Fotoğraf: Kraliçe'nin cenazesinde, "Kralım değilsin" pankartı/Skynews
Geçtiğimiz hafta yeni Kral III. Charles'ın Oxford'da yaptığı bir konuşma sırasında "onu kim seçti" diye bağırdığı için kelepçelenip sürüklenerek bir göz altı aracına atılan Cumhuriyetçi barış eylemcisi Symon Hill, serbest bırakılmasının ardından, kendisi gibi düşünenlere yapılanların monarşinin geleceğine ilişkin anlamlı tartışmayı susturmaktan başka bir anlama gelmediğini söyledi.
Symon Hill'in tutuklanması Kraliçe'nin ölümünün ardından polisin monarşi karşıtı protestolara yönelik saldırıları arasındaydı.
Onun dışında Edinburgh'da bir kadın "monarşiyi kaldırın" pankartı taşıdığı için ve henüz pankartı yazmaya hazırlanırken aklından geçirdiği şekilde "o benim kralım değil" diye yazarsa tutuklanmakla tehdit edilen bir avukatın sonunda tutuklanması da kayıtlara geçen saldırılar arasında yer alıyor.
Polis şefleri: "Halk monarşiyi protesto edebilir"
Gözaltıların uyandırdığı kamuoyu tepkisi karşısında Ulusal Polis Şefleri Konseyi emirlerindeki polis memurlarına halkın monarşiye karşı protesto hakkı olduğunu hatırlatan bir bildiri yayınlamak zorunda kaldı.
Gözaltına alınmasından bir hafta sonra komünist günlük gazete Morning Star'a demeç veren Hill, polis memurlarına protesto hakkına saygı duymaları için ayrıca talimat vermek zorunda kalınmasının kaygı verici olduğunu söyledi.
"Kıdemli polis memurlarının, [emirlerindeki memurlara] protesto hakkına saygı göstermeleri konusunda talimat vermeleri gerektiği gerçeği konusunda hiç yüzleri kızarmadan konuşabilmeleri oldukça rahatsız edici" dedi.
Yalnızca polis değil medya da yasakçı
Polislerin yarattığı olaylarının yanı sıra Hill, cumhuriyetçi görüşlere basının da yer vermediğini ve dışladığını söyledi.
"Monarşiye sadece nüfusun bir azınlığı son vermek istese bile, bir kenara atılamaz, medyanın çoğunluğu ya bu önemli azınlığı kasıtlı olarak [görmezden geliyor] ya da monarşinin geleceğin konusunda anlamlı tartışmalar yapmaktan korkuyor" dedi. "Yani yeni bir devlet başkanımız olduğu ilan ediliyor ve bunun uygun olup olmadığını tartışamıyoruz.
Hill, sıradan insanların karşılaştığı sorunlara değil de Kraliçe'nin cenazesinin verilen önemden duyduğu kaygıyı da dile getirdi.
Örnek olarak kendisine yolladığı mesajda babasının cenaze masraflarını ödedikten sonra ailesinin kanını doyurmak için mücadele etmek zorunda kaldığını yazan bir kadının başından geçenleri aktardı.
"İnsanların yas tutma ve taziye hakkına saygı duymak bir şey: birçok insan kendi sevdiklerinin cenaze masraflarını ödemekte zorlanırken çok zengin bir ailenin cenaze masraflarını vergi mükelleflerinin karşılamasını beklemek başka bir şey" dedi.
Symon Hill, monarşinin nasıl gösterildiğinin "toplumumuzun nasıl yönetildiğinin tonunu belirlediğini" söyledi. "Bir kişinin diğerine boyun eğmesi ve onu 'majesteleri' diye adlandırması gerektiği fikri, eşitsizliği yerleştirir ve destekler ve kutsar" diye ekledi.
Medyada yaygın olarak yer alan gözaltına alınması ardından Hill, sosyal medyada "vatana ihanetten asılması" da dahil bir sürü küfürlü mesajlar aldığını söyledi.
Ancak ifade özgürlüğü hakkını destekleyen insanlardan gelen destekleyici mesajların düzeyinde de etkilendiğini söyledi.
Symon Hill henüz bir suçlamayla yüz yüze değil, ancak Thames Valley Polisince gönüllü olarak ifade vermeye davet edildiğini söylüyor.
(AEK)