Türkiye Barış Meclisi (TBM) Genelkurmay Başkanı ve Başbakan'ın açıklamalarını eleştirdi; PK'ye karşı NATO'yu göreve davet etmenin askeri çözümde ısrar, bunun da Kürt sorununda çözümsüzlüğü derinleştirmek olduğunu dile getirdi.
TBM Dönem Sözcüsü Metin Bakkalcı bugün Ankara'da yaptığı açıklamada, şöyle konuştu:
"Kürt Sorunu, Türkiye'nin sorunudur. Türkiye'nin, demokrasinin geliştirilmesiyle ve halkların gönüllü birliğiyle çözülebilecek bir özgürlük ve demokrasi sorunudur. Askeri çözümde ısrar etmek sorunu çözümsüzlüğe mahkûm etmektir. Ölümlerin artarak devam etmesidir. Tek çözüm yolu sorunun muhataplarıyla müzakere edilmesidir. Bu dış güçlere bel bağlamakla değil Türkiye'nin iç dinamiklerine güvenmekle gerçekleşebilir."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan G20 zirvesi için gittiği Kanada'nın Toronto kentinde, NATO'nun Irak'ta PKK'ye karşı, Afganistan'da olduğu gibi bir görev üstlenebileceğini dile getirmişti. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da PKK'ye ekonomik desteğin kesilmesinin NATO ülkelerinin tavrına bağlı olduğunu söylemişti.
Bakkalcı'nın bugünkü açıklamasında söylediklerinden bazıları şöyle.
AKP "açılım"dan vazgeçti: Hükümet geçen yıl ilan ettiği "Açılım Politikaları"ndan vazgeçtiğini seçimle işbaşına gelmiş Kürt yerel yönetim temsilcilerini, Mahmur ve Kandil kamplarından barışa katkıda bulunma amacıyla gelen grupları tutuklayarak gösterdi. Kürt sorununun demokratik ve özgürlükçü yöntem ve araçlarla çözülebileceği beklentilerini söndürdü.
NATO çözümsüzlük yolu: Demokratik ve barışçıl çözüm yollarını tıkayanlar şimdi askeri yöntemleri en üst düzeyde yeniden devreye soktular. Bir taraftan askeri operasyonları yoğunlaştırdılar, diğer yandan Genelkurmay Başkanı ve Başbakan, PKK'ye karşı NATO'yu göreve davet etme niyetlerini açıkladı. Bu askeri çözümde ısrar etmektir. NATO'nun son yıllarda değişik ülkelerde ne yaptığını bilen herkes, zaten bir barut fıçısı olan Ortadoğu'da yapacaklarından da büyük kaygı duymaktadır. Siyasal, kültürel, ekonomik boyutları olan çok yönlü bir iç sorunu uluslararası askeri güce havale etmek, her bakımdan yanlış ve çözümsüzlüğü derinleştiren bir yola girmektir. Askeri yöntemlerde ısrar etmek, aynı zamanda bölgemizdeki bütün savaş etkenlerini harekete geçirecek sonuçlar doğuracaktır. Türkiye İran'a karşı yığınak yapmak isteyenlere karşı kendi iç sorununu pazarlık konusu yapacak duruma düşürülmüştür. Çözümü bir dış müdahale sorunu olarak görmenin nelere yol açacağı görülmelidir.
Çözüm muhataplarla müzakerede: Türkiye Barış Meclisi olarak uyarıyoruz. Ülke içinde barışı sağlayamayanlar, halkların yokluğa ve kırıma uğrayacağı savaşı davet ediyorlar. Savaştan çıkarı olanlar, milliyetçiliği kışkırtarak halkları karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Mevsimlik Kürt işçilerinin üzerinde kurulan baskılar, sokakta kurulan "idam" imza stantları, Kürt siyasetçilerine dönük tutuklamalara devam edilmesi, ölümler ve çatışmalar Türkiye'yi cehenneme döndürüyor. Sorunun çözümü NATO değil, muhataplarıyla müzakeredir. (TK)