Aslı Erdoğan'ın tutuklandığını öğrendiğimiz 19 Ağustos gecesi, tutuklanma gerekçesi isyan ettirmeyecek gibi değildi. Bu isyanla, “Aslı Erdoğan özgür kalana dek gazetesinde yazmaya var mısınız?” dedik. Twitter'dan ses edenlerle bir yazı nöbeti fikri çıktı.
21’inde yeni adıyla Özgürlükçü Demokrasi gazetesinden arkadaşlarla buluştuk, ilk yazı 23'ünde yayınlandı. 1 Eylül'de Necmiye Alpay'ın da tutuklanmasıyla, bizim gözümüzde iyice önem kazandı bu yazı nöbeti meselesi.
TIKLAYIN - ASLI ERDOĞAN İÇİN YAZI NÖBETİ
Kimseyi davet etmedik yazı nöbetine. Burada bilmem kaç bin tirajlı popüler bir dergiden bahsetmiyorduk çünkü. Çalışanlarının neredeyse yüzde yetmişi hapiste olan, dağıtımı konusunda aşırı güçlükler yaşayan bir gazeteden bahsediyorduk. Aslı Erdoğan ile Necmiye Alpay başta olmak üzere, ifade özgürlüğüne verilen desteğin, devlet eliyle hukuksuz bir şekilde cezalandırıldığı bir durumdan bahsediyorduk. Dolasıyla yaşadığımız hayattan rahatsızlık duyanlar “ben de yazmak istiyorum” desin istedik. Böylesi daha doğru ve kıymetliydi çünkü. İhraç edilen akademisyenler, açığa alınan öğretmenler, kapatılan radyo ve televizyonlar, tekmelenen şortlu kadınlar, tutuklanan yazar ve gazeteciler ülkesinde böyle olması daha doğruydu çünkü. Hatırlarsınız, bu insanlar barış isterken davet beklememişlerdi.
Ne işe yaradığı sorusu vardı ve hala var korkarım. Bu yazılarla kimsenin hapisten kurtulacağı yok, evet. Ama içeridekilere moral verdiğini biliyoruz, haberi geliyor avukatlardan. Batı’dan Doğu’ya barış için mücadele eden ve direnenlere moral olduğunu biliyoruz, haberi geliyor dört bir yandan.
Ancak yazı nöbetine neden davet beklendiğini anlayamıyoruz. Egolarımızı, kırgınlıklarımızı, geçmiş mücadelelerimizin yorgunluklarını bir kenara bırakma vakti gelmedi mi sizce? Çekinenler var bir de. Anlaşılır bir duygu bu, ancak sıra size gelmez mi sanıyorsunuz. Umarım gelmesin, ama adamlar hiç bitmeyecek OHAL yaptılar, farkında mısınız?
Yazmak isteyenler için mail adresimizi verelim tekrar: [email protected]. Barış için yazı nöbetimize bekleriz. Yazmak için yazar olmak şartı aranmıyor, barış istemek şartı aranıyor sadece. Dayanışma güzel bir şey, tadına doyamıyor insan. Üstelik dayanışma muktedirler üzerinde baskı oluşturan bir şey, bunu da hafife almıyoruz. Almayalım lütfen. Ayrıca yazmak dışında yapılabilecekler de var, bir ucundan tutmak isterseniz hani, makbule geçer. (AT/EKN)
* Bu yazı Barış İçin Yazı Nöbetçileri adına yazıldı.