Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun (TTK) işlettiği Amasra Taşkömürü İşletmeleri ocağında Cuma akşamı "ilk değerlendirmelere göre" grizu patlaması oldu. Patlamada ölenlerin sayısı saat 11.49 itibariyle 40'a yükseldi.
Evrensel’e konuşan Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel, ilk bir saatin çok önemli olduğunu eldeki oksijen maskelerinin ömrünün bir saat olduğunu belirtirken, kurtarma zamanı uzadıkça endişelerinin arttığını söyledi:
Edindiğimiz bilgilere ve mesleki deneyimlerimize dayanarak bir grizu patlaması olduğunu düşünüyoruz. Grizu patlamalarında, ocakta göçükler meydana gelir, patlamaların sonucunda ortama karbonmonoksit gazı yayılır.
"Bu gazın yayılmasına bağlı olarak ne yazık ki buna maruz kalan işçiler karbonmonoksit gazı zehirlenmesiyle hayatını kaybeder. Bizi endişelendiren nokta, yaklaşık 4,5 saat oldu olaydan bu yana.
"Ve eldeki oksijen maskelerinin ömrü bir saat. Mevzuat gereği yedek maskeler oluyor ama kişi başına umarım yeterli maske olur ve işçiler de onlara ulaşabilecek durumdadır. Endişelerimiz kurtarma faaliyetleri uzadıkça artıyor. Süre uzadığı için bizim kaygılarımız artıyor.”
"Öğlen birlikte çay içiyorsun, akşam cenazesini aliyorsun"
Amelebirliği Amasra Şube Başkanı Yasin Sagay da arama kurtarma çalışmalarına katılan isimlerden.
Sagay yaşananları ve düşüncelerini şöyle anlattı:
“Gündüz vardiyasındaydım, patlamadan yarım saat sonra geldim. Normal bir gaz sızıntısı diye düşündük ama patladığı yerden 1,5 2 km’ye kadar zarar vermiş. Arama kurtarma ekibindeydim.
"Öğlen birlikte çay içiyorsun, akşam cenazesini alıyorsun. Hayatını kaybeden arkadaşlarımızın çoğu 2019 yılında işe girenler. 23-25 yaşında genç, askere gitmemiş arkadaşlarımız, yeni evlenenler var yeni çocuğu olanlar var”
"Göz göre göre gitti adamlar"
Evrensel'in görüştüğü bir başka maden işçisi ise yaşanan maden katliamı üzerine duygularını şöyle dedi:
"Hepsi gencecikti lan! Nefesim daralıyor. Daralıyorum... Daralıyorum! Dün Erhan’la kucaklaştık, gitti göz göre göre. Gitti ya adamlar...(Bu sıradaTelefonun ucunda oğlu var, yarım sözcükler ve ağlamaklı bir sesle:) Efendim oğlum! İçim yanıyor...
"Ocaktaydım. Akşam 6’dan beri arkadaşlarımın cenazesini taşıdım! İyi miyim? Nasıl iyi olabilirim oğlum. Ne kadar çok arayan olmuş! Benim burada çalıştığımı bilen aramış! Ben onlara ne diyeyim şimdi? Evet, evet ocak temizlendi. Hiç kimse kalmadı. Kim mi vardı? Hikmet var, Hikmet'in kardeşi Rahman var, var da var, her taraftan var... Adam oradayken, malı taşırken patlamış... Of! Of!"
(EMK)