Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) “Hak ihlali var” dediği Balyoz davasıyla ilgili tekrar yargılanan ve tahliye edilen, ardından beraat eden 236 kişiyle ilgili gerekçeli karar açıklandı.
Gerekçeli kararda sanıkların mahkumiyetleri için delil olarak sunulan dijital delillerin sahte olduğu, sanıkların mahkumiyetlerine yetecek kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı ifade edildi.
Gerekçeler
Gerekçeli kararın satırbaşları şöyle:
* Yargılamanın yenilenmesi aşamasında elde edilen deliller doğrultusunda gazeteci tarafından teslim edilen 11 ve 17 nolu CD’lerin sahte olarak oluşturulduğu kesin olarak tespit edilmiş, mahkumiyet hükmüne esas alınan diğer tüm dijital delillerin de sahte olarak oluşturulduğu yönünde kuvvetli şüphe oluşmuştur.
* Türk Silahlı Kuvvetleri'nin üst kademelerinde görev yapan, bir çok konuda donanımlı olan kişilerin böyle bir illegal yapı oluşturmaları halinde bunu illegal yapıya katılmayan bir çok kişinin bulunduğu bir ortamda dile getirmeyecekleri aşikardır.
* Delillerin değerlendirilmesi sonucu sanıkların yüklenen "Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini Cebren Iskat veya Vazife Görmekten Cebren Men Etmeye teşebbüs" suçunu işledikleri yönünde mahkumiyetlerine yetecek, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı düşünülmüş, sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin iptali ile yüklenen suçları işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle beraatları yönünde hüküm kurulması uygun görülmüştür.
* Donanma Komutanlığı ve Hakan Büyük'ün evinde ele geçirilen dijital delillerin iyi niyetli olmayan kişi veya kişilerce sahte olarak oluşturularak bu yerlere konulmuş olabileceği düşünülmüştür.
* Suça konu HD5, CD'ler ve USB'deki bazı belgelerin tarih ve zamanlarının gerçek takvim zamanını yansıtmadığı, bu belgelerin sistem zamanı güncel olmayan bilgisayarlarda oluşturulmuş ve/veya üst verilerindeki tarih ve zaman bilgileri sonradan gerçek zamanı yansıtmayacak şekilde değiştirilmiş oldukları kanaatine varılmıştır.
* Gölcük Donanma Komutanlığı'nda arama yapılmasına neden olan ihbarda direkt olarak suça konu dijital verilerin bulunduğu yerin belirtilmesi şüpheli ve dikkat çekici bulunmuş, sanıkların dijital verilerin başkaları tarafından kasıtlı olarak sahte olarak düzenlenip buraya konulduğu yönündeki iddialarının ihtimal dahilinde olduğunu düşündürmüştür.
* İllegal faaliyet gösterdiği iddia edilen sanıkların, gizli olarak bir araya gelip görüşme imkanları varken kendileri dışında pek çok kişinin katıldığı bir seminer düzenlemeleri, düzenlenen bu seminerde darbe planlarından söz etmeleri, üstelikte “gizlilik ve güvenlik kuralına” tamamen aykırı olarak seminer konuşmalarını aleyhlerine delil oluşturacak şekilde kayda alıp saklamaları hayatın olağan akışına uygun bulunmamıştır.
Ne olmuştu?
"Balyoz", ilk olarak Taraf gazetesinin 20 Ocak 2010'daki haberinde açıkladığı 2003 tarihli "Balyoz Harekât Planı" başlıklı belgelerle gündeme geldi.
İddialara göre plan, dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın liderliğinde, darbe zeminini hazırlama amaçlı "Çarşaf", "Sakal", "Suga" ve "Oraj" kod adlı eylem planlarından oluşuyordu.
Taraf gazetesinden Mehmet Baransu, 30 Ocak 2010'da elindeki belgeleri bir bavul içerisinde o dönem Beşiktaş'ta bulunan İstanbul Adliyesi'ne teslim etti.
Bavulda 5 bin sayfadan fazla belge, 19 CD ve 10 teyp kaseti vardı. Belgelerde "Balyoz Harekât Güvenlik Planı"nın yanı sıra 1. Ordu Harekât Başkanı Kurmay Albay Süha Tanyeri'nin darbe hazırlıklarının konuşulduğu toplantıda aldığı öne sürülen özel notlar, altında dönemin Harp Akademileri Komutanı Hava Orgeneral İbrahim Fırtına'nın isminin olduğu "Oraj Harekât Planı", altında dönemin Donanma Komutanı Oramiral Özden Örnek'in isminin bulunduğu "Suga Harekât Planı" ve fişleme listeleri vardı.
"BALYOZ HAREKÂT PLANI.doc" isimli word belgesi ve diğer tüm Balyoz belgeleri tek bir CD içinde yer alıyordu. Sanık avukatları, 5 Mart 2003'te oluşturulan CD'nin içerisinde 2008 ve 2009'a ait isimler, rütbeler, yer isimleri ve dijital veriler bulunduğunu öne sürerek CD'nin sahte olduğunu öne sürdü.
İddianameye göre, "Balyoz" beş aşamada gerçekleştirilecekti:
1. İstihbarat faaliyetlerinin yer aldığı ve tamamlanmış olan aşama.
2. Askeri müdahale için zemin hazırlama süreci. (Kargaşa yaratmak, Yunanistan'la ilişkilerinin gerilmesi, İstanbul ve çevre illerde sıkıyönetim ilan edilmesi...)
3. Askeri müdahalenin fiilen ilan edilecek.
4. Yürütme görevi "Milli Mutabakat Hükümeti"nce devralınacak.
5. Yürütmenin tekrar sivil yönetime devredilmesi için seçime gidilecek.
İlk duruşma 16 Aralık 2010'da başladı. 29 Mart 2012'de savcı 920 sayfalık esas hakkında mütalaayı sundu. Davada 250'si tutuklu 365 sanık vardı.
Savcı, sanıkların "Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini, cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs" suçundan, eski TCK'nın 147. ve 61. maddeleri gereğince 15-20'şer yıl arasında hapis cezasına çarptırılmasını istedi.
Dava 21 Eylül 2012’de tamamlandı, Davanın bir numaralı sanığı emekli 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan ile Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek ve Emekli Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halil İbrahim Fırtına'ya darbe girişiminde bulundukları iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Ardından eksik teşebbüste bulundukları gerekçesiyle cezaları 20 yıl hapis cezasına düşürüldü.
AYM, 18 Haziran 2014’te verdiği kararla 230 Balyoz davası sanığının başvurusu üzerine verdiği kararda dijital veriler ve sanık dinlenilmesiyle ilgili konularda haklarının ihlal edildiğine hükmetti.
Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti de 19 Haziran 2014’te Balyoz davasından tutuklu 230 sanığın tümünün tahliye edilmesine karar verdi.
Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararı sonrası yeniden Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanan Balyoz Davası'nda sanıkların tamamı 31 Mart 2015’te beraat etti. (EKN)