Haberin İngilizcesi için tıklayın
Barış Bloku, Büyükada’daki eğitim toplantısında gözaltına alınarak tutuklanan hak savunucularının serbest bırakılmasını talep etti.
Altı hak savunucusunun tutuklanmasıyla ilgili barolara ve hukukçulara çağrı yaptı:
“Barış Bloku olarak bu operasyonu toplumsal barışı tahrip etmeye yönelik skandal bir uygulama olarak görüyor ve kınıyoruz. Bu yanlıştan bir an önce dönülmeli, hak savunucuları derhal serbest bırakılmalıdır. Başta barolar ve hukukçular olmak üzere ülkemizdeki adalet ve demokrasiden yana kurumları göreve çağırıyor, bu hukuk cinayetlerine karşı harekete geçmeye davet ediyoruz.”
Büyükada’da gözaltına alınan hak savunucularından Özlem Dalkıran, İdil Eser, Günal Kurşun, Veli Acu, Ali Garawi ve Peter Steudtner 18 Temmuz’da tutuklanmış, Nalan Erkem, İlknur Üstün, Nejat Taştan ve Şeyhmus Özbekli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
“Tutuklama fiilen cezalandırma”
Barış Bloku açıklamasında şu ifadeler öne çıktı:
“Tutuklanma talebinde, telefonla konuştuğu emlakçının bylock kullanıcısı olması gibi ‘gerekçeler’ var. Bilgisayarında bütün insanların vicdanını kanatan açlık grevindeki eğitim emekçileri ‘Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile ilgili bilgiler olması’ da tutuklanmalarının ‘gerekçesi’ olarak kayıtlara geçiyor.
“Bu hukuk skandalı, son iki yıldır ülkemizin alnına sürülen binlerce karardan sadece biri. Hak savunucularının daha önceki yüzlerce örnekte olduğu gibi ne kadar süre tutuklu kalacakları meçhul. Bu tutuklamanın fiilen bir cezalandırma olarak kullanılacağı çok açık.”
“İnsan haklarını savunursanız tutuklarız’ mesajı”
“Ancak hepsinden önemlisi iktidar, kendi gibi düşünmeyen herkesi ‘terörist’ ilan edip her toplantıyı basarak katılanlar hakkında içi boş iddialarla davalar açıp hürriyetlerini kısıtlama hakkını kendinde bulacağını ilan ediyor.
“Bu yolla topluma, ‘insan haklarını, barışı, adaleti, demokrasiyi savunursanız hepinizi terörist ilan edip tutuklarız!’ mesajı vermek istiyor. Bu çabanın boşuna olduğunu biliyoruz. Demokrasi savunucularına vurulan kelepçeler her seferinde daha fazla insanın ellerini birleştirmekten başka işe yaramamıştır."
Ne olmuştu?İstanbul Büyükada'da “insan hakları savunucularının korunması dijital güvenliği” konulu bir atölye çalışması için bir otelde biraraya gelen 10 insan hakları savunucusu, 5 Temmuz’da otele düzenlene polis baskınıyla gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlardan 30 saat boyunca haber alınamamıştı. Hak savunucularıyla ilgili gözaltı kararının da gözaltına alınmalarından tam beş saat sonra verildiği ortaya çıkmıştı. 10 kişi hakkında yedi gün gözaltı kararı verilmiş, bu süre daha sonra 14 güne uzatılmıştı. 10 hak savunucusu 17 Temmuz’da adliyeye götürülmüş, savcı “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" (TCK 220/6), "silahlı terör örgütüne üyelik" (314/2 ve 314/3) suçlamalarıyla tutuklanmalarını talep etmişti. 18 Temmuz’da İnsan hakları savunucuları İdil Eser (Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü), Özlem Dalkıran (Helsinki Yurttaşlık Derneği), Günal Kurşun (İnsan Hakları Gündemi Derneği), Veli Acu (İnsan Hakları Gündemi Derneği), Ali Garawi (İsveç vatandaşı insan hakları eğitimcisi), Peter Steudtner (Almanya vatandaşı insan hakları eğitimcisi) tutuklandı. İlknur Üstün (Kadın Koalisyonu), Nalan Erkem (Helsinki Yurttaşlık Derneği), Nejat Taştan (Eşit Haklar İzleme Derneği), Şeyhmus Özbekli (Hak İnisiyatifi) yurtdışına çıkış yasağı ve haftada üç gün adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.(ÇT) TIKLAYIN - AVUKAT EYÜBOĞLU HAK SAVUNUCULARININ TUTUKLANMA SÜRECİNİ ANLATTI |
(BK)