hikayesi.
Deborah Ellis'in çok satan kitabından uyarlanan film, kadınların söz hakkının olmadığı Afganistan'da 11 yaşındaki Pervane'nin babası Taliban rejimi tarafından hapsedilince saçlarını kesip bir erkek çocuğu gibi ailesini geçindirmesinin hikayesi. Bütün tehlikelere ve yakalanma ihtimaline karşın Pervane, bir yolunu bulup babasını kurtarmak istemektedir. Angelina Jolie'nin yapımcılığını üstlendiği, -Oscar adayı Song of the Sea ve The Secret of Kells'in ekibinden- Nora Twomey'in ilk yönetmenlik denemesi olan ve görsel olarak büyüleyici bu animasyon; ailenin, arkadaşlığın ve hayal etmenin önemini vurgulayan ödül sezonunun en etkileyici animasyonlarından.
* Kabil Sokaklarında Bir Kız: Pervane, pazar günü (25 Şubat) Caddebostan Kültür Merkezi Cinemaximum Budak Büyük Salon’da saat 13.00’te gösterilecek.
Tom of Finland
Film, Tom Of Finland imzasıyla tanınan ve bir dönemin kültürel ikonlarından olan Touko Laaksonen'ın renkli hayat hikayesini anlatıyor.
İkinci Dünya Savaşı'nda askerlik yaptıktan sonra evine dönen Tom, cinsel kimliğini gizlemek zorundadır ve türlü baskılarla karşılaşır. Bir yandan da kendi çapında çizim ve sanata yoğunlaşır.
Çizimlerine ulaşan Amerikalı bir yayıncı, Touko'yu ABD'nin batı yakasına davet eder. Los Angeles'ta nihayet özgürlüğüne kavuşan Touko, kendini birden karşı kültürün göbeğinde bulur ve bir ikon haline gelir.
Finlandiya'nın en tanınmış yönetmenlerinden Dome Karukoski'nin bol ödüllü filmi, efsanevi çizimlerin arkasındaki adamın hikayesini, dokunaklı ve etkileyici bir anlatımla aktarıyor.
* Tom of Finland, pazar günü (25 Şubat) Cinemaximum City's Nişantaşı Salon 7’de saat 16.00’da gösterilecek.
The Distant Barking of Dogs (Uzakta Havlayan Köpekler)
Uzakta Havlayan Köpekler'de Ukrayna ve Rusya arasındaki çatışmalara bir çocuğun gözünden tanıklık ediyoruz.
Oleg, çatışma alanına çok yakın olan ve durmaksızın patlama seslerinin yankılandığı sınır köylerinden birinde babaannesi ile birlikte yaşıyor. Köyde kendilerinden başka neredeyse kimse kalmamış, ama onlar için orası ‘evleri' ve kırılgan bir umutla çatışmanın bitmesini bekliyorlar. Fakat çatışmanın şiddeti artıp, patlama sesleri yükselip, yaklaştıkça Oleg'in maceraları, kendi kendine yarattığı oyunlar da bundan etkileniyor ve savaşın izleri, oyuncakları haline geliyor.
Bu unutulmuş ve terkedilmiş topraklarda Oleg'i bir yılı aşkın bir süre yakından takip eden film, çatışmanın çıplak gerçekliğini ve değiştirdiği hayatları, bizlere göstermek, yetişkinlerin sert dünyasını anlamak için çocukluğun masum bakış açısında ısrar ediyor. Belki de bu yüzden, Uzakta Havlayan Köpekler bu kadar soğuk bir konuya dokunan en sıcak filmlerden biri.
* Film pazar günü (25 Şubat) Kanyon Cinemaximum Salon 6’da saat 16.00’da gösterilecek.
Human Flow (İnsan Seli)
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana görülen en büyük insan göçünü yaşıyoruz; dünya çapında 65 milyon insan açlık, iklim değişikliği veya savaş nedeniyle evlerini bırakıp kaçmak zorunda kaldı.
Ünlü sanatçı Ai Weiwei tarafından çekilen İnsan Seli, yaşanan bu benzersiz dev göçün etkileyici bir belgesel anlatımı.
23 ülkede bir yıl süresince yapılan çekimlerle Afganistan'dan Meksika'ya birçok farklı yerde can alıcı insan hikayelerine yoğunlaşıyor. Film, yaşananlara tanıklık ediyor; mülteci kamplarından tehlikeli deniz yolculuklarına, telle çevrili sınırlara, hikayesini anlattığı insanlarla birlikte yol alıyor.
Yersizlikten, ümitsizlikten cesarete, dayanabilmeye, adapte olabilmeye, insanlığın kendini yeniden var edebilme gücüne ithaf edilen film, bu yüzyılı şekillendirecek olan soruyu soruyor: Küresel toplum; korku, izolasyon ve çıkarcılığı bırakarak açıklık, özgürlük ve insanlığa saygının yolunu seçebilecek mi?
* Human Flow, pazar günü (25 Şubat) Akasya Cinemaximum Salon 6’da saat 21:30’da gösterilecek.
--------------------------------------------------------------
* !f Bağımsız Filmler Festivali 1-4 Mart tarihlerinde Ankara ve İzmir’de devam edecek.
* Ayrıntılı festival programı için tıklayın