Diyarbakır Sivan'da çıkan çatışmada 13 askerin ve yedi PKK'linin hayatını kaybetmesi üzerine İHD, TİHV, Barış Meclisi ve ÖDP yazılı açıklama yaptı.
Açıklamalarda, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları, ölenlerin ailesine başsağlığı diledi ve yaşanan olayı Kürt sorununda gelinen çözümsüzlüğün bir sonucu olarak görerek, siyasileri barışı kurmak için göreve çağırdı.
"Yeter daha kaç insanımızın ölmesi bekleniyor"
Barış Meclisi, her ölümün Türkiye'yi barıştan ve çözümden bir adım daha uzaklaştırdığını söyleyerek acılara ve çözümsüzlüğe bir an önce son verilmesini istedi.
"Herkesi yakan bu ateşin daha kaç ocağı söndüreceğini bilememek tüm insanlarımızı kahrediyor. Kürt Sorunu'nun demokratik çözümsüzlüğündeki ısrar, isteksizlik, tereddütlü davranış ve zamanında hareket etmemenin bedelini bu toprakların insanları on yıllardır çok ağır ödüyor."
"Soruşturma açılmalı"
İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın yaptığı ortak açıklamada, yirmi insanın ölümü ve yedisinin yaralanmasına neden olan olayla ilgili soruşturma açılması ve olayın tüm detayları kamuoyu ile paylaşılması istendi.
"Çatışma bölgesinde çıkan yangının nedeni ve bunda savaş uçaklarının rolünün ne olduğunun araştırılması olayın aydınlatılması açısından önemlidir.
Açıklamada, AKP'nin, CHP'nin ve BDP'nin devam eden siyasî krizi haklar temelinde sona erdirmesini istendi.
"Meclis, tarafların müzakere yoluyla sorunun çözümü için gerekli adımları atması için insiyatif almalı, bir an önce güven ortamı yaratarak artık bu sorunun çözümünde şiddetin tamamen devre dışı bırakılmasını sağlanmalı, barış için, demokratik anayasa için acil adım atmalı"
"Acımızı barış çağrısına dönüştürelim"
Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Alper Taş'ın yayınladığı açıklamada, bu acıyı bir barış çığlığına ve çağrısına dönüştürmekten başka bir yol olmadığı söylenerek, siyasi operasyonlara son verilmesi ve PKK'nin silahları susturması istendi.
"'Artık Yeter' diyeli çok oldu, Şimdi elbette herkes yine konuşacak; kimi kan kusacak kimi hesap sorma naraları atacak! Ve biliyoruz ki Türk-Kürt analar ayrı dillerden aynı ağıtları yakacak. Şimdi bu acıyı bir barış çığlığına, bir barış çağrısına dönüştürmekten başka bir yolumuz yok. Ölümler barış umudunu tüketmekte, halkların kalbinde onarılmaz yaraları derinleştirmekte." (NV/ŞA)