Cizre'de sokağa çıkma yasağı 8. gününde, Halkların Demokratik Partisi (HDP) haftalık Grup Toplantısı'nı İdil’de gerçekleştirdi.
40’a yakın milletvekili, iki gün önce Cizre’ye doğru yürüyüşe geçmiş, polis barikatları nedeniyle İdil’e dönmüştü. Burada gerçekleştirilen Grup Toplantı’sında HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bir konuşma yaptı.
Son üç günde parti binalarına, sivil toplum örgütlerine, mevsimlik işçi araçlarına ve şehirlerarası yolcu otobüslerine 400’e yakın saldırı gerçekleştirildiğini hatırlatan Demirtaş, “Bütün bu olup bitenlerden sonra sadece bir kişiye soruşturma açıldı. Kime? Bana” diye konuştu. Demirtaş, bir suç işlemediğimi, saldırıya uğrayanlara Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 25. Maddesinin 1. Fıkrasını hatırlattığını ifade etti.
HDP’nin insanları demokratik siyasete çekmeye çalıştığını, devlet politikalarının ise gençleri dağa ittiğini ifade eden Demirtaş, “Ben ilk kez 30 yaşımda OHAL'siz nefes aldım. Cizre'ye şimdi bunu yapıyorlar. Özel harekatçıların dokuz gündür Cizre'de yaptığı propagandayı inanın 30 yıldır PKK Cizre'de yapmayı başaramamıştır” dedi.
Demirtaş, İdil’deki esnafa da kepenkleri açma çağrısı yaptı. Konuşmadan satırbaşları şöyle:
“Cizre yanarken Batı’daki mutlu olabilir mi?”
“Hür ve kardeşçe yaşam konusunda ısrarlıyız. Şu esnaflarımızı yakanlara inanın barış nedir diye sorsanız, açıklayamazlar. Çünkü böyle bir dertleri olmadı. Çünkü hiçbir zaman özel TİM’leri tarafından köyleri basılmadı, çünkü hiçbir zaman bir gece evleri basılıp kaybedilmediler. İşkence tezgahlarındaki uygulamaları görmediler, yaşatmadılar. Allah yaşatmasın. Bu halk bunu gördü ve barış diyor. Korktuğu için barış demiyor. Barışın önemini bildiği için barış diyor. Biz de barış arayışı gerçekleştiriyoruz.
“Batı’da yaşayan kardeşim Cizre’ye karşı sussak, yollarda olmasak inanın ki bu ateş her tarafı yakar. Zannediyor musunuz ki Bodrum Cizre’ye çok uzak? Uzak değil. Her yer birbirine çok yakın. Cizre yanarken Bodrum’daki mutlu olabilir mi? Cizre yanarken İstanbul’daki, Edirne’deki sessiz kalırsa yarın kardeşlikten nasıl söz edecek?
“Suriye, Irak da böyle başladı”
“Suriye böyle başladı, Irak böyle başladı. Halkının sesine kulak vermeyen kibirli burnu havada yöneticiler yüzünden bu hale geldi. Türkiye bunun kıyısında. 3 gündür Cizre’deki insanlarımız için uğraşmıyoruz, toplumun geleceğini kurtarmaya çalışıyoruz. Biz bunları yapmaya çalışırken hala Ankara’dan tehdit sesleri duyuyoruz.
“Kolay günlerde barışı savunmak yeterli değil”
“Türkiye'de barış kavramını ağzına almayan siyasetçiye cesur diyebilir miyiz? Tam baldıran zehrinin içileceği günlere gelindi bakıyorsunuz baldıran zehircileri ortada yok. Çözüm sürecinin mutluluğu heyecanı varken, Türkiye barışı desteklerken baldıran zehri içmek kolay.
“Biz yüzde kaç oy getirir götürür bakmadık bakmayacağız. Koltuk kaybedebiliriz önemli değil. Bir adım geri atmış değiliz, diyalog müzakere yönündeki siyasi duruşumuzdan asla taviz vermedik. Bak baldıran zehri içiyoruz şu anda. Kolay günlerde barışı savunmak, çatışmanın cenazelerin olmadığı gün barış demek barış samimiyeti açısından yeterli olmuyor.
“Halka verdiğiniz sözleri hatırlayın”
“Cumhurbaşkanına sesleniyorum: Yaptığımız çağrılara, girişimlere cevap verin. 1-2 yıl önce halka verdiğiniz sözleri hatırlayın. Geçmiş hükümetlerin yaptığı hataları yapmayacağız güvenlik politikalarına sarılmayacağız diyordunuz. Ne değişti?
“100 yıl da sürse, bu noktadan müzakereye başlanacak”
““Türkiye’de yenme-yenilgi üzerine bir savaş yürütme mümkünatı yoktur. Bu çatışma 100 yıl da sürse PKK, PKK olarak; Türkiye Cumhuriyeti Devleti de Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak orada duracak. Olan her gün tabutun içinde taşıdığımız gencecik bedenlere olacak. Yine özgürlükleri demokrasiyi halkın haklarını konuşacağız.. 101. yılda geleceğimiz nokta da yine bu nokta olacak. Bu noktadan müzakereye başlanacak. Bunu uzatmanın kime, nasıl bir faydası olabilir?
“Biz yeniden o noktaya dönmedikçe ülkemizdeki kaosun genişleyerek yayılma ihtimali devam edecek.
