1994'te Sağlık-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Necati Aydın, Mehmet Aydın ve Ramazan Keskin'in JİTEM tarafından öldürüldüğüne dair eski PKK'li ve JİTEM tetikçisi Abdülkadir Aygan'ın beyanları üzerine Bismil Cumhuriyet Başsavcılığı dosya hazırladı.
Bismil Başsavcılığı, çete ve örgüt suçlamalarında soruşturma yetkisinin özel yetkili başsavcılıklarda olduğunu belirterek dosyayı Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi.
"Abdülkerim Kırca öldürdü"
Aygan ilk olarak 2004'te Özgür Gündem gazetesinde yer alan haberde, cinayeti dönemin Diyarbakır JİTEM komutanı Binbaşı Abdülkerim Kırca'nın öldürdüğünü anlatmıştı. Emekli Albay Kırca, geçen ay evinde ölü bulunmuş, intihar ettiği açıklanmıştı.
Bismil Savcılığı'nın dosyasındaysa "Diyarbakır İstihbarat Tim Komutanı Yüzbaşı Tunay Yanardağ, Uzman Çavuşlar Uğur Yüksel, Abdulkadir Uğur, itirafçı Kemal Emlük, Astsubay Nuri Ateş"in adları geçiyor.
Aygan 2004'te olayı şöyle anlatmıştı:
"Necati Aydın, Vedat Aydın'ın akrabasıydı. Onun yanındaki Razaman Keskin, ya Viranşehirli ya da Siverekliydi. Mehmet Aydın da Bismilliydi. Bu gençler bir olay dolayısıyla Diyarbakır DGM'ye düşmüşlerdi. Bunların ne zaman mahkemeye çıkacakları öğrenildi. O gün Toros marka arabayla DGM'nin kapısının civarında beklenildi. Ve bu şahıslar, mahkemeden çıkınca 'Emniyete tekrar gideceğiz, bir şey unutulmuş, size bir şey sorulacak' diye polisin gözü önünde tekrar arabaya alındı. JİTEM'e getirildi. JİTEM'de birkaç gün işkenceyle sorgulandıktan sonra sadece içlerinden Necati Aydın, herhalde dayak yememek ve işkence görmemek için, bildiği şahısları, PKK'nin milislerini, PKK'ye yardım eden bürokratların veya avukatların isimlerini listeler halinde verdi.
"Birgün JİTEM'in sivil arabalarıyla yola çıktık. Arabalardan biri Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı'na, birisi de Tim Komutanlığı'na aitti. İki arabayla Silvan-Diyarbakır arasındaki Kağıtlı Karakolu'nu geçtik. Bir köprü yakınında, ana yoldan ayrılarak bir tarlanın içerisine vardık. Orada bu kişiler, Abdulkerim Kırca tarafından kafalarına kurşun sıkılarak infaz edildi. Bu olayda Şehmuz kod adlı Uzman Çavuş Uğur Yüksel, Adıyamanlı Apo kod adlı Uzman Çavuş Abdulkadir Uğur, ben, Kemal Emlük, Oğuz kod adlı Astsubay Nuri Ateş, Diyarbakır İstihbarat Tim Komutanı Yüzbaşı Tunay Yanardağ ve Abdulkadir Kırca vardı. Daha sonra bunları toprağa gömdük."
Aygan, Taraf gazetesinden Neşe Düzel'e geçen ay verdiği röportajda, olayı bu kez şöyle anlatmıştı:
"Abdülkerim Kırca 1993’ten sonra Diyarbakır JİTEM Grup Komutanı oldu. Bazı cinayetleri bizzat gözümüzün önünde kendisi işledi. Sağlık-Sen Diyarbakır Şubesi’nin üç üyesi Necati Aydın, Mehmet Ay ve Ramazan Keskin JİTEM’de sorgulandıktan sonra Silvan yolunda bir araziye götürüldüler.
"Gençler yan yana dizildiler. Elleri ve gözleri arkadan bağlandı. Sonra komutan Kırca gençlere diz çöktürttü ve tam enselerinden birer el ateş etti. Kurşun beyinlerini delip geçti, alınlarının ortasından oluk oluk kan fışkırdı. Sonra da bize 'gömün bunları' dedi. İki arabayla oraya gitmiştik. Yedi, sekiz kişi bu olaya tanık olduk.
"Üç sendikacı gencin bilgisi Emniyet’ten geldi. Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde ifadeye çıkacakları bize bildirildi. Komutan Kırca da mahkeme serbest bırakırsa bu gençleri alıp JİTEM’e getirmemizi emretti. Nuri Ateş adında astsubayla birlikte dört kişi beyaz Renault’yla mahkemenin önüne gittik ve bekledik. Gençler mahkeme tarafından serbest bırakıldılar. Biz onları almak için yol kenarında beklerken, onlar karşıdan davaları bitti diye sevine sevine geliyorlardı. Üç genci mahkemenin önünden alıp JİTEM’e getirdik. Sorgulandılar..." (TK)
* Bu haberde Diyarbakır Söz gazetesinden yararlandık.