Basın Bülteni
Bir kez daha belirtmek gerekir ki, Türkiyeli Belgesel Sinemacılar olarak, düşünce ve ifade özgürlüğünün damarlarını tıkayan bütün oluşum ve yaklaşımların karşısındayız.
Artık bilimin ve sanatın önündeki her türlü "yasakçı"lık ortadan kalkmak zorunda.
Unutulmamalıdır ki, bir toplumun geleceği tasarlayabilmesinin iki temel unsuru vardır:
Tarihi kavrayabilme olgunluğu-kendisi ile yüzleşme cesareti- ve soyutlama yeteneği yani 'bilim ve sanat'tın üretilebilirliği, yaygınlığı.
Bir toplum, ancak böylece kendini ve hayatı yeniden üretebilir, kendini aşabilir ve geçmiş ile gelecek arasındaki sürekliliği sağlayabilir.
Geleceği karartan, toplumu donanımsız kılan 'her şeyin' karşısında, sivil kültürün güçlendirilmesi bir bütün olarak Türkiye aydınlarının ve sanatçılarının da sorunu olarak daha yakıcı hale gelmiştir.
"Büyük Adam Küçük Aşk"ın yasaklanmasını, yalnızca bir sanat eserine-yaratıcılığa saygısızlık olarak değil, aynı zamanda zaten malul olduğumuz toplumsal hafıza ve kültürel sürekliliğe bir darbe örneği olarak ele alıyoruz.
Belgesel Sinemacılar Birliği