* Fotoğraf: HDP
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, HDP Genel Merkezi'nde düzenlediği haftalık basın toplantısında güncel gelişmeleri değerlendirdi.
“İzmir İl Binamıza yapılan alçakça saldırıda katledilen Deniz Poyraz yoldaşımızın derin acısını yaşıyoruz. Onu sevgi ve saygıyla anıyoruz tekrar” sözleriyle başlayan Günay’ın açıklamaları özetle şöyle:
Milyonlar Deniz için ayağa kalktı
"O günden beri halkımız, dostlarımız, emek, barış ve demokrasi güçleri, sendikalar partimizi yalnız bırakmadı. Milyonlar Deniz için ayağa kalktı. Bu sahiplenme, bu kararlı tutum, kötülüğün karşısına dikilen bu onurlu duruş, katillere ve katliam ortaklarına verilen en anlamlı yanıttır. Biz bu ülkenin sahibiyiz, her karış toprağındayız, hayatın her alanındayız, bizi bitirmek mümkün mü?
TIKLAYIN- Tanıyanlar anlatıyor: Deniz'i sevmeyen yoktu
Katliamın sorumluları
"Katili tanıyoruz, katilleri tanıyoruz. Bu saldırı ve katliam 7/24 parti binalarımızın önünde nöbet tutan emniyet güçlerinin gözü önünde gerçekleşti. Bu katliamı gerçekleştiren sadece tetiği çeken katil değildir. Daha olayın ilk anında, 'HDP binasında çatışma' haberleriyle olayı manipüle etmeye, daha sonra 'Neden daha fazla HDP’li ölmedi, öldürülmedi' diyerek beklentisini gizlemeyen ve partimizi suçlama hadsizliğinde bulunan gazeteci görünümlü tetikçiler ve gazeteler bu olayın sorumlusudur. Sabah akşam partimizi hedef gösteren iktidar partisi, onunla çıkar ortaklığı yapanlar bu saldırının sorumlusudur. Tıpkı Tahir Elçi ve Hrant Dink cinayetlerinde olduğu gibi iktidarın hedef göstermesi sonucu en demokratik hakkımızı yargılama konusu yapan ve bunun üzerinden de partimizi 'kriminalize eden' yargı bu cinayetin sorumlusudur.
"Bugüne kadar partimize yapılan bütün saldırılarda, saldırganları koruyan, onlara yol veren Genel Merkezimize yapılan taşlı saldırı örneğinde olduğu gibi saldırganları güvenli bir şekilde uzaklaştırıp gözaltına bile alma ihtiyacı görmeyen kolluğun bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı bu cinayetin sorumlusudur.
"İktidarın küçük ortağı cinayetten hemen sonra ortaya çıkan tepki üzerine önce “bizimle alakası yok” dediği cinayeti üzerinden saatler geçmeden Meclis'teki grup toplantısında üstlendi. Katil, kendisine verilen akılla cinayeti 'kişisel bir tepki' gibi göstermeye çalışırken, biz cinayetin siyasi bildirisini 'Deniz Poyraz’ı terörist' olarak gösteren ve katliama onay veren MHP’nin grup toplantısında dinledik. Bu HDP’ye oy veren milyonlarca insanı 'terörist' gören ve aynı mesajla tehdit eden akıldır.
TIKLAYIN- "Bahçeli, bugünkü sözleriyle saldırıyı sahiplendi"
"İntikam ve rövanş davası"
"Bu akıl şimdi de partimiz hakkında kapatma davası açtı. AYM tarafından iade edilen iddianame bir iki göstermelik değişiklikten sonra sanki yeni deliller bulunmuş gibi kabul edildi. İddianame oy birliği ile reddedilmişti, ama aynı iddianame yine oy birliği ile kabul edildi.
"Baştan sona hiçbir hukuki değeri olmayan iddianamede art arda sıralanan absürtlükler saymakla bitmez... HDP kurucu üyesi değilken kurucu üye olarak tanımlanan vekillerimiz mi dersiniz, Mardin’de devam eden üyelerimizin yargılandığı kumpas dosyalarında geçen 2008’den bu yana ulaşılmayan gizli tanıklar mı dersiniz, isim karışıklıkları mı dersiniz, Meclis'e gelmeyen fezlekeler mi dersiniz; özetle kullanılan tüm anayasal haklar iddianamenin konusu haline getirilmiştir.
TIKLAYIN- AYM, 'HDP'nin kapatılması' iddianamesini kabul etti
"Siyasi bildiri hazırlıyoruz"
"Bu metin o yüzden bir hukuk metni değil, HDP’ye karşı hazırlanmış bir siyasi bildiridir. Bu metne karşı biz de en güçlü siyasi bildiriyi hazırlayacağız. Bu dava HDP’yi değil Türkiye’yi, Türkiye’deki insani bütün değerleri kapatma davasıdır.
Kürt sorunuyla yüzleşmek yerine
"HDP’ye kurulan kumpas ve intikam davası; aynı zamanda Kürt sorununda gelinen çıkmazın da sonucudur. Kürt sorunu ile yüzleşmek yerine aynı ezberleri tekrarlayarak yüzsüzleşenlerin vardığı nokta işte bugün komplo, katliamlara başvurmaktır.
"HDP’yi kapatamayacaklar, 6 milyon insanın siyasi temsiline ve onun siyaset yapma hakkına engel olamayacaklar. Türkiye’nin dört bir yanında bulunan 6 milyondan fazla seçmenin evi HDP Genel Merkezi'dir. Şimdiye kadar bu halkın partisini defalarca kapattınız, her türlü engeli çıkardınız ama bu halk demokratik siyasette ısrar etti, mücadelesini büyüterek yoluna devam etti. Dün direndik bugün de direnmeye devam ediyoruz.
TIKLAYIN- Prof. Dr. Osman Can: Bu iddianame ile HDP kapatılamaz
Kobanî Davası
"Aynı saldırgan ve tasfiyeci akıl Kobani Davasında da devrede. Kobani davası da tek bir merkezden ve tek bir amaçla yazıldı. İki haftadır, Sincan’da Kumpas davası görülüyor. İddialar malum, arkadaşlarımız en ağır suçlarla itham ediliyor. Peki salonda ne oluyor?
"Arkadaşlarımıza 'HDP’ye ne zaman üye oldun, HDP’nin MYK toplantısına katıldın mı, twitleri hangi amaçla attın' gibi akla ziyan sorular yöneltiliyor. Yani Kobanî Davasında düşünce ve ifade yargılanması yapılıyor. Burada da bizim siyaset tarzımız hedefleniyor, çözüm önerilerimiz engellenmeye çalışılıyor. Mahkeme heyeti bu davada taraf olduğunu, iktidarın talimatlarını yerine getirdiğini göstermekten geri durmuyor.
"Arkadaşlarımız günlerdir Sincan’da demokrasi tarihine örnek olarak geçecek bir duruş sergiliyorlar. Her biri bu ucuz suçlamalara karşı kendilerini değil Türkiye halklarının ortak geleceğini savunuyorlar. Faşizmi yargılıyorlar. Ne olursa olsun şu tespit tarihe not düşsün; HDP’ye açılan davalar AKP’nin ismini tarihten silecek HDP fikriyatının ülkenin her yerinde kök salmasını sağlayacaktır.
TIKLAYIN- "Bahçeli, Poyraz cinayetiyle iltisakın da ötesinde ilişkili"
(NÖ)