Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın.
Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Ankara’da dün akşam yapılan bombalı saldırıyla ilgilli konuştu.
Bayık Fırat Haber Ajansı’yla (ANF) yaptığı söyleşide, “Bunu kim yaptı bilmiyoruz. Ama Kürdistan’daki katliamlara bir misilleme eylemi olabilir” dedi.
“Ankara eylemi misilleme olabilir”
Bayık, Ankara’da gerçekleşen saldırıyla ilgili şunları söyledi:
“Ankara’da militarizmin merkezinde yapılan eylem de halkımıza karşı yürütülen insanlık dışı vahşi soykırımcı katliamlara karşı misilleme eylemi olabilir.
Bu eylemi kimler yapmıştır bilemiyoruz. Ama daha önce Kürdistan'daki katliamlara misilleme olarak bu tür tepki eylemleri yapanların olduğunu biliyoruz. Herhalde eylemi yapanlar yakında niye yaptıklarını açıklarlar.
Ancak şu açıktır ki, Kürtlere karşı bu kadar zalimce bir savaş yürütüldüğü ortamda birilerinin misilleme ve tepki eylemleri yapması anlaşılır bir durumdur. Cizre’de genç, sivil katleden bir devletin bu eylemler neden yapılıyor demeye hakkı yoktur. Bu eylemlerin sonuçları Kürdistan'da yapılanların yüzde biri bile değildir.
Bu eylemleri kimin yaptığını bilmiyoruz; ancak Türkiye'nin aydınları, yazarları, basıncıları, siyasetçileri Türk devletinin bu zalimliğine karşı çıkmazsa; öfkeli Kürt gençleri de bu Kürt halkına yapılan saldırılara misilleme yapabilirler.
AKP hükümeti bu politikalardan vazgeçmezse tabii ki Türkiye de savaş alanı haline gelir. Köyleri yakılıp yıkılarak Türkiye metropollerine sürülen Kürtlerin şimdi Kürt şehirlerinin ve kasabalarının yakılıp yıkılması karşısında sessiz kalmasını kimse bekleyemez.”
“Savaşı Türkiye'ye taşıma anlayışımız yok”
Bayık, ANF’nin “Bazı Kürtler, ‘savaş hep Kürdistan’da oluyor, PKK hareketi savaşı Türkiye kentlerine taşımıyor’ diyerek bu konuda sizi eleştiriyor. Ankara’da militarizmin merkezi olan bir yerde subaylara karşı eylem yapıldığı bir süreçte bu konuda neler söyleyeceksiniz?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Bizim savaşı Türkiye'ye taşıma gibi bir anlayışımız yoktur. Bizim Türkiye halkıyla, Türkiye toplumuyla herhangi bir sorunumuz yoktur.
Kürt halkı kendi ülkesinde özgür ve demokratik yaşamak istiyor. Bu açıdan kendi topraklarında direniyor, kendi topraklarında onlarca yıldır direnişini sürdürüyor. Şimdi de kendi şehirlerini, kasabalarını ve mahallelerini kendi yönetmek istiyor.
Ancak kendini yönetmek isteyen Kürt halkına karşı kirli bir savaş sürdürülmektedir. Bu yönüyle hep savaş Kürdistan'da oluyor sözü yanlış bir sözdür. Tabii ki mücadele Kürdistan'da olacaktır. Dünyada da böyledir, herkes kendi ülkesinin özgür ve demokratik yaşamını gerçekleştirmek için direnmektedir. Kendi topraklarında direnmektedir. Doğrusu da budur.
Tabii ki gerilla savaşını esas olarak Kürdistan dağlarında yürütecektir. Direnişi Kürdistan'da yürütecektir, Kürdistan'da Türk devletinin kültürel soykırımcı sömürgeci sistemini gerileterek Türk devletini Kürt halkının özgür ve demokratik yaşamını kabul eden, yerel demokrasiyi kabul eden bir çizgiye getirmek istiyor.
Türk devletinden beklemeden çeşitli biçimlerde kendini örgütleyerek kendi mahallesini, şehrini kendisi yönetmek istiyor. Bu açıdan Kürdistan'da niye direniliyor, Türkiye'ye gidilsin savaşılsın yaklaşımları yanlış yaklaşımlardır. Bunlar doğru anlayışlar değildir.
Tabii ki Türk devletinin ağır saldırıları karşısında, metropollerde ve Türkiye'nin birçok yerinde sömürgeci, kültürel soykırımcı sistemin kurumlarına karşı direniş olacaktır, eylem olacaktır. Bunlar zaten gerektiğinde de yapılmaktadır. Bu ayrı bir durum.
Fakat Kürdistan'da niye savaş oluyor, niye Türkiye metropollerinde savaş olmuyor biçimindeki bir yaklaşım bir çarpıtmadır. Yanlış bir değerlendirmedir.
Şöyle bir şey olamaz; biz işimizi gücümüzü bırakıp Türkiye'de savaşacağız! Türkiye'ye savaş açacağız! Böyle bir politika olamaz. Bu yaklaşım doğru bir yaklaşım değildir.” (AS)