Bu sabah saatlerinde Gezi direnişi kapsamında bariyerlerle kapatılan Taksim Meydanı’na giren polislerin mikrofonundan kalabalığa konuştuğu için eleştirilen gazeteci Hayko Bağdat yaşananları bianet’e anlattı.
Bağdat, polisin müdahaleye hazırlandığı sırada polis ekiplerinin iki metre kadar önünde kol kola zincir oluşturduklarını, müdahale olmaması için de megafonlarıyla kitleye seslendiklerini ama daha sonra sesin yeterince yüksek olmaması ve tansiyonun her an artması nedeniyle polisin uzattığı mikrofondan kitleye zincire katılma çağrısı yaptıklarını söyledi.
Bağdat amaçlarının çatışma ortamını sakinleştirerek polisin Gezi’ye girişini engellemek olduğunu da sözlerine ekledi.
“Kitleye kesinlikle geri çekilme çağrısı yapmadım”
Bağdat, yaşananları şöyle özetliyor:
“Başbakan’ın Çarşamba günü bazı insanlarla görüşeceği Bülent Arınç tarafından ifade edildi. Bu isimler arasında adımın geçtiğinden benim şifahen haberim vardı ama Taksim Dayanışma’nın haberi yoktu. Taksim Dayanışma bunu duyunca ‘Biz dışarıda bırakılıp, iyi eylemciler mi çağrılıyor’ diye haklı bir serzenişe kapıldı.
“Ben de dün gece Taksim Dayanışma’yı arayıp onların alacağı tüm kararlara katılacağımı, gidip gitmeme kararını beraberce vermemiz gerektiğini ve bugün yapılması planlanan Taksim Dayanışma toplantısına katılacağımı söyledim.
“Bu sabah toplantı için Taksim’e geleceğimiz sırada polis müdahalesi haberini alınca hep birlikte Gezi Parkı’na koştuk.
“Benim daha önce başıma gelen bir saldırı girişimi vesilesiyle tanışmak durumunda kaldığım güvenlik şube amiri bugün Taksim’de operasyonu yönetiyordu. Hemen kendisine gittik ve ne yaptıklarını sorduk. Gezi’ye müdahale yapılmayacağını, Taksim’e düzenleme yapacaklarını söylediler.
“Fakat polisler alanı tamamen çevirmiş durumdaydı. Vali’yi de aradık. O esnada müdahalenin başlayacağını düşünen kitle Gezi merdivenlerinde toplandı. Öfkeli bir grup da polise kadar geldi. Bu esnada karşılıklı çatışma başladı. Hatta motoru çalışır vaziyetteki bir TOMA’nın altına üç kişi yattı.
“Bu esnada biz polisin iki metre önüne kol kola girerek zincir oluşturduk. Megafonla ‘Arkadaşlar polisin önündeki barikata dizilelim. Vali müdahale olmayacağını söylüyor. Tüm kameralar önünde bu talebimizi tekrar dile getirelim. Polisin önünde kurduğumuz barikatta polisin meydan kalmasına direnip direnmeyeceğimize karar verelim’ dedik.
“Fakat olaylar büyüdü ve sesimiz kitleye ulaşmayınca polisin biri telsiz mikrofonunu bize uzattı ve bundan sesiniz daha çok çıkar dedi. Ben de mikrofonu alıp aynı anonsu bir kere de oradan yaptım.
“Bu anonsta kitleyi dağıtmak veya kitlenin geri çekilmesi talebini dile getirmedim. Sadece insanlara polisin önündeki barikatta toplanmaları için çağrıda bulundum. Çünkü ciddi abluka altındaydık ve bir müdahale durumunda kötü olaylar yaşanabilirdi. Asla bir geri çekilme ya da dağılma çağrısı yapmadım.”
“Herkes gaz yerken toplantı sağlıklı olmaz”
Hayko Bağdat, yarın Başbakan’la yapılması planlanan görüşmelerin sağlıklı olmayacağı düşüncesinde.
“Çağrılan herkes bugün ciddi anlamda gaz yedi ve yemeye devam ediyor. Muhtemelen devam da edecek. Böyle bir ortam söz konusuyken sağlıklı toplantı yapılabileceğini düşünmüyorum.
“Ben Taksim Dayanışma’nın alacağı karara uyacağım. Katılmama kararı alırlarsa katılmayacağım.
“Öngörülebilir bir şey değildi”
Bugüne kadar direnişin her aşamasında yer almış, tüm gücüyle destek vermiş, barikatlarda yer almış biri olarak şu an kendini gerçekten kötü hissettiğini söyleyen Bağdat, sözlerini şöyle sonlandırıyor:
“Polis plastik mermi kullanıyor, çok sayıda yaralı var ve bu durum belli bir öfke yaratıyor. Manipülasyonlar sayesinde bu öfke belli bir oranda bana da yansıtılıyor. Ben kendi adıma inisiyatif alıp müzakereye girmiş falan da değilim.
“Polis mikrofonu kullanmanın kitle üzerinde moral değer olarak negatif etkisini tabii ki anlıyorum ama o hengame içinde bu öngörülebilir bir şey değildi.” (EKN)
* Fotoğraf: Agos