"Ben ilk kez 30 yaşımda OHAL'siz nefes aldım"
“AKP’nin yapmak istediği HDP’yi değersizleştirerek insanların demokratik siyasete umudunu kırmaya çalışmaktır. İşte bu dağın yolunu göstermektir. Gelin bakın Cizre’ye insanların neden dağa çıktıklarını anlarsınız.
“Biz insanları HDP’ye çekmeye çalıştıkça devletin politikaları insanları ısrarla dağa itiyor. 90'larda Cizre’de yaşanan şey her yerde yaşanıyordu. Çocukluğumuz onların içinde geçti. Ben ilk kez 30 yaşımda OHAL'siz nefes aldım.
"Özel harekatın Cizre'de yaptığı propagandayı PKK 30 yıldır başaramamıştır"
“Cizre'ye şimdi bunu yapıyorlar. Hatalı politikalar böyledir işte. Sanıyorlar ki polisi askeri yığdığınız da bir şey olacak, değişecek. Özel harekatçıların dokuz gündür Cizre'de yaptığı propagandayı inanın 30 yıldır PKK Cizre'de yapmayı başaramamıştır.
“Geceleri sokakları, evleri tarayan anonslarla küfür hakaret eden özel harekatçılar şu anda bunu yapıyor. Tamam, PKK'ye yardım etmek istiyorsanız devam edin engelleyemeyiz. Her yerde kadınları çocukları öldürün cenazeleri engelleyin.
“Emekli olmuş abilerinize bir sorun onlar neler yaptı burada? Siz daha yeni başladınız. Sizin o emekli işkenceci JİTEM’ci abileriniz görev yaparken Cizre’ye parti tabelamızı asamazdık. Onlar zulümle halkı dize getireceğine inananlar emekli ama partimiz Cizre’de yüzde 94 oy almış durumda. Bugün bunu yapmaya devam edenler zaten peşinen yenilmiş olandır.
“Ülkede OHAL varken parlamento kapalı”
“Bizler Cizre’nin yanındayız derken tüm Türkiye’nin yanındayız demektir. Sadece bugünü düşünen politikacılar halklar arasında duyguların kırılmasına yol açıyorlar. Yeniden barış masasına dönelim dediğimizde öyle hemen kolay olmayacak bu iş. Yaraları iyileştirmeden pansuman etmeden ameliyatı da yapamazsınız. Şimdi işte bir kez daha yaralarımız kanıyor.
“Eğer buradaki varlığımız barışa vesile olmuyorsa bir anlamı yoktur. Biz savaşı izlemek için seçilmedik. Parlamentonun kendini feshetmesi lazım. Partiler anket yapmak yerine elini vicdanına koyup ne verdik ki halka ne istiyoruz demeli. Ama ülkede bu kadar olağanüstü durum varken parlamento halen kapalı.
“Sen bu manşeti atarsan Batı da HDP binalarını yakar”
“Bir havuz medyası var isim vermeyeceğim. Kendileri yazıyorlar, kendileri okuyorlar. Her iş yerine bu gazeteden 10 tane alacaksınız demişler zorunlu. O kanalları izlemeyin o gazeteleri okumayın. Zorla tiraj arttırmaya çalışıyorlar. Yazıp çiziyorlar zannediyorlar tüm dünya onları izliyor okuyor. Kendileri yazıyor kendileri okuyor.
“Hükümet yanlısı medyanın tamamı HDP Cizre’yi karıştırmak için yolda, diyor. Dokuz gündür sokağa çıkma yasağı olan Cizre’de huzur varmış da, biz o huzuru bozmak için yola çıkmışız. Sen bu manşeti atarsan Batı da HDP binalarını yakar. Bu şekilde barış dili söylemi kurulamaz. Bunların hepsi 1 Kasım’da sandık sonuçlarını etkilemeye dönük hamlelerdir.
“Sokağa çıkma yasağının cezası kanunda 100 TL, Cizre’de ölüm”
“Cizre’de yaşananlar gün gelecek açığa çıkacak. Şırnak Valisi, sokağa çıkma yasağı ilan etme yetkisini hangi kanundan alıyorsun? Yasada "gerekli tedbirleri alma" yazıyor. Kesintisiz dokuz gün sokağa çıkma yasağı için parlamento/bakanlar kurulunun karar alması gerek.
“Sokağa çıkma yasağını ihlal etmenin cezası 100 liradır. Gider yatırırsınız. Şu an Cizre’de sokağa çıkmanın cezası ise infaz. Cezası 100 lira olan şeyi Kürtlere ölüm olarak ödetiyorlar.
“Şimdi Cizre’de silahlı militan var mı yok mu bilmiyoruz. Girmek istiyoruz izin verilmiyor. İki tır içme suyu gönderelim diyoruz, ona da izin vermiyorlar. Bunların hepsi büyük cezalar gerektiren suçlardır.
“Seçilmemiş memur, seçilmiş vekilleri ilçeye sokmuyor”
“Cizre dokuz gündür yaşadıklarını unutmayacak. Bizler yaşananların hukuk çerçevesinde hesabını soracağız Şırnak Valisi başta olmak üzere. Hele bu İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan memur. Kendisi seçilmiş değil, parlamento üyesi değil. Ama halkın oylarıyla seçilmiş insanları Cizre’ye sokmayacağım diyor.
“İdil esnafı kepenk açsın”
“Yarından itibaren bölge gezimiz var. İl il, ilçe ilçe barış çalışmamıza devam edeceğiz.
“İdil esnaflarından bu toplantıdan sonra kepenklerini açmalarını rica ederim. Mücadele ve yaşam iç içe devam etmelidir.” (ÇT)