Savcılığa ifade veren İlker Başbuğ'a 50 civarında soru soruldu. Dün (5 Ocak) 13.30'da Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne gelmiş sorgusu yedi saat sürmüştü.
Türkiye'nin 26. Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ'un çıkarıldığı İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklanıp Silivri Cezaevi'ne gönderilmesinin ardından avukatı İlkay Sezer basın açıklaması yaptı.
Müvekkiline, cebir ve şiddete dayalı bir eylem sorulmadığını düşündüğünü söyleyen Sezer şöyle konuştu: "Başbuğ, 'internet siteleri ve basın açıklamalarıyla mı ben bu suçu işledim' diye düşünüyor.
700 bin kişilik orduya komuta etmiş, Türkiye Cumhuriyeti'nin 26. Genelkurmay Başkanı, bu suçlamanın çok ağır bir suçlama olduğunu düşünüyor. Yıllarca beraber çalıştığı, kendisini atayan ve normal emeklilik süresine kadar görevde kalmasında bir sakınca görmeyen hükümetin, ki yaklaşık yedi yıllık bir çalışma süresi var, çeşitli görevlerde, onların görmediği bir suçu ve eylemi 30 Aralık 2011 günü mahkemenin yapmış olduğu suç duyurusuyla, pazartesiden itibaren dört gün içinde Cumhuriyet Savcısının tutuklamayı gerektirir bir soruşturmaya dönüştürmüş olmasını da şaşkınlıkla karşıladık."
"K.arz hususu"
Konuşmanın ardından muhabirlerin sorularına yanıt veren Sezer "İnternet andıcı belgesiyle ilgili 'K.arz' hususu soruldu mu, görmüş mü" sorusuna "Tabii, bunlar beklenen şeylerdi zaten. Bu konuda kısıtlama kararı var. Yani bununla ilgili çok net, çok açık, sayfalarca süren açıklamalarda bulundu. Ama savcı bey böyle takdir etti" dedi.
"İrtica ile Mücadele Eylem Planı olayından bahsetti mi?" sorusuna ise "Ben, o davanın duruşmalarına da katılıyorum. O dosyada andıçla ilgili, Milli Savunma Bakanının onayından zaten bahsedilmiyor. Böyle bir şey yok. İnternet hizmeti alınmasıyla ilgili olarak Milli Savunma Bakanlığı'nın bilgisi olduğu söyleniyor. Onun haricinde bir şey yok" yanıtını verdi.
Avukat Sezer "İrtica ile Mücadele Eylem Planı soruldu mu" sorusuna: "Şimdi onun sorulması normaldir. Yani dosyada zaten o var. Ama bunun müvekkille ilişkilendirilebilecek hiçbir tarafı yok. Dava dosyasında da bu yok. En son yapılan 29 Aralık 2011 tarihli duruşma tutanaklarını okursanız, bu belgelerin neresinde imzası var, neresinde onayı var, çok ciddi beyanlar var, beyanlarına itibar edilen ve tutuksuz yargılanan bir binbaşımız var. Kimse 'ben imzasını gördüm' demedi ki. Hatta duruşma savcısı da 'Ben kendisinin imzasını hiçbir yerde görmedim' dedi. Bu haldeyken, suçlama bu şekilde."
"Kağıt parçasıdır, borudur"
"Böyle bir şey olacağını düşünüyor muydu, aklında böyle bir şey var mıydı?" diye sorduğu Sezer, şunları söyledi:
"Bu kadar yıllık devlet tecrübesine sahip birisinin, hakkında ne şekilde karar alınabileceğine dair olasılıkları düşünmemesi mümkün değil. Ama buna rağmen müvekkilim, pazartesi günü benden, buraya gelip Cumhuriyet Savcılığı'yla, gelişine ilişkin konuyu koordine etmemi istedi. Kesinlikle bu soruşturmayla ilgili ifade verip vermeme konusunda bir tereddüdü olmadı. Nitekim biz geldiğimizde soruşturma savcılığı zaten gününü belirlemişti, günü öğrendik ve başka bir davete de aslında gerek olmaksızın bugün öğleden sonra buraya geldik."
Avukat İlkay Sezer, bir gazetecinin, "Siz müvekkilinizle konuşmuşsunuzdur. Geçmişe dair sözleriyle ilgili çok eleştiride bulunuldu sayın Başbuğ'a. Bununla ilgili bir şey söyledi mi size? İşte, 'kâğıt parçasıdır, borudur', bir pişmanlığı var mı acaba?" sorusunu da şöyle yanıtladı:
"O konularla ilgili kendisine sorulan sorulara samimiyetle cevap verdi. Neden bunları söylediğini, gerekçesinin ne olduğunu, Türk Silahlı Kuvvetleri komutanı olması sebebiyle emir komuta ettiği insanların psikolojik yapısını bildiğini, bunlarla ilgili iyi niyetli yapılmış açıklamalar olduğunu, hepsini tektek söyledi. Burada başka bir amacın olmadığını söyledi. Ben de cebir ve şiddete dayalı bir soru sorulduğunu hatırlamıyorum."
Bir basın mensubunun, "Kendi arkadaşlarının bazı suçlamaları olmuştu. Dursun Çiçek ve diğer bazı komutanlar olsun..." şeklinde soru sorduğu sırada araya giren avukat Sezer, "O sizin iddianız. Duruşma tutanaklarını okursanız, en son 29 Aralık tarihli duruşmaya gelen arkadaşlarımız, orada hiç kimse, 'ben imzasını gördüm' demedi. Hal böyleyken bu şekilde anlaşılması yanlış olur" dedi. Avukat Sezer, müvekkili Başbuğ'un tutukluluğuna itiraz edeceklerini de sözlerine ekledi. (HK)
* Haber Radikal ve Milliyet gazetelerinden derlendi.