Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara’da 10 Ekim’de barış mitingi öncesi düzenlenen ve 100 sivilin öldürüldüğü bombalı saldırıyla ilgili yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, Antep merkezli hücre tipi yapılanmaya sahip örgütün, “Suriye'deki İslam Devleti’nden (İD/IŞİD) talimat alarak Türkiye genelinde eylemler planladıkları” ifade edildi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu ise saldırının IŞİD, PKK, PYD ortak yapımı olduğunu söylemiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu örgütlere Suriye istihbarat servisi El Muhaberat’ı da eklemişti.
Savcılığın açıklaması şöyle:
“1- 19.10.2015 tarihli yazılı basın bildirimizde isim paylaşılmaksızın bazı şüphelilerin evlerinde yapılan aramalar da ele geçirilen materyallerden bahsedilmiştir. Konuya dair daha önceki bildirimizde belirtilen silahların ve bombaların ele geçirildiği evde ayrıca çok sayıda dijital materyale de el konulmuştur.
2- Ele geçirilen dijital materyallerin içeriklerinin çözümüne ilişkin dair emniyet birimlerimizce başlatılan çalışmalar halen devam etmektedir. Çok sayıda elde edilen dijital materyallerin bugün itibari ile yaklaşık yüzde 5'lik gibi çok az kısmı çözülebilmiştir.
Açılan dijitallerden elde edilen verilerde menfur Ankara saldırısını düzenleyen örgüte dair çok önemli bilgiler elde edilmiş olup, hali hazırda uygun görülen bir kısmı aşağıda açıklanmıştır. Buna göre;
a) Söz konusu örgüt Gaziantep merkezli olarak hücre tipi bir yapılanma modeli oluşturmuştur.
b) Gaziantep'teki bu örgüt grubunun doğrudan Suriye'deki DEAŞ (İslam Devleti - IŞİD) terör örgütünden talimat alarak Türkiye genelinde eylemler planladıkları anlaşılmıştır.
3- İncelenen kayıtlara göre;
a) Söz konusu terör örgütünün, Mersin ve Adana'daki HDP saldırılarını, Diyarbakır'daki HDP mitingindeki bombalama eylemini ve Suruç'taki bombalama eylemini gerçekleştirdiklerine dair kuvvetli deliller bulunduğu,
b) Bu terör örgütüne Suriye'deki örgüt merkezinden düzenli para akışının olduğu,
c) Bu terör örgütünün yurt içinde daha birçok eylemleri planladıkları,
d) Özellikle Suriye'den mülteci olarak yurdumuza gelmiş olan ve terör örgütleri ile bağlantısı bulunmayan Suriyeli gençleri örgüte çekmeye çalıştıkları,
e) Suriye'den PKK ve DEAŞ'e (IŞİD) karşı olan tüm gruplara yönelik eylem yapma izni aldıkları, aynı şekilde yurdumuzda yaşayan Hıristiyan ve Yahudilere karşı da eylem yapmak amacıyla aynı ülkeden izin almak için gayret gösterdikleri,
f) Yurt içindeki bir askeri üsse yönelik canlı bomba eylemi yapmayı planladıkları tespit edilmiştir.
4- Ele geçirilen dijital kayıtlarda 10.10.2015 günü Ankara Garı önünde meydana gelen patlamaya dair şu yeni bilgilere ulaşılmıştır;
a) Söz konusu terör örgütü Ankara'da Sıhhiye meydanında yapılması düşünülen barış mitingine katılacak grupları açık kaynaklardan tespit ederek bu gruplara karşı bombalama eylemi gerçekleştirmek amacıyla hedef tespiti yapmıştır.
b) Gerçekleştirilen terör eyleminin sonuçlarından neler beklediklerini kendi içlerinde değerlendirmişlerdir. Eldeki dijital materyallerden edinilen bilgilere göre, bu eylemleri aşağıdaki amaçlara ulaşmak için gerçekleştirdiklerini belirtmişlerdir;
- Yaklaşan seçimleri sabote ederek siyasi istikrarı bozmak ve seçim sonucunda çıkacak siyasi tablodan herhangi bir şekilde hükümet kurulmasını zorlaştırmak,
- Bombalama eyleminde hedef seçtikleri kitleye karşı saldırıyı gerçekleştirip, bu sebeple hedef seçtikleri kitlenin marjinal kesimlerini sokağa dökmek, protesto ve eylemleri çoğaltıp ülkeyi istikrarsızlığa, kavgaya ve kargaşaya sürüklemek,
- Yine kendi gerçekleştirdikleri bu eylemden devletin sorumlu tutulmasını sağlayarak PKK'nın Türkiye'ye saldırılarını meşrulaştırmak,
- Eylemi başkent Ankara'da gerçekleştirerek Türkiye'ye gözdağı vermek,
- Terör eylemlerini yaygınlaştırıp 1 Kasım genel seçimlerini erteletmek,
6- Terör örgütünün Ankara Garı'ndaki bombalama eylemini Suriye'deki örgütten aldığı izinle gerçekleştirdiği, bu eylem için özellikle Türk uyruklu canlı bombacı talep ettikleri, yukarıda belirttikleri amaçları Suriye tarafıyla paylaştıkları tespit edilmiştir.
Anlatılan konularla ilgili olarak Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlükleri bünyesinde oluşturulan 20 kişilik ekip ile dijital verilerin çözümü çalışmaları devam etmektedir. Soruşturmamız derinleştirilerek devam etmektedir.” (AS